Suna Erden

Meclisin kabul ederek 2008 yürürlüğe koyduğu 'Restorancılar Birliği Yasası'na göre restoran olarak faaliyette bulunan yerlerin Res-Bir’e üye olma zorunluluğu bulunurken, ülkede yüzlerce kaçak restoran faaliyetlerini sürdürüyor 

KKTC Cumhuriyet Meclisi’nin 20 Ekim 2008 tarihli birleşiminde oybirliğiyle kabul olunan “Restorancılar Birliği Yasası”na göre restoran olarak faaliyette bulunan yerlerin işletmecilerinin Res-Bir’e üye olma zorunluluğu bulunuyor. 

Restoran işletmeciliğinin geliştirilmesi, en iyi hizmetin verilebilmesinin sağlanması, mesleki ahlak ve birliğin korunması amacıyla restoran işletmecilerinin bir Yasa çerçevesinde örgütlenmesi ve bu sayede organizasyon, temsiliyet, denetim ve eğitim faaliyetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesini amaçlayan yasa ne yazık ki uygulama aşamasında hiçe saylıyor. 

BU NASIL YASA?

Öte yandan yasada Res-Bir’in görev yetkileri arasında yetkili makamlar tarafından verilen İşletme İzni olmaksızın faaliyette bulunan restoranları uyarmak ve gerekli yasal tedbirlerin alınması için Bakanlığa, Belediyelere ve Kaymakamlıklara yazılı ihbarda bulunmakta düzenlenirken, birlik tarafından yetkililere yapılan başvuruların hiçbiri dikkate alınmıyor. Restorancılar Birliği (Res-Bir) Başkanı Süleyman Gürcafer’in verdiği bilgiye göre, KKTC’de her yıl 350’yi aşkın restoran açılıyor ve yılda 300’den fazlada restoran kapanıyor. Ülke genelinde faaliyette bulunan restoranların yarısı ise yasal zorunluluk olmasına rağmen birliği üye olmadan faaliyetlerini sürdürüyor ve üye belgesi olmadan yetkili makamlarda izinler alıyor. 

GÜRCAFER, “YASALAR RAFLARDA KALIYOR” 

Konuyla ilgili Star Kıbrıs’a konuşan Res-Bir Başkanı Süleyman Gürcafer, Bakanlar Kurulu’nun geçtiğimiz gün “Eczane Açılışlarının Sınırlandırılması Tüzüğü”nü kabul ettiğini, bunun olumlu bir adım olduğunu ifade ederek ancak önemli olan yasa çıkarmak olmadığını asıl önemli olanın yasaları uygulamak, aykırı davrananları cezalandırmak olduğunu dile getirdi. “Bizim de en büyük talebimiz restoranların açılmasına veya izinlerine sınırlama getirilmesi” şeklinde konuşan Gürcafer şunları söyledi: “Eczanelerle ilgili tüzüğün kurul onayı alması olumlu fakat acaba tüzükler uygulama aşamasında ne kadar geçerli olacak. Çünkü bizim ülkemizde yasalar raflarda kalıyor, uygulama aşamasında işe yaramıyor. Ben inanıyorum ki tıpkı bizim gibi eczacılarda yasanın uygulanmadığını görecek ve sorunları çözülmeyecek.” 

GÖZ GÖRE GÖRE İHLAL 

Res-Bir’in 28.maddesine göre birliğe üye olmayan restoranların faaliyette bulunamayacaklarına ve ruhsatlarının yeniden onaylanmayacağına dair düzenleme olduğunu kaydeden Gürcafer, İçişleri, Turizm ile Çalışma Bakanlığı ve Belediyelerin bu yasayı göz ardı ettiğini söyledi. Süleyman Gürcafer, “Bir işletmenin Res-Bir’e üye olmadan faaliyetlerini sürdürmesi suçtur. Veya işletme ruhsatı tazeleneceğinde Res-Bir’e üye olduğuna dair belge göstermesi gerekmektedir. 

Ancak bu ülkede hem birliğe üye olmadan çalışan yüzlerce restoran vardır hem de işletme izinlerini tazelerken belge göstermeyen onlarca işletme vardır. Bakanlıklar ve belediyeler izinleri verirken Res-Bir’in yasalarını hiçe saymaktadır. Üye olmayanlar, belgesi olmayanlar istedikleri zaman izin almaktadır. Belediyeler, bakanlıklar yasayı ihlal ettiği için suç işlemektedir” ifadelerini kullandı. Gürcafer, yasalara uymadıklarını iddia ettiği İç işleri Bakanlığı, Turizm Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı ve Belediyelere dava açacaklarını dile getirdi. 

KAÇAK SAYISI YASAL SAYIDAN DAHA FAZLA 

Devlet kurumlarının kendi çıkardıkları yasalara uymadığını ifade eden Gürcafer, yasaların uygulama aşamasında yetersiz kalmasından dolayı ülkede düzenin bozulduğunu söyledi. 

Gürcafer, düzenin bozulmasından dolayı da restoran işletmecilerinin birçok sorunla boğuştuğunu ifade ederek şunları söyledi: “Sadece Girne bölgesinde Res-Bir’e kayıtlı 290 restoran varken 200 tane de kaçak restoran var. Lefkoşa bölgesinde ise durum daha vahim; Başkente bulunan 350 restoranın sadece 95’i yasal olarak faaliyetteyken 255’i kaçak olarak yaşamına devam ediyor. KKTC’de canı çeken herkes restoran açıyor. Kimisi üniversite bitirdikten sonra iş bulamadığı için restoran sektörüne girerken kimisi de ek gelir olsun diye bu sektöre atlıyor. 

İş olmayanlar restorancılık yapmaya kalkışınca da sonları hüsranla bitiyor. Her yıl 350 restoran açılırken bir o kadarı da kapanıyor. Kapatılan restoranlar yeni sahiplerine devr ediliyor. Her devreden ise en az 100 bin lira zarar ediyor. Böylelikle her yıl ortalama 4 milyon TL zarar oluşuyor. Bu kişisel zarar olsa da devlet ekonomisi dolaylı olarak zarar ediyor.” 

ARTIK EYLEM ZAMANI 

Yasaya göre kaçak işletmecilik yapanların asgari ücretin 5 katı para cezası ya 1 yıl hapis cezası ya da her iki cezaya çarptırılmasının öngörüldüğünü kaydeden Gürcafer, şimdiye kadar cezaya çarptırılan herhangi bir kişi olmadığını, yasaların çiğnenmeye devam edildiğini ifade etti. 

Gürcafer, yıllardır aynı sorunları dile getirmekten sıkıldıklarını, defalarca yetkililerle görüşmelerine rağmen bir sonuca varamadıklarını belirterek, “Bundan böyle görüşme yolu ile değil eylem yolu ile derdimizi anlatacağız” dedi. Gürcafer, beş ilçede eylem komitesi oluşturulduğunu, harekete geçmek için yeni kurulacak hükümeti beklediklerini, son bir kez oluşacak yeni hükümet ile görüştükten sonra sonuç alınamazsa eyleme geçeceklerini vurguladı. 

SİYASİLER DE EKMEĞİMİZE GÖZ DİKTİ 

Gürcafer, siyasilerin sadece sandalyelerini korumak için çalıştıklarını, esnafın sorunları ile ilgilenmediklerini savunarak , “Meclis Başkan Yardımcısı Ünal Üstel bile ekmeğimize göz dikti. Üstel bir ortak ile birlikte Girne’de dönerci açtı. Onlar da bunu yaparsa diğerleri ne yapsın” iddiasında bulundu. 

ONLAR YAPIYOR, DEVLET GÖZ YUMUYOR 

Sektördeki diğer sorunlara da değinen Gürcafer ,gelişi güzel açılan restoranlarla mücadele etmelerinin yanı sıra işi restorancılık olmayan ancak yemek satan marketlerin, bedava yemek dağıtan casinoların sektöre darbe vurduğunu söyledi. Gürcafer, “KKTC vatandaşlarının casinolara girmesi yasak ancak casinolar bu yasağa uymuyor. Devlet ise denetim yaptığı zaman casinolara girenleri cezalandırıyor. Hâlbuki vatandaşları tutuklayıp mahkemeye çıkaracaklarına, onları içeri sokanlara ceza versinler” dedi. 

Casinolarda bedava yemek dağıtıldığını, sigara içme yasağı olmadığını belirterek, “Anayasada eşitlik ilkesi varsa restoranlarda sigara içmek yasaksa casinolarda da yasak olmalı. Ancak orada yasak değil. Bu nedenle ben de kendi restoranımda sigara içilmesine izin veriyorum. Gelip ceza yazsınlar onları dava edeceğim” şeklinde konuştu. Gürcafer, dünyanın hiçbir yerinde casinolarda içki ve yemek dağıtılmadığını, sadece bunun KKTC’de olduğunu söyledi ve casinoların insanları çekmek ve alıştırmak için bedava yemek hizmeti verdiğini, devletin de buna göz yumduğunu dile getirdi. 

BİR SENDİKALAR EKSİKTİ 

Son zamanlarda bazı sendikaların kendi üyelerine yemek vermek için açtıkları yemekhanelerde yapılan yiyeceklerin dışardaki halka da satıldığını kaydeden Gürcafer, “Bizim işimizi yapmayan bir tek sendikalar kalmıştı onlar da yapmaya başladı. Sendikaların görevi yemek yapıp satmak olmamasına rağmen onlar da işin içine girdi. Pasta küçüldükçe küçüldü” ifadelerini kullandı. Restoran işletmecilerinin borç içinde olduğunu, yaz ayları olmasına rağmen istenilen turist sayısına ulaşamadıklarını belirten Gürcafer, devletin sektör ile ilgili ciddi adımlar atmasının zamanının geldiğini ifade etti.