Duygu Alan

Ülke genelinde bu yıl kış aylarının kurak geçmesi susuzluk sorununu da beraberinde getirdi.

Yer altı su kaynakları kış aylarında yeterli yağmurun yağmaması sebebi ile beslenemedi, kuyulardaki mevcut su da erken tükendi.

Susuzluk, ülke genelinde tüm vatandaşların ortak sorunu halini alırken kuraklıktan en fazla çiftçiler ve hayvan üreticileri etkilendi.

Susuzluk Gaziköy’de vatandaşı isyan noktasına getirdi. Köy halkı, evlerine ulaşan şebeke suyunun ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini, günlük su ihtiyaçlarını karşılamak için ekstra ceplerinden para ödeyerek tankerlerle su satın almak zorunda kaldıklarını dile getirdi.

“Baraj doluyor, Kıbrıslı bakıyor”

Gaziköy’de vatandaşlar, ülke genelindeki su sorununun ancak Türkiye’den KKTC’ye getirilen suyun şebekeye verilmesi ile çözümlenebileceğini savundu.

“Baraj doluyor, Kıbrıslı bakıyor” diye sitem eden köylü, hükümet yetkililerinin gerekli, prosedürleri bir an önce tamamlamasını ve Türkiye’den gelen suyun daha fazla vakit kaybedilmeden şebekeye verilmesini istedi.

Bu bağlamda belediyeye de çağrıda bulunan köy halkı, suyun halka satış fiyatının kabul edilebilir miktarda olmasını istedi.

Üretici ayrıca dertli

Gaziköy’de çiftçiler ve hayvan üreticileri, susuzluktan en fazla üretici kesiminin etkilendiğini belirterek bu yıl kuraklık nedeni ile tarlalardan beklenen verimin alınmadığını, yer altı su kaynaklarının beslenememesi nedeni ile de kuyulardaki suyun tuzlandığını, hayvanlarına içirilebilir nitelikte su bulmakta zorlandıklarını anlattı.

Havadis’e konuşan üreticiler, Türkiye’den gelen suyun tarım sektörüne arzına ilişkin planlamanın da bir an önce yapılmasını istedi.

Nalbantsoy: Her ev 4 günde bir su alır

Gaziköy Muhtarı Hüda Nalbantsoy, elektrik kesintisi olmaması veya su borularında bir patlak olmaması halinde Gaziköy’de her evin 4 günde bir su aldığını, evlerdeki su depolarının da 5 tondan aşağı olmadığını ifade etti.

Hayvan üreticilerinin ise su ihtiyacını ya devlet üretme çiftliğinden tankerlerle satın alarak ya da mevcut kuyularından karşıladığını kaydetti.

Hüda Nalbantsoy, “Her ev 4 günde bir su alır. Ancak elektrik kesilirse veya su boruları patlarsa 6-7 gün gelmez. Ayrıca herkesin evinde de 5 tondan aşağı deposu yoktur. Dolayısıyla köyümüzde su problemi yoktur. Hayvan üreticileri de su ihtiyacını devletin çiftlikten satın alarak sağlıyor veya kuyusu olan kuyudan su çekerek su ihtiyacını karşılıyor” diye konuştu.

Işısal: Dönüşümlü olarak günde 180 metreküp su veriliyor

Değirmenlik Belediyesi Başkanı Osman Işısal, Havadis’e yaptığı açıklamada, Gaziköy’ün üç bölgeden oluştuğunu ve dönüşümlü olarak her gün bir bölgeye, günlük 180 metreküp su verildiğini kaydetti.

Işısal, Türkiye’den gelen suyun ne zaman şebekeye verileceğinin de şuan için belli olmadığını söyledi

Köy halkı ne dedi?

Mustafa Şaban: Su yoksa hayat da yok

“Suyun olmadığı yerde hayat da olmaz. Ülke genelinde bu yıl ciddi bir su sorunun yaşandığı herkesin malumu. Bu sorun hemen her yıl da tekrarlanmakta, su tüketiminin en fazla olduğu yaz aylarında mevcut su kaynakları ihtiyacı karşılamaya yetmemektedir. Bizim talebimiz Türkiye’den gelen suyun bir an önce şebekeye verilmesi yönündedir. Mağusa’da yaşanan su sevincinin Gaziköy’de de yaşanmasını temenni ediyorum. Biz de musluğumuzu açtığımızda suyu görmek istiyoruz. Artık hem su faturası ödeyip hem de tankerlerle su satın almak istemiyoruz.”

Mehmet Ekmekçi: Banyo yapmaya su bulamıyoruz

“Gaziköy’de susuzluk, tüm köy halkını özellikle de geçimini çiftçilik ve hayvancılık yaparak sağlayanları oldukça olumsuz etkilemiştir. Vatandaş banyo yapmaya, üretici hayvanına içirmeye su bulamıyor. İhtiyacımızı karşılamak için mecburen hemen her gün tankerlerle su satın alıyoruz. Yıllardır süregelen bu su sorununun ortadan kalkması için temennimiz Türkiye’den gelen suyun bir an önce halkın ödeyebileceği bir fiyata Gaziköy şebekesine de verilmesidir.”

Doğan Küçükoğlu: Türkiye’den gelen su acilen şebekeye verilmeli

“Şebeke suyu ihtiyacı karşılamaya yetmiyor. Gaziköy’de süre gelen susuzluk elbette tüm köy halkını kötü etkiledi ancak bu durum hayvan üreticilerini ve çiftçileri daha fazla zora soktu. Ben hayvan üreticisiyim ve hayvanıma içirecek suyu temin etmek için her gün cebimden ekstra bir harcama yaparak tankerlerle su satın almak zorunda kalıyorum. Benim de temennim Türkiye’den gelen suyun bir an önce şebekeye verilmesidir. Ancak bu şekilde susuzluktan kurtulabileceğimize inanıyorum.”

Salih Kuşi: Susuzluk sorunu her geçen gün artıyor

“Gaziköy’de susuzluk sorunu yaz mevsimi ile birlikte artan su tüketimine bağlı olarak artmış durumdadır. Türkiye’den gelen suyun vatandaşın ödeme gücü de düşünülerek uygun bir fiyata bir an önce şebekeye verilmesini istiyoruz. Elbette belediye bu suyu halka satarken kendi karını satış fiyatı üzerine koyacak ancak bu fiyat halkın bütçesini sarsacak miktarda olmamalıdır.”

Mehmet Faik Miralay: Su candır

“Su candır ve canlıların en temel yaşam kaynağıdır. Gaziköy halkı ciddi şekilde su sıkıntısı yaşamaktayız. Bu yanda insanlar susuzluk sorunu yaşarken diğer yanda baraj Türkiye’den gelen su ile dolmakta. Bizim hükümet yetkililerinden isteğimiz gerekli işlemlerin, prosedürlerin bir an önce tamamlanması ve bu suyun uygun, ödenebilir bir fiyattan halka satılması sureti ile şebekeye verilmesi yönündedir.”

Erol Soyalan: Türkiye’den gelen suyu hemen istiyoruz

“Benim bu devletten ağzım yandı. Zamanında emeklilerin maaşlarından yapılan kesintiler mahkeme kararına rağmen geri ödenmedi. Bu bile yapılmazken ülkenin asırlık sorunu olan su sorununun öyle kolayca çözümlenebileceğine inancım yok. Ancak temennim Türkiye’den gelen suyun bir an önce şebekeye verilmesidir. Fakat bu suyun halka satış fiyatının makul olması gerektiğini düşünüyorum.  Suyun tonu halka 6 TL’ye satılacaksa tankerle su satın almak daha mantıklı ve hesaplı olur.”

Ali Erdem: Kan ağlıyoruz

“Meserya susuzluktan kan ağlıyor. Gaziköy’de susuzluk artık vatandaşın tahammül sınırlarını aştı. Koca ayda toplamda 4 kez musluklardan su akıyor. Ay başında da su faturası 50-60 TL’den aşağı gelmiyor. Öyle kalabalık bir ailem olmamasına rağmen ben evime 8 günde 2 ton su satın aldım. Bu durumun Türkiye’den gelen suyun şebekeye verilinceye kadar da böyle süreceği kanaatindeyim. Dolayısıyla Türkiye’den gelen suyun makul bir fiyata halka satılması sureti ile bir an önce şebekeye verilmesi şarttır.”