2015'in tamamlanmasına sayılı günler kala 2016'ya yönelik beklentilerini Yeni Bakış'a anlatan BKP Genel Sekreteri Abdullah Korkmazkan, mevcut siyasi erkin vatandaştan yana politikalar üretmekten çok uzak olduğunu ve bu nedenle 2016'nın mevcut yıldan daha da kötü geçeceğini belirtti.

Korkmazhan, halkın değişim iradesinin dışında 2015 yılında ülkede her anlamda geriye gidiş yaşandığına dikkat çekerek, “Çalışanların hakları, üreticinin sıkıntıları, gençlerin durumu, asgari ücret ve kadın haklarının gerilemesi gibi hayati konularda sıkıntılar yaşandı" dedi.

 Korkmazkan, “Sayın Maliye Bakanı’nın verdiği verilere bakarsak 4 milyar kusur TL’lik bir iç borcumuz, 8 milyar TL civarında da bir dış borcumuz var. Bu açıkça Kıbrıs Türk ekonomisinin iflas ettiğinin göstergesidir. 2016 bütçesine de baktığımızda bu iflas etmiş ekonominin  düzeltilmesi ve ayağa kaldırılması yönünde herhangi bir adım atılmadığını görürüz ve daha da beteri bu iflas etmiş ekonominin daha da batağa sürüklenmesi noktasına, alınan ekonomik kararlarla katkı sunulmaktadır" diye konuştu.

CTP-BG, UBP hükümetine sert eleştirilerde bulunan Korkmazhan, "Takvimlendirdikleri programı bu kadar zaman geçmesine rağmen uygulayamamışlardır, çünkü bu hükümetin halk için yapacağı hiçbir şey yoktur. Böyle bir iradesi ve istenci de yoktur. Bütün dertleri kendi statükolarının ömrünü uzatabildiği kadar uzatmaktır” dedi.

Eniz ORAKCIOĞLU

BKP Genel Sekreteri Abdullah Korkmazhan, 2015 yılının ülke adına her anlamda kötü bir yıl olduğunu belirtti. Abdullah Korkmazhan Yeni Bakış'a ülkenin ekonomik, sosyal, siyasal ve müzakere sürecine ilişkin analizini yaptı.

“Toplum değişim istediğini ortaya koymuştur”

BKP Genel Sekreteri Abdullah Korkmazhan, 2015'in Kıbrıs Türk siyasal yaşamında bir dönemin kapandığı yıl olduğuna vurgu yaparak, “Bunun nedeni  Kıbrıs Türk toplumunun ortaya koyduğu değişim, çözüm ve barış iradesiyle bağlantılıdır. Aslında bunun sinyallerini 2014’ün sonlarına doğru yapılan Anayasa Referandumu ile gözlemlemeye başlamıştık. Parlamentodaki partilerin hepsinin evet dediği bir Anayasa Değişiklik Paketi’ne, halkın yüzde 63’ü hayır demişti. Halk Kıbrıs’ın kuzeyindeki siyasi, ekonomik ve sosyal her anlamda bu yapıdan artık bir şey beklemediğini, güveninin ve inancının kalmadığını ortaya koymuştur ve bu statükonun daha fazla devam etmesini istemediğini açık bir şekilde ifade etmişti” şeklinde konuştu.

“2015 yılı yeni bir dönem oldu”

2015 yılının yeni bir dönem olduğuna vurgu yapan Korkmazhan, “Bunun ilk belirtisi Cumhurbaşkanlığı seçimleridir. Kıbrıs Türk toplumu çok büyük bir fark ile Sayın Akıncı’yı seçerek Kıbrıs Türk hayatında bir dönemi kapatmış yeni bir döneme doğru adım atmıştır. Değişim, yenilik ve çözüm iradesini korkmadan ortaya koymuştur. Toplum artık baskı ve tehdit ile yönetilemeyeceğini açıkça göstermiştir. Yapılan kara propagandaya, baskı ve oy satın alımlarına rağmen gerçekleşmiştir. Kısaca Kıbrıs Türk toplumu güçlü bir irade ortaya koymuştur. 2015 yılı bizim açımızdan Kıbrıs Türk toplumunun değişimden, yenilikten, çözümden ve barıştan yana  halk iradesinin güçlü bir şekilde ortaya konmasını temsil etmektedir. Biz BKP olarak bu irade doğrultusunda çalışmalarımızı süratlendirmiş bulunuyoruz. 2015 yılında kapanan bir dönemin 2016 yılında yeni bir dönemle ve Federal bir Kıbrıs’ın oluşturulmasıyla açılması için çalışıyoruz” dedi.

