Suna Erden

Girne’de 25 Şubat tarihinde ortaya çıkan kürtaj skandalıyla ilgili ön duruşmaların dünkü oturumunda ilginç detaylar ortaya çıktı. Sanık Fahri Karagözlü’nün tüm işlemlerinin yasal olduğunu, gayri yasal hiçbir şey yapmadığını söylediği, fetüsleri ise kediler yemesin diye gömdürttüğüne dair ifade verdiği açıklandı. Ayrıca, Karagözlü’nün yasal sınır olan 10 haftanın üzerinde kürtaj yaptığını kabul ettiği ancak bu kürtajları bebeklerde anomali olduğu için yaptığını iddia ettiği belirtilirken, mahkemeye sunulan Türkiye Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporda ise davaya konu olan 34 haftalık bebekte herhangi bir anomali olmadığı kaydedildi. Öte yandan Ada Hospital’de daha önce Anestezist olarak görev yapan Oktay Ayzer isimli doktorun, hastane sahibi ve direktörü Mehmet Ali Tunçbilek’i, “Fahri bey kasaplık yapıyor” diyerek uyardığı öne sürüldü. 

ÖZLEM SORUNU 

Duruşmanın dünkü oturumunda sanıklar Dr. Mehmet Tunçbilek, Dr.Verda Tunçbilek , Ebe Ayşegül İşbilen, hemşire Taner Okburan, Dr. Fahri Karagözlü ve Anastezi Uzmanı Dr. Rasıha Serdaroğlu avukatları ve iddia makamı adına Kıdemli Savcı Erdinç Akyener hazır bulundu. Olayın soruşturmasını yapan Polis Çavuşu Namık Kemal Baz, önceki gün mahkemede verdiği ifadeye kaldığı yerden devam etti. Polis Çavuşu Baz, Girne Belediyesi’nde soruşturma yaptığını, Ada Hospital’in ölü defin ile ilgili herhangi bir talebinin olmadığına dair bilgi aldığını söyledi. Baz, olayla ilgili Suçu Örten Suçundan tutuklanan Aziz Doğgün’ün tutuklu bulunduğu süre içerisinde kendisine hitaben, “Arabamda bir telefon var, o telefon Mehmet Ali Tunçbilek’e aittir ama Verda hanımın haberi yok” dediğini belirtti. Baz, telefonun emare olarak alındığını, sanık Mehmet Ali Tunçbilek’ten telefonla ilgili izahat istendiğinde, “Telefon Aziz’e aittir. Ben sadece Özlem ile konuşmak için kullanıyorum. Verda duymasın ”şeklinde konuştuğunu aktardı. 

ANINDA FELÇ EDİYOR 

Baz, sanık Rasıha Serdaroğlu’nun hücrede tutuklu bulunduğu süre içerisinde 4 Nisan tarihinde ifade vermek istediğini belirterek, sanıktan ifade aldığını söyledi. Baz, sanık Serdaroğlu’nun ifadesini mahkemeye okudu. “Hatırladığım kadarıyla 2015 yılının Aralık ayında Fahri Karagözlü, Girne Akçiçek Hastanesi Başhekimini arayarak anestezi ilacı sordu. Bana bilgi verilmesi üzerine ilacı alıp Ada Hospital’e götürdüm ve oradan ayrıldım. Talep edilen anestezi ilacı çok hızlı etki eden kas gevşeten ve anında felç etme özelliği taşıyan bir ilaçtır. Bu ilacı alan kişiye oksijen verilmemesi durumunda solunumu durur.” 

KARAGÖZLÜ İÇİN KASAP DEDİ 

Baz, 7 Nisan tarihinde ise sanık Mehmet Ali Tunçbilek’in ifade vermek istediğini belirterek, sanıktan aldığı ifadeyi mahkemeye okudu. “Geçen yıl Şubat ayında Oktay Ayzer ile tanıştık. Bana anestezi doktoru olduğunu, Almanya’dan geldiğini ve çalışmak istediğini söyledi. Daha sonra ben, Verda Hanım ve Fahri Karagözlü, Oktay Bey ile iş görüşmesi yaptık. Fahri bey, Oktay Bey ile daha önce çalıştığını, işine yarayabilecek biri olmadığını söyledi. Ben de “Verda Hanım ve bana yardım eder” diyerek işe aldık. Hastanede Oktay beyin odası ile Fahri beyin odası yan yanaydı. Bir gün Oktay Bey yanıma gelip konuşmak istediğini söyledi. Fahri beyin yanlış işler yaptığını ifade ederek, ‘Kasaplık yapıyor’ dedi. Bu konuşmaları Fahri beye aktarıp kasaplığın ne demek olduğunu sordum. Fahri bey “Oktay kendi işine baksın” dedi. Kasaplığa dair bir açıklama yapmadı. Bu konuşmadan sonra Fahri Bey ile ilgili bu yönde bir şikayet almadım. Ben Fahri beyin yasal sınırlarda kürtaj yaptığını sanıyordum. Keşke zamanında Fahri Bey ile tam konuşup bu işi çözseydim. Eğer işin boyutlarını bilseydim polise bildirirdim.” 

34 HAFTALIK BEBEKTE HİÇBİR SORUN YOKMUŞ 

Baz, tüm sanıkların 11 Nisan tarihinde mahkemeye çıkarılarak teminata bağlandığını, teminat şartlarını bir gün sonra yerine getiren sanıkları 12 Nisan tarihinde serbest kaldığını ifade etti. Baz, 13 Mayıs tarihinde ise Türkiye Adli Tıp Kurumu’ndan 34 haftalık fetüsünde içinde bulunduğu fetüslerle ilgili raporun eline ulaştığını söyledi. Baz, raporun içeriğini mahkemede okuyarak elde edilen bulguları aktardı. Baz’ın aktardığı rapora göre, 34 haftalık fetüste anomali olmadığı, organlarının yeterli derecede geliştiği, bebekte düşük yapmakta kullanılan ilaç bulunmadığı ancak yüksek oranda potasyum ve anestezi ilacı olan propofol bulunduğu belirtildi. 

KAYITLARI TUTULMADI 

Baz, 34 haftalık fetüsün canlı doğup doğmadığına dair bir tespit yapılamadığını, Adli Tıp Kurumu’nun bu yönde tespit yapabilmek için bebeğin tıbbı ve adli kayıtlar dosyasının talep edildiğini söyledi. Baz, hastanede ve sanıkların evlerinde yapılan aramada 34 haftalık bebek ile ilgili tıbbı bir kayıt bulamadığını açıkladı. Baz, adli kayıtları ise tüm emare kayıtları ile birlikte elden Türkiye’ye gönderdiğini ifade etti. Baz, ayrıca fetüslerle ilgili KKTC’de yaşayan bazı şahıslardan kan örnekleri alındığını da belirtti. Baz, bu örneklerinde DNA eşleşmesi için Türkiye’ye gönderildiğini söyledi. İfadesine devam eden Polis Çavuşu Baz, Türkiye’den gelen rapor ışığında tüm sanıkların polise celp edildiğini, aleyhlerine dava tebliğ edildiğini ve altı sanığında davalarını kabul etmediğini ifade etti. Baz, İstinaf Mahkemesi sonrası teminatla serbest kalan sanıkların yeniden tutuklanarak hücrelere konulduğunu belirtti. 

MESAJLARDA GERÇEKLER GİZLİ 

Baz, daha sonra sanıklara ait cep telefonu kayıtlarının bulunduğu 3 adet CD’yi mahkemeye emare olarak sundu. Sunulan emarenin içeriğini açıklayan Baz, Fahri Karagözlü’nün cep telefonunda aranan bir şahsa ait mesajı mahkemeye aktardı. “Merhaba Fahri Bey, ben Türkiye’den aramıştım.23 haftalık, tekrar hatırlatmak istiyorum. Biletleri aldık, Salı günü saat 15.20’de Ercan’a ineceğiz.” 

DAHA ÖNCE YAPILIYORDU 

Baz, Verda Tunçbilek’in cep telefonunda bulunan mesajı da mahkemede okudu. Baz, Verda Tunçbilek’in aranan şahsın sorduğu soruya karşılık, “Hastanemiz bünyesinde daha önce ileri evre kürtajlar yapılıyordu. Ancak şu anda yapılmıyor. Doktorumuz başka yerlerde bu işlemleri yapıyor” şeklinde cevap verdiğini söyledi. 

KARAGÖZLÜ: “KEDİLER YEMESİN DİYE GÖMDÜK” 

Baz, ardından Fahri Karagözlü’ün polise verdiği ifadeyi mahkemeye okudu. “Ben 1975 yılından beridir doktorluk yapıyorum. Meslek hayatımda kürtajlar da yaptım. Ayrıca Ada Hospital açıldığı günden beridir kürtaj yapılıyor. Yasal sınır olan 10 haftanın üzerinde de kürtaj yaptım ancak bebekte anomali varsa, anne için risk teşkil ediyorsa sonlandırdım. Kürtajlar bizim için tıbbı atıktır. Tıbbı atıkları attığımız yerde kediler ceninleri yemesin diye Aziz’e gömmesi için verdim. Böylesinin daha uygun olacağını düşündüm.” 

KÜRTAJ YAPANLARIN ÇOĞU TÜRKİYE’DEN

“Hastalarımın çoğu Türkiye’den geliyordu. Operasyonlarla ilgili kayıt tutmadım. Zaten tüm hastalar bu yönde kayıt tutulmasını istemiyordu. Dediğim gibi 10 haftanın üzerindeki gebelikleri anomali varsa sonlandırırdım ve kayıt almazdım. Sağlık Bakanlığı’na bildirim yapmanın zorunlu olduğunu bilmiyordum. Tüm işlemleri tıbbı gereksinimler için yaptım. Gayri yasal işlem yapmadım. Sonlandırma işlemlerinden Verda hanımın haberi yoktu.” 

"GÖRMEDİM, DUYMADIM"

Baz, Rasıha Serdaroğlu’nun “Ben nefes alan veya sağ doğan bebek görmedim” şeklinde ifade verdiğini açıklarken, Verda Tunçbilek’in ise iş anlaşması gereği Fahri Karagözlü’nün belirli bir ücret karşılığında ameliyathanelerini kullandığını, yapılan operasyonlardan haberinin olmadığını söylediğini aktardı. 

BEBEKLERİ ÇAPA İLE GÖMDÜLER 

İfadesini tamamlayan Polis Çavuşu Baz, Aziz Doğgün’ün bebekleri gömmek için kullandığı ve Ada Hospital’da bulunan çapa ve 21 emareyi mahkemeye sundu. Baz’ın ifadesinin tamamlanmasının ardından duruşma diğer tanıkların dinlenmesi için bugün saat 11.30’a ertelendi.