Esra Aydın

İngiliz Yüksek Komiseri Matthew Kidd, Havadis ve Cyprus Weekly gazetelerine verdiği ortak mülakatta, Kıbrıs’taki çözüm sürecini ve İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma kararını değerlendirdi.

Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulmak için yürütülen süreçte, Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı ve Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis’in, Temmuz ayı boyunca devam edecek olan yoğunlaştırılmış görüşmelerin sonunda, müzakereleri nasıl bir adım daha ileriye taşıyacakları konusunda net bir yaklaşım üzerinde mutabakata varmalarının önemli olduğunu vurguladı.

Kidd, “Eğer bunu yapabilirlerse 2016’da bir anlaşmaya varma hedefi gerçekçi bir hedef haline gelir. Bunun kolay olacağını söylemiyorum. Ama hedefe ulaşmak için, seçmenler için aşırı derecede hassas olan ve daha önce çok fazla değinmemiş oldukları toprak ve güvenlik başlıklarını nasıl yapılandıracakları konusunda bir karar vermeleri gerekiyor,” dedi.

Son dönemde liderlerin, en zor olmasa bile en karmaşık konu olan mülkiyeti görüştüklerini, bu nedenle sürecin daha yavaş ilerlemesinin normal olduğunu belirten İngiliz Yüksek Komiseri, bunun momentumun kaybedildiği yönünde değerlendirilmesinin yanlış olacağını söyledi.

Bugüne kadar yürütülen perde gerisi diplomasisinde aldığı izlenimin, Türkiye de dahil tüm ilgili tarafların, güvenlik ve garantiler konusunda yaratıcı fikirlere, yeni düşüncelere, güvenlik paketinin bir parçası olabilecek yeni unsurlara bakmaya hazır oldukları yönünde olduğunu belirten Kidd, “Konuya direk olarak müdahil olan taraflar yeni yapıcı yöntemler bulmak konusunda hazırdırlar. Sadece taraflardan birine değil, her iki tarafa da güvenlik sağlayacak bir pakette bulunabilecek unsurları tespit etmek konusunda hazırdırlar,” diye konuştu.

Güvenlik konusunun diğer bazı başlıklardan bağımsız bir konu olmadığını da vurgulayan Yüksek Komiser, “Güvenlik ile ilgili bazı konular, örneğin yönetim başlığı ile yakından alakalıdır. Eğer devlet işlerinin her iki toplumun da kendisini güvende hissedeceği bir şekilde yürümesi için gerekli düzenlemeleri yaparsanız, eğer her iki toplum da devletin etkin bir şekilde herkesin çıkarlarını koruyacak şekilde işlediğinden emin olursa, bu kendi içerisinde güvenlik konusuna büyük bir katkıdır,” dedi.

Kıbrıs’ta kurulacak yeni devletin garanti yapısının, Avrupa Birliği’nden uzaklaştığı bir dönemde Türkiye’nin AB üyeliği ile bağlantılandırılmasının doğru olup olmayacağı sorusuna Kidd, “Türkiye’nin AB üyesi olmasına bağımlı güvenlik yapıları oluşturmanın şu aşamada pek de mantıklı olmayacağını varsaymak gerçekçi olur,” diye cevap verdi.

Kıbrıs sorununun çözümünün 2017 yılına sarkması durumunda ada açıklarında başlaması muhtemel doğalgaz arama çalışmalarının müzakereleri tehlikeye atıp atmayacağı sorusuna cevaben, Kidd, 2017’de değişecek olan birçok şey olduğunu, ABD’de yeni bir yönetimin görevi devralacağını, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin değişeceğini, Fransa ve Almanya’da seçimlere gidileceğini, tüm bu yeni gelişmeleri negatif faktörler olarak görmenin gereksiz bir kaygı yaratmak anlamına geleceğini belirtti. Ancak Kidd, “İleriye bakıp kanıksadığımız, çantada keklik saydığımız, ama bir süre sonra artık geçerli olmayacak şeyleri görebilmek önemlidir. Müzakere stratejinizi bugün geçerli olan olumlu koşullardan faydalanmak üzerine kurmalısınız,” dedi.

matthew-kidd1.jpg

NATO – AB işbirliği önemli

Geçtiğimiz hafta Türkiye ile Kıbrıs Cumhuriyeti arasındaki belli çekincelerin aşılması ile AB ile NATO arasında kurumsal işbirliğini sağlayacak olan uzlaşının sağlanması konusunda ise Kidd, iki kurum arasında güvenlik alanında işbirliğinin sağlanabilmesinin çok olumlu bir adım olduğunu söyledi. Kidd “Eğer bu Türkiye ile Kıbrıs Cumhuriyeti’nin artık birbirlerini biraz daha iyi anladıkları anlamına geliyorsa, bu Kıbrıs sorununun çözümü için de çok yararlı bir zemin sağlayacaktır,” diye konuştu.

AB ile mümkün olan en yakın işbirliği devam edecek

AB’den ayrılma kararına rağmen, İngiltere’nin ortak pazara erişimi ve AB ülkeleri ile ekonomik ve diğer bağlantılarının en üst düzeyde devam edeceğini belirten İngiliz Yüksek Komiseri, yeni hükümetin, İngiltere’nin en yakın müttefiki ve en büyük piyasası olan AB ile mümkün olan en yakın işbirliğini sağlayacağına emin olduğunu söyledi. Komiser, “AB ile mümkün olan en yakın işbirliği ve AB ülkeleri ile mümkün olduğunca iyi ikili anlaşmalar sağlamaya çalışacağız. Ortak Pazar bizim için çok önemli. İhracatımızın yarısından çoğu şu anda AB ülkelerine gidiyor” dedi.

İngiltere’de öğrenim görmekte olan Kıbrıslı öğrencilerinin durumunun sorulması üzerine, Kidd, İngiltere’deki AB vatandaşlarının ve AB’deki İngiliz vatandaşlarının durumlarının mümkün olduğunca aynı kalmasını sağlamak için düzenlemelerin yapılacağını, İngiltere’de öğrenim gören AB vatandaşları için harçların çok fazla değişmesini beklemediğini söyledi. Kidd, “İngiltere’deki üniversite sektörü AB’deki iyi öğrencileri cezbetmeye devam etmek, dolayısıyla da en cazip koşullarda eğitim sunmaya devam etmek isteyecektir,” diye konuştu.

esra-aygin.jpg

Havadis ve Philelefteros önemli bir iş yaptı

İngiliz Yüksek Komiseri Matthew Kidd, Havadis ve Phileleftheros medya gruplarını  Cyprus Weekly’i tüm adayı bir bütün olarak gören bir gazete haline getirmelerinden dolayı kutladı ve “Her iki toplumdaki insanların birbirlerini daha iyi anlamalarına, birbirleri ile iletişim kurmalarına katkı sağlıyorsunuz. Bu çok önemli bir girişim,” dedi.