Kuzey Kıbrıs’taki hoparlörlü ezan yasağının ardından hedef haline getirilen avukat Feza Güzeloğlu Gazeteport’un sorularını yanıtladı.

-Türkiye’de özellikle AKP’nin havuz medyası sizi ezanı yasaklatan avukat olarak lanse etti. Ezana mı karşısınız?

“Ben bu konuda durumu iyi anlatamadığımı düşünüyorum. Ezanla bir sorunum yok. Ama gün aydınlanmadan kötü sesli birinin, mekanik hoparlör sesiyle ezan okuması beni rahatsız ediyor. Ben daha önce ilahi kasetleri alır dinlerdim. Hatta akrabalarım benimle dalga geçerlerdi. İnanın bu olaydan sonra nefret ettim. O kasetlerin hepsini parçaladım”

“KIBRIS YASALARINA GÖRE KİLİSEDE DE HOPARLÖRLE VAAZ VERİLEMEZ”

-Peki mahkeme farklı bir karar verseydi.Gerçi ara karar ama, ne yapmayı düşünüyordunuz?

“Veremezdi. Kuzey Kıbrıs yasaları buna izin vermez. Herkes konuyu Türkiye’deki tepkiler üzerinden görüyor ama durum biraz farklı. Kıbrıs yasalarına göre sadece camiler değil, kiliseler, sinagoglar  ya da herhangi bir ibadethaneden dışarıya ses verecek, hoparlör, anfi ya da ses yükseltici bir cihaz kullanılamaz. Düşünsenize, burada yan yana cami ve kilise var. Aynı anda dışarıya ses verirlerse ne olacak? Olayı biraz da Kıbrıs yasaları özelinden görmek gerekiyor”

“DİN İŞLERİ DAHA ÖNCE SESİ DÜŞÜRECEKLERİNİ SÖYLEDİ AMA YAPMADI”

– Din işleriyle aranızda bir gerginlik var mıydı? Ya da olay nasıl başladı?

“Ben durumu Din işlerine bildirdiğimde bana geldiler.’Feza hanım, hoparlör kalsın, biz sesi biraz düşürelim’ dediler. ‘Tamam’ dedim.Ama maalesef söz vermelerine rağmen ses seviyesini düşürmediler.Ben de mahkemeye başvurdum”

“YASAKLANAN EZAN DEĞİL HOPARLÖR”

– Mahkeme ezanı mı yasakladı?

“Bir kere şunu düzeltelim. Bu ezanın yasaklanması değil. Benim tepkim, Kıbrıs yasalarına göre yasak olan hoparlörle ezan okunmasınaydı. Mahkeme henüz kararını vermedi.Yani hoparlörlerin sökülmesine hükmetmedi. Ara karar verdi. Aslında karar camilerden hoparlörle hiç ezan okunmaması yönündeydi. Din İşleri’nin avukatları bana gelerek; ‘ Feza hanım, siz gün içerisinde zaten burada olmuyorsunuz, sadece sabah ezanı hoparlörden okunmasın’ dediler. Ben de kabul ettim.Ama yasalar o hoparlörlerin tamamen sökülmesini emrediyor. O yasa taa İngilizlerden kalma bir uygulama. Diyorum ya, siz hoparlörle ezan okursanız, kilisedeki rahip de hoparlörle vaaz verir.  Düşünün bir kere yaşanacak kakafoniyi. Allah hepimize kolaylık versin”

“MEDİNE’DEN ARAYIP TEHDİT EDENLER OLDU”

– Tehdit alıyor musunuz? Sosyal medyada yazılanların çoğunu gördük.Telefonla arayan ya da eve gelen, iş yerinize gelip tehdit eden var mı? Malum Türkiye’deki bazı medya kuruluşları sizi dinsizlikle , din düşmanlığıyla suçlamıştı.

“Ta Medine’den arayıp, tehdit eden, dinsiz diyenler oldu. Ben de, ‘ size ne!’ dedim. ‘Git Medine’de dinle hoparlörle ezanını, Türkiye’de dinle. Hiç olmadığın, yaşamadığın yerdeki bu konuyla neden bu kadar ilgileniyorsunuz?’ diyorum.

“KORKMUYORUM, BU BENİM YASAL HAKKIM”

– Korkmuyor musunuz?

“ Neden korkayım ki? Yasal hakkım bu benim. Kıbrıs yasalarına göre, gün doğmadan önce ve güneş battıktan sonra asla böyle bir şey yapamazsınız. Eğer hoparlörle yayın yapacaksanız; içişleri bakanlığından ya da kaymakamlıktan özel izin gerekir. Tabi sadece gündüz için geçerli. Her hoparlörle yayın için ayrı izin almanız gerekir” (GazetePort)