“Her bakımdan geriye gidiş yaşandı”

Korkmazhan, halkın değişim iradesinin dışında 2015 yılında ülkede her anlamda geriye gidiş yaşandığına dikkat çekerek, “Çalışanların hakları, üreticinin sıkıntıları, toplumun geneli, gençlerin durumu, asgari ücretin ve kadın haklarının gerilemesi gibi hayati konularda geriye gidişler yaşandı. 2015 yılında tüm bu nedenler dolayısıyla Kıbrıs Türk toplumunun ortaya koyduğu değişim iradesinin 2016 yılında yeni bir Kıbrıs’a zemin hazırladığını düşünüyoruz. Bu çerçeve de de bu iradeye biz Birleşik Kıbrıs Partisi olarak öncülük etmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

“İflas etmiş bir ekonomik yapımız var”

BKP Genel Sekreteri Abdullah Korkmazhan, 2015 yılında ülke ekonomisinin iflas ettiğini vurrguladı. Korkmazkan, “Sayın Maliye Bakanı’nın verdiği verilere bakarsak 4 milyar kusur TL’lik bir iç borcumuz, 8 milyar TL civarında da bir dış borcumuz var. Bu açıkça Kıbrıs Türk Ekonomisinin iflas ettiğinin göstergesidir. 2015 ve 2016 bütçesine de baktığımızda bu iflas etmiş ekonominin  düzeltilmesi ve ayağa kaldırılması yönünde herhangi bir adım atılmadığını görürüz ve daha da beteri bu iflas etmiş ekonominin daha da batağa sürüklenmesi noktasında alınan ekonomik kararlarla katkı sunulmaktadır. 2015 bütçesi ile 2016 bütçesi arasında hiçbir fark yok. Adil ve eşit bir bütçe ortada yok. Böyle adaletsiz bir bütçeyle bu ülkede ne ekonomik kalkınma gerçekleşebilir, ne de ekonomi düzeltilebilir. Bu ülkenin bütçesinin yüzde 85’i kamu harcamalarına, cari giderlere ve personel harcamalarına ayrılmış, yüzde 15’i ise üreticilere, eğitime, sağlığa, sanayiye, turizme ve yatırıma ayrılmış durumda. Böyle bir ekonomik yapı ve böyle bir bütçe zaten işleyemez. Kısacası 2016’da da yoksulluğun, adaletsizliğin, işsizliğini, eşitsizliğin artacağını ve kepenk kapatmaların devam edeceğini düşünüyoruz” dedi.

“Planlı bir model geliştirilmelidir”

Korkmazhan, sözlerine şu şekilde devam etti; “Kötü ekonomik gidişatı tersine çevirmenin yolu üretime dayalı, planlı bir model geliştirilmesinden geçer. Bütçenin adil bir şekilde dağıtılması ve düzenlenmesi şarttır. Özel sektörde çalışanlara üreticilere, sanayiye, eğitime, sağlığa ve turizme daha fazla pay ayrılmalıdır. Bunun yanında Kıbrıs Türk toplumunun kendi kendini yöneteceği, kendi ayakları üzerinde durabileceği, dış bağımlılığa ve borçlanmaya ihtiyacının giderek azaltılacağı bir ekonomik anlayışa ihtiyaç vardır. BKP böyle bir ekonomik anlayışla mücadelesine devam etmektedir.”

“Kıbrıs Sorununun biran önce çözülmeli”

Korkmazhan, 2016'ya yönelik ise atılması gereken adımlarla ilgili saptamalarda bulundu. Korkmazhan; “ Bundan sonra yapılması gereken ise Kıbrıs Türkü'nün çözüm ve değişim iradesi doğrultusunda gereken adımların atılmasıdır. Kısaca Kıbrıs Sorununu biran önce çözülmeli, Kıbrıs Türk Toplumu uluslararası hukuk içerisinde yerini almalı, çağdaş, demokratik, sivil bir düzende ortak Federal bir Kıbrıs’ta yaşam inşa edeilmeli. Tüm ilerici güçlere düşen görev budur. Birleşik Kıbrıs Partisi de kendine bu görevi ve misyonu üstlenmiş durumda ve çalışmalarını da bu doğrultuda devam ettirmektedir.”

“Mart’ta, Nisan’da çözüm demek çokta gerçekçi değil”

Korkmazhan, 2016 yılında bir çözüm yönünde umutları olmasına karşın ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olduğunu vurguladı. Korkmazhan, “Ancak bu umut temkinli bir iyimserlik içerisindeki bir umuttur. Her iki lider bir takım yakınlaşma ve uzlaşmalar sağlamıştır, ancak mülkiyet, toprak ve garantiler gibi önemli konularda hala daha görüşülmemiş ve üzerinde anlaşmaya varılmamıştır. Bizim erken bir çözüme varıyoruz diyebilmemiz için bu konularda uzlaşıya varılması gerekmektedir. Bu konularda herhangi bir uzlaşı yaşanmadan Mart’ta, Nisan’da çözüm demek çokta gerçekçi değildir. Ama biz umudumuzu her zaman koruyan ve bu çerçevede çalışan bir partiyiz. Her zaman umut vardır ve şu anda olduğuna inanıyoruz. Uluslararası gelişmeler de buna uygundur. Kıbrıs Sorununun çözümü birçok büyük ülkeyi de yakından ilgilendiren ve onların da çıkarlarına olan bir durumdur. Bu noktada sorunun çözümü için gerekli olan unsun her iki liderin ortaya cesaret, kararlılık ve sözün yanında bir irade koymasıdır” diye konuştu.

“Önemli olan irade ve cesaret”

40 yılı aşkın bir süredir Kıbrıs Sorununun müzakere edildiğine dikkat çeken Korkmazhan, “Bu kadar zamanda tüm konular görüşüldü, tüm konular tartışıldı. Herkesin bildiği ve açık olan her iki tarafında her konuda net pozisyonları bellidir. Yapılması gereken her iki liderin de bu önemli konularda irade ve cesaret ortaya koyup kararlı bir şekilde siyasi karar almasıdır. Dolayısıyla bu gerçekleşirse ve çözüm güçleri de bu süreçte daha fazla çalışıp destek verirse kısa zamanda bu sorunun çözümünün gerçekleşeceğini düşünmekteyim” şeklinde konuştu.

“Halka rağmen halk karşıtı bir hükümet kurdular”

"2016 yılında bir erken seçim sözkonusu olabilirmi?  " sorusuna ise Abdullah Korkmazkan,Erken seçimin çok geciktiğini düşündüklerini belirterek, “Erken seçime biran önce gidilmesini  talep eden parti biziz, çünkü bu hükümet Kıbrıs Türk Toplumunun iradesine rağmen orada varlığını sürdürmektedir. Bu ülkede bir referandum yaşandı Meclisin, hükümetini ve  3'ncü Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun onay verdiği bir Anayasa Değişiklik Paketi halkın yüzde 63’ü tarafından reddedildi. Normal demokratik bir ülkede bu sonuç karşısında  hükümet,  siyasi yapı  istifasını verirdi, çünkü ortaya bir meşruluk sorunu çıkmıştı. Ancak hükümet kendi statükosunu korumak için istifa etmedi. Ardından belediye seçimlerinde aynı değişim Kıbrıs Türk Halkı tarafında ortaya kondu, son olarak da cumhurbaşkanı seçimlerinde meclisteki statükocu partilere toplum gereken dersi ve mesajı verdi. Buna rağmen DP, UBP ve CTP erken seçime gitmekten korktukları ve statükolarını koruyabilmek için birbirlerine yardımcı oldular ve hükümete geldiler. Halka rağmen halk karşıtı bir hükümet kurdular” dedi.

“Hiçbirşey yaptıkları yoktur”

 Korkmazhan reform hükümeti adı altında kurulan CTP-BG, UBP hükümetini de sert sözlerle eleştirdi. Korkmazhan, “Hükümetin hiç bir şey ürettiği yoktur. Hükümet programına ters ve bu programı çiğneyen uygulamalar yapmaktadır. Üreticileri daha da ezmektedirler, asgari ücretliyi, çalışanları ve emekçileri daha fazla sömürü koşullarına itmektedirler. Yolsuzlukla mücadele konusunda hiçbir adım atmamaktadırlar. Ekonomik gelişme ve ekonomik kalkınma noktasında yaptıkları hiçbir şey yoktur. Takvimlendirdikleri programı bu kadar zaman geçmesine rağmen uygulayamamışlardır, çünkü bu hükümetin halk için yapacağı hiç bir şey yoktur. Böyle bir iradesi ve istenci de yoktur. Bütün dertleri kendi statükolarının ömrünü uzatabildiği kadar uzatmaktır” diye konuştu.

“Halkın hakemliğine yeniden başvurulmalı”

Korkmazhan, sözlerine şu şekilde son verdi; “Biz çok iyi biliyor ve inanıyoruzki olası bir erken seçimde Kıbrıs Türk Toplumu 2015 yılı içerisinde başlattığı değişim sürecini devam ettirecek ve bunu parlamentoya da yansıtacaktır. Bu değişim süresinde de gelişen, güçlenen, örgütlenen ve toplumun iradesi doğrultusunda önümüzdeki süreçte siyasette daha etkin bir şeklide rol üstlenecek olan ve parlamentoda güçlü bir temsiliyet sağlayacak olan BKP’dir. BKP’den çekinmektedirler, çünkü partimiz sol arenada gelişen ve güçlenen bir partidir önünün kesilmesi için her şey yapılmaktadır. Örneğin Siyasi Partiler Yasası antidemokratik bir şekilde hazırlandı ve Birleşik Kıbrıs Partisinin devlet yardımı alması bilinçli bir şekilde engellendi. Dolayısıyla biz biran önce erken seçime gidilmesinin ve halkın hakemliğine yeniden başvurulması gerektiğini düşünüyoruz.”

 

Kaynak: Yeni Bakış