Özge Kizir

Milletvekili Menteş Gündüz, Rumların ‘bir anlaşma olursa biz 3 günde sizin ekonominizi ele geçiririz’ dediklerini anımsatarak, “Unutmasınlar ki 3 ay sonrada Türkiye onların ekonomisini ele geçirir” dedi.
İnsanların şehir hayatından sıkıldığını belirten Gündüz “Tersine göç olacak… Hayat tarzımızda artık nostaljiye de bir dönüş vardır. Bu da ekoturizm’dir” şeklinde konuştu.

Bağımsız Milletvekili Menteş Gündüz, Güzelyurt’a yatırım konusunda Güney Rum kesiminden gelen tepkileri Haberal Kıbrıslı gazetesine değerlendirdi. Gündüz, “Rumlar, ‘Güzelyurt’a yatırım yapılırsa hak talep edilemeyecek’ mantığı ile hareket ediyorlar. Çünkü Demopoulos kararları da buna emsal teşkil etti. Kullanıcı hak sahibi söz sahibi olacağı için tedirginlik yaratıyor. Biz gelişmeyelim, değişmeyelim veya olduğumuz yerde kalalım mantığını sürdürmeye devam ediyorlar. Biz de tam aksine Birleşmiş Milletler kriterlerinde ve 11 Şubat deklarasyonuna bağlı kalarak aynı şeyi söylüyoruz” şeklinde konuştu.

“Masadayız görüşüyoruz ancak bu durum bizim değişmeyeceğimiz veya gelