Özge Kizir

Türkiye’ye ihraç edilen 11 Tır dolusu patatesin geri gönderilmesi üzerine üzerine Haberal Kıbrıslı Gazetesi’ne konuşan Eziç İşletmeleri Direktörü Mehmet Eziç “Mersin Kapısı yüzde yüz açıktır. Yeter ki biz hastalıksız ve ilaçsız patates veya portakal ihraç etmeye çalışalım. İşin içerisinde olmadığım için bu konuda net bir bilgiye sahip değilim. Fakat 11 ton patates geri geldiğine göre muhakkak bir sorun vardır” dedi. 

Kıbrıs Türk Sanayi Odası başkanı Ali Çıralı da, Türkiye’nin standartlara uygun olmayan mallara göz yummadığına dikkat çekerek, “Standartlara uygun değilse veya ilaç kalıntısı varsa bu tür ürünlere artık Türkiye göz yummuyor. Uygun olanları geçiriyorlar. Fakat bahsedilen 11 Tırın geri dönüş nedenlerini bilmiyorum. Patates üreticilerinin çok iyi ve kaliteli patates üretiyoruz diye iddiaları vardır. Çok kaliteli patates ürettik diyorlar. Fakat neden geri gönderildiği konusunda bir açıklama yoktur” şeklinde konuştu.

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası Genel Koordinatörü Hürrem Tulga, Mersin Kapısı’nın bir duvar olarak tarif edildiğini, halkta ve üreticilerde böyle bir algı oluştuğunu kaydederek, “Yani üreticiler, buradan giden ürünlere kasıtlı bir ambargo uygulanıyormuş gibi düşünüyorlar. Ancak burada bizim sorumluluklarımızı yerine getirmediğimiz, analizleri istenilen düzeyde yapamadığımız aşikardır” dedi.

Doğancı patates üreticileri Mersini geçemediklerini, son birkaç gün içinde Türkiye'nin Limanı'nda 11 Tır dolusu patatesin geri gönderildiğini belirtti. Bu yıl çok kaliteli bir şekilde üretilen patatesin fiyatının çok düşük kaldığını belirten üreticiler, ihracatın da devletin yeterince ilgilenmemesi nedeniyle gerçekleşemediğini belirtiler. Yaşanan durumu Haberal Kıbrıslı gazetesine değerlendiren Eziç İşletmeleri Direktörü Mehmet Eziç, kaçak patates üretim duyumlarını çok aldıklarını kaydetti.

“Tarım üreticilerinin haklarını korumamız lazım, onlarsız olmuyor fakat kaçak patates ekildiği duyumlarımız çoktur”

Eziç, “Tarım üreticilerinin haklarını korumamız lazım onlarsız olmuyor fakat kaçak patates ekildiği duyumlarımız çoktur. Örneğin, devlet bu yıl ihtiyacımız 100 tondur diyor.  Her üreticiye 100 tona kadar tohum dağıtıyor. Fakat üreticilerimiz Güney kesimden kaçak tohum getirerek kaçak patates ekiyorlar. Bir bakıyorsunuz ki yıl sonunda çıkan patates 180 ton olmuş” dedi.

“İhtiyacın dışında patates üretimi yapılınca bu defa da patatesler üreticilerin ellerinde kalıyor”

İhtiyacın dışında patates üretiminin yapılmasının üreticinin zararına olduğunu ifade eden Eziç, “İhtiyacın dışında patates üretimi yapılınca bu defa da patatesler üreticilerin ellerinde kalıyor. Bu sefer hakikaten yapmayan üretici de mağdur oluyor. Kendi içlerinde haksız rekabet oluyor. Esas sorunun oradan kaynaklandığını düşünüyorum” ifadesini kullandı.

“Kapı sonuna kadar açıktır çünkü gözlerim ve kulaklarımla sonuna kadar dinledim”

Tarım Bakanı Erkut Şahali’nin Mersin Kapısı konusunda yaptığı konuşmayı değerlendiren Eziç, “Birkaç toplantıda ve geçmiş Ticaret Odası Yönetim Kurulu döneminde bulunmuştum. Yüzde yüz kapı açıktır. Yeter ki biz hastalıksız ve ilaçsız patates veya portakal ihraç etmeye çalışalım. Kapı sonuna kadar açıktır çünkü gözlerim ve kulaklarımla sonuna kadar dinledim” şeklinde konuştu.

“11 ton patates geri geldiğine göre muhakkak bir sorun vardır”

Eziç, sözlerine şöyle devam etti: “Fakat giden patateslerde ya ilaç yada hastalık vardı. O da ne demek? Tarım Bakanı Erkut Şahali’nin dediği gibi standardı yerine getiremedik demektir. Sosyal medyada bir yazı yazmıştım. Onu da geçmiş dönemde yaşadığım bir olaydan dolayı yazmıştım. Fakat galiba bunlarda ilaç değil de hastalık varmış sanıyorum. İşin içerisinde olmadığım için bu konuda net bir bilgiye sahip değilim. Fakat 11 ton patates geri geldiğine göre muhakkak bir sorun vardır.

“Herkesin kendi standartlarını yerine getirmesi lazım”

Bu konuda devlet gel bizi kurtar olmamalıdır. Devlet hangi birini kurtaracak.  Hayvancıyı, sütçüyü veya çobanı hangi birini kurtaracak. Bu devletin eti ne budu ne. Herkesin kendi standartlarını yerine getirmesi lazım. Teşvik veya prim 3-5 yıl olur. Biz 40 yıldır hala daha teşvik istiyoruz kurtar bizi diyoruz. Onun doğru olduğu kanaatinde değilim.”

Çıralı: “Standartlara uygun değilse veya ilaç kalıntısı varsa bu tür ürünlere artık Türkiye göz yummuyor”

Kıbrıs Türk Sanayi Odası başkanı Ali Çıralı, uygun standartları karşılamadığı için Türkiye’nin artık bu gibi durumlara göz yummadığına dikkat çekti. Çıralı, “Standartlara uygun değilse veya ilaç kalıntısı varsa bu tür ürünlere artık Türkiye göz yummuyor. Dolayısıyla geri gönderildi. Fakat bahsedilen 11 tırın geri dönüş nedenlerini bilmiyorum. Bununla ilgili bana bir bilgi gelmedi” şeklinde konuştu.

“Uygun olanları geçiriyorlar…”

Mersin Kapısı’nın sonuna kadar açık olmadığını ifade eden Çıralı, “Mersin sonuna kadar açık değildir. Muhakkak orada bekçi veya nöbetçi vardır. Uygun olanları geçiriyorlar. Patates üreticilerinin çok iyi ve kaliteli patates üretiyoruz diye iddiaları vardır. Çok kaliteli patates ürettik diyorlar. Fakat neden geri gönderildiği konusunda bir açıklama yoktur” ifadesini kullandı.

“Hastalık türü görüldüğünden dolayı geri gönderildi deniyor”

Patateslerle ilgili hastalık türünden bahsedildiğini belirten Çıralı, “Bir hastalık türünden bahsedildi. Hastalık türü görüldüğünden dolayı geri gönderildi deniyor. Demek ki onunda olmaması gerekirdi. Mersin Kapısı sonuna kadar açık değildir. Muhakkak belirlenen standartlara ve kriterlere uygun ürünlerin geçişine izin veriliyor” dedi.

“Türkiye içindeki gibi muamele beklentisi…”

Üretilen ürünlerin Türkiye’ye gidişinde üreticilerin beklentisi olduğunu ifade eden Çıralı, “Bizim beklentimiz belki de bunun daha da üzerindedir. Nasıl ki Kayseri’de bir patates üretilir ve İstanbul’a gider ya da Antalya’da karpuz üretilir İstanbul’a gider. Gittiğinde ise hiçbir denetim ve kontrol yoktur. O anlamda bir burada üretilen ürünlerin de Türkiye’ye gidişinde bizim üreticilerin de aynı beklentisi vardır” şeklinde konuştu.

“Ben eminim buradan giden patateslerde mevcut olan ufak tefek rahatsızlık Türkiye’nin patateslerinde de vardır”

Çıralı, sözlerini şöyle tamamladı: 

“Ben eminim buradan giden patateslerde mevcut olan ufak tefek rahatsızlık Türkiye’nin patateslerinde de vardır. Sağlığa bir zararı yoktur fakat ithalatta koyulan kriterlere de uymuyor. Fakat kendi üretimleri de onun gibidir.”

Tulga: “Analizleri istenilen düzeyde yapamadığımız aşikardır”

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası Genel Koordinatörü Hürrem Tulga, “Bu sorun karşımızda duruyor fakat diğer taraftan yeterince analizlerin yapılmadığını da biliyoruz. Karşı taraf yani Mersin Kapısı bir duvar olarak tarif ediliyor. Halkın ve üreticilerin böyle bir algısı var. Yani buradan giden ürünlere karşı üreticiler, kasıtlı bir ambargo gibi değerlendirme yapıyor. Ancak burada bizim sorumluluklarımızı yerine getirmediğimiz de aşikardır. Yani analizleri istenilen düzeyde yeterince yapamadığımız ve bu noktada laboratuvarların eksik kaldığı aşikardır” dedi.

“Artık hiçbir ülke bir başkasına ayrıcalık verecek durumda değildir”

Protokollerin yıllarca yapıldığına dikkat çeken Tulga, “Mersin Kapısı’na gitmeden gönce bizim kendi sorumluluklarımızı yerine getirdiğimiz konusunda sorgulamamızda fayda var. Artık hiçbir ülke bir başkasına ayrıcalık verecek durumda değildir. Geçmişte bir anadır yavrudur ilişkisi hep böyle tarif edildi ama artık ilişkiler ticari oluyor. İlişkiler artık kim daha çok satar noktasına geldi. Acımasız bir ticaret rejimi ve çıkarlar vardır. Artık bunu anlamamız gerekiyor” ifadesini kullandı.