Siyasi partilere seslenen Davutoğlu, "Gün bugündür, gün omuz omuza verme günüdür. Bu çağrılarımıza kulak tıkayan siyasi partilerimize, olumlu yaklaşan siyasi partilerimizle birlikte, yeniden herkesin bir değerlendirme yapması gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İstanbul'da ki Huber Köşkü'nde görüşmesi öncesinde Esenboğa Havalanı'nda basın mensuplarına PKK ve IŞİD terör örgütlerine yönelik hava operasyonlarına yönelik açıklamada bulundu. Davutoğlu, Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olduğunu vurgulayarak, "Hukuk dışına çıkan her eylem mutlaka cezalandırılacaktır. İki polisimizi alçakça şehit eden, kimin parmağı varsa hepsinin hesabı sorulur. Türkiye bir kuralsızlar ülkesi haline dönüştürülmesine kesinlikle izin vermeyiz. Suruç yaşanan olayları bahane ederek, bazı çerçevelerin Türkiye'de kaos çıkarmak çabalarının arkasında da PKK vardı. Gerek bazı siyasi grupların, korucuları tehdit eden, meşru düzeni tehdit eden açıklamaları da açıkça ortaya koyduğu gibi bu unsurlara da cevap verilmesi gerekiyordu. Cevap verilmiştir. Demokrasi ve özgürlük alanları korunacaktır. Kimsenin Türkiye'nin demokratik hayatını tehdit etmesine, kamu düzenini tehdit etmesine izin vermeyeceğiz. Kamu düzeni bağlamında operasyon halkımızın güvenlik alanlarını korumaya dönüktür. 7 Haziran'dan bugüne kadar eylem türleri itibari ile 121 silahlı saldırı, 15 adam kaçırma, 16 yol kesme, 59 araç çarpma, 53 patlayıcı madde atma, 17 haraç alma dahil 281 terör eylemi yapılmıştır. Yine aynı dönemde 5 güvenlik görevlimiz asker ve polisimiz şehit edilmiştir. 3 askerimiz, 50 polisimiz yaralanmış, 1 polisimiz kaçırılmış, 4 vatandaşımız katledilmiş, 10 vatandaşımız yaralanmıştır"diye konuştu.

Suruç katliamının Türkiye'ye ve Türkiye'deki demokratik ortama yönelik olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Türkiye'de sanki yönetim boşluğu varmış gibi kamu düzenini hedef almışlardır. 7 Haziran'dan bugüne kadar her ne kadar demokratik kuralların gereği olarak istifamızı Sayın Cumhurbaşkanına vermiş ve görevi sürdürme talimatı almışsak da, ülkemizin, huzuru, güvenliği söz konusu olduğunda bir an dahi tereddüt etmeyiz. Siyasi geleceğimizi değil, ülkenin geleceğini düşünürüz. Şimdi kamu düzeni bağlamında tehdit edici unsurlar karşısında açık bir şekilde kararlılığımızı gösteriyoruz. Hem çatışmasızlık diyeceksiniz hem de ülke huzuru için görev yapan polislerimizi uykuda kalleşçe katledenlere sessiz kalacaksınız öyle mi? siz sessiz kalırsınız ama devlet sessiz kalmaz. Kamu düzeni söz konusu olduğunda faili meçhuller üzerinden, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da vatandaşlarımıza terör estiren bu çevrelere alanı boş bırakmayız. Bir kez daha söylüyorum kamu düzeni söz konusu olduğunda Türkiye demokratik hukuk devletindir ve hukuk dışına çıkan her eylem mutlaka cezalandırılacaktır. İki polisimizi alçakça şehit eden, kimin parmağı varsa hepsinin hesabı sorulur. Türkiye bir kuralsızlar ülkesi haline dönüştürülmesine kesinlikle izin vermeyiz. Dün sabaha karşı gelen acil bir telefonla Erzurum'da Tekman ilçesinde bir köye hamile bir hanıma yardıma çıkan sağlık personeli kaçırılıyor. Bu sabah eşimle birlikte kendilerini aradım. Geçmiş olsun dedim. O sırada hamile vatandaşımız saatlerce alıkonuyor. Halime vatandaşımız hayati tehlike geçiriyor. Bu mudur? Yani biz buna göz mü yumacağız?" ifadelerini kullandı.

Siyasi parti liderlerine çağrıda bulunan Davutoğlu, "Gelin beraber teröre ve şiddete karşı ortak deklarasyon yayınlayalım diye. Olumlu cevap alabildik mi? CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na teşekkür ediyorum. Onun dışında çağrımıza kulaklar tıkandı. Bu çağrıya cevap bekledik. 7 Haziran akşamında elinde kalaşnikof silahlarla, Doğu'da ve Güneydoğu'da kutlayanlara biz sessiz mi kalacağız? Bu görüntüleri görmediğimizi zannediyorlar. Biz bunların hepsini kaydettik. Kamu düzeni gerektirdiği anda müdahale yapılacak. Bedeli ne olursa olsun. Biz bugün bu bedeli ödemezsek yarın bizden sonra ki nesiller daha ağır bedeller öder. Onun için kimse Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ve milletimize tehdit dili kullanmasın. Tehdit eden mukavelesini görür. Rüzgar eken fırtına biçer. Herkesin aklını başına alma günü gelmiştir" dedi.

Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Kandil'de ve çevresinde, Kuzey Irak'da Türkiye'yi tehdit etmek üzere odaklanmış terörü çevreleri varken, Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit eden durumlara karşı sessiz kalması beklenemez. Buradan da bütün bölge ülkelerine ve uluslar arası çevrelere de bir anlamda mesaj mahiyeti taşımıştır. Irak'da sınır bölgelerimiz de ne olursa olsun Türkiye'nin güvenliğini tehdit etmesine izin vermeyiz. Gereken tedbirleri almak konusunda da hiç tehdit etmeyiz. Bütün bu olayları sabırla izleyen 78 milyon vatandaşımız, Türkiye demokratik hukuk devletidir. Bunun gereği yapılmaktadır ve yapılamaya devam edecektir. Türkiye'nin her bölgesinde meşru Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuralları işler, burada hiç kimsenin vatandaşlarımızı tehdit etmesine, hukuk dışı bir takım uygulamalar yapmalarına, yol kesmelerine, baskı uygulamalarına izin verilemez. Bir taraftan askeri operasyonları yönetirken bir taraftan da hükümet ortaklığı görüşmelerini sürdürdük. Meşru zeminde kamu düzeni ve ekonomik istikrar sağlanmaya devam edecektir."

Siyasi partilere seslenen Davutoğlu, "Gün bugündür, gün omuz omuza verme günüdür. Bu çağrılarımıza kulak tıkayan siyasi partilerimize, olumlu yaklaşan siyasi partilerimizle birlikte, yeniden herkesin bir değerlendirme yapması gerektiğini düşünüyorum. Biz Türkiye'yi hükümetsiz bırakmayalım diyoruz, bazıları diyor ki; hayır, "biz bu sürecin için de yokuz'. Yine çağrı da bulunuyorum; gelin el ele verelim. Türkiye'yi hükümetsiz bırakmama konusunda heybemizde ne varsa ortaya koyalım. Biz hazırız, genel başkanlara yaptığımız ziyarette ne kadar kararlı ve samimiysem şimdi de aynı kararlı ve samimiyeti sürdürüyorum. Ümit ederim bu çağrı karşılık bulur" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin terör örgütleri ile yıllarca mücadele ettiğinin altını çizen Davutoğlu, "Sizi kullanan çevrelerin, Türkiye üzerinde ki hesapları başarıya ulaşmayacaktır. Bütün bu suçlarınızın karşılığını mutlaka vereceksiniz. Hiçbir şekilde Türkiye'yi tehdit etmeye yeltenmemelidir. Tahammülümüzün sınırlarını kimse zorlamamalıdır" diye konuştu.