Deniz Abidin

Hükümetin, Telekomünikasyon Dairesi’ni özelleştirilme programına almasına karşı çıkan HÜR-İŞ, DEV-İŞ ve KAMU-SEN Başkanları Yeni Bakış’a konuştu.

HÜR-İŞ Başkanı Yakup Latifoğlu, özele devredilmek istenen tesislerin yatırım yapılıp geliştirilmek yerine, birilerine peşkeş çekildiğini söyledi.

DEV-İŞ Başkanı Hasan Felek, Telekomünikasyon Dairesi’nde çalışanların kurumun özelleştirilmesinden sonra mağdur olamayacak gibi görünseler de günün sonunda faturanın çalışanlara kesileceğini kaydetti.

KAMU-SEN Başkanı Metin Atan, “Ok yaydan çıktı. Özelleştirme ile ilgili yasal düzenlemeler yapıldı. Ancak bu şekilde yapılması doğru ve etik değil. Ercan Havaalanı’nın durumunu da gördük. Biz bunu kabul etmiyoruz. Bu ülkede peşkeş çekilen hep belli şahıslar var. Birileri yine zengin olacak. Dere denize akar mantığı var” diye konuştu. HÜR-İŞ Başkanı Yakup Latifoğlu, özelleştirme konusunda yıllardan beridir telefon dairesi üzerinden değişik söylemler olduğuna vurgu yaparak, haberleşme, ulaşım ve enerjinin Kıbrıs gibi küçük toplumlarda devlet elinde kalması gerektiğini söyledi. Latifoğlu, telefon dairesinin özelleştirilmesi yerine çağın teknolojilerinin yerleştirildiği bir duruma taşınması gerektiğini kaydetti. Latifoğlu, geçmişten beri yapılan uygulamada özele devredilmek istenen tesislerin yatırım yapılıp geliştirilmediğini belirterek, birilerine peşkeş çekildiğini söyledi. Latifoğlu, telefon dairesinin de aynı şekilde yıllardır hiçbir yatırım yapılmadan var olan şekliyle devam ettirildiğini, esas haberleşmenin iki GSM operatörü üzerinden yapılması yönüne gidildiğini kaydetti. Latifoğlu, bu durumda telefon dairesinin ülkedeki işlevinin sıfır noktasına taşındığını söyledi.

Latifoğlu: Haberleşme kapasitesi yüzde 80’den yüzde 10’a geriledi

Latifoğlu, yüzde 80’lerde olan haberleşme kapasitesinin yüzde 10’lara geriletildiğine dikkat çekerek, şimdi ise hükümetin “yeterli gelişme sağlanamadı, özelleştirilmesi gerekir” söyleminde bulunduğunu belirtti. Telefon dairesinin özelleştirme kuruluna devri konusunda  hükümetin karar aldığına vurgu yapan Latifoğlu, şunları söyledi, “bundan sonra halk kendi malı olan telefon dairesinin özelleştirilmesine karşı koyacaksa dillendirmesi ve malına sahip çıkması gerekir. Avrupa’da ve dünyanın büyük bir kesiminde liberal ekonomi denilen kapitalizmin acı reçetesi ile yoğrulmuş şekli bizde de dikte edilmeye çalışılıyor. Liberal ekonominin temel felsefesi her türlü hizmetin özel sektöre devredilip devletin elini ayağını çekmesi şeklindedir. Bu uygulama bizim ülkemizde de yapılmak istenmekte ve adım adım Türkiye ile yapılan Ekonomik Protokoller çerçevesinde ileriye taşınmaktadır. Bir şekilde liberal ekonomiyi burada tüm acımasızlığı ile yerleştirmek için bizi yönetenlerin izlediği yoldur. Bugün devletin elinde kalmış olan telefon dairesi, limanlar gibi işletmelerin özele devredilmesi için adımlar atılmaktadır”

Latifoğlu, bir sonraki seçimde özelleştirmelere dur diyecek iktidarların hükümet olmasını arzu ettiğini ifade ederek, ülkenin ancak bu şekilde kurtulabileceğini söyledi.

Felek: Sonuç, daha pahalı ve daha sağlıksız haberleşme olacak

DEV-İŞ Başkanı Hasan Felek, özelleştirme faaliyetlerinin KKTC ve TC arasında imzalanan 2016-2018 protokolünde yer alan konular olduğunu söyleyerek, bugün telekomünikasyon dairesinin özelleştirilmesinin gündemde olduğunu, ilerleyen zamanlarda elektrik ve liman işletmeleri gibi birçok kamu malının özelleştirilmesinin gündeme geleceğini kaydetti. Felek, DEV-İŞ’in ilkesel olarak her zaman özelleştirmelere karşı olduğunu belirterek, özelleştirmenin getirdiği sonuçların bugün örneklerinin olduğunu kaydetti. Kamu hizmeti veren stratejik kurumların özelleştirilmesinin Kıbrıslı Türkler açısından riskli ve tehlikeli olduğuna dikkat çeken Felek, şöyle devam etti, “bugün telekomünikasyon konusunda bir özelleştirme faaliyeti başladı, yasası yapıldı ama bunun sonucunda halka yansıyacak olan daha pahalı haberleşme, daha sağlıksız haberleşme olacak ve insanların cebindeki paralar daha da artarak çıkacaktır. Su, özelleştirme aşamasındadır. Henüz firmalara peşkeş çekilmedi ama peşkeşten sonra en temel stratejik olan suyu vatandaş ödeyemeyecek duruma gelecek. Bu nedenle biz stratejik kurumların özelleştirilmesine kesinlikle karşıyız. Kıbrıs gibi küçük bir adada eğitimin, sağlığın, elektriğin, telefonun özelleştirilmesi devletin fonksiyonlarını ortadan kaldıracak bir durumdur”

“Fatura çalışana çıkacak”

Felek, telekomünikasyon dairesinde çalışanların kurumun özelleştirilmesinden sonra mağdur olamayacak gibi görünseler de günün sonunda faturanın çalışanlara çıkacağını kaydetti. Felek, özelleştirmenin sonucunun bu olduğunu belirterek, “daha az maaş, daha güvencesiz iş, daha uzun çalışma saatleri olacaktır. Hedef de budur” diye konuştu. Felek, çalışanların bugün devlet güvencesinde oldukları için zarar görmediklerini, ancak, özellikle toplu iş sözleşmesi olan kurumlarda çalışanların özlük haklarının ve çalışma koşullarının mutlaka değişeceğini kaydetti.

Atan: Ok yaydan çıktı

KAMU-SEN Başkanı Metin Atan, telekomünikasyon dairesinin özelleştirilmesi konusunun yıllardır konuşulmakta olduğunu, hatta elektriğin önüne geçtiğini söyledi. Atan, bazı kurumların özelleştirilmesi gerekiyorsa alt yapısının hazırlanması gerektiğini ifade ederek, özelleştirmenin bir amacının istihdam yaratmak olduğunu belirtti. Atan, burada yapılmak istenenin özelleştirme değil, peşkeş çekme olduğuna dikkat çekerek, özelleştirmenin bu şekilde yapılmasına karşı olduğunu söyledi.
Atan, şunları söyledi, “Ok yaydan çıktı. Özelleştirme ile ilgili yasal düzenlemeler yapıldı. Ancak bu şekilde yapılması doğru ve etik değil. Ercan Hava Alanı’nın durumunu da gördük. Biz bunu kabul etmiyoruz. Avrupa’da yapılan özelleştirme istihdam yaratır. Bizde istihdam yaratmayı bırakın çalışanı daha kötü pozisyona sokuyor. Özelleştirmenin doğru olacağına ben inanmıyorum. Bu ülkede peşkeş çekilen hep belli şahıslar var. Birileri yine zengin olacak. Dere denize akar mantığı var. Özelleştirme doğru yapılacaksa, yerinde yapılacaksa ve devlete katkısı olacaksa ancak kabul edebiliriz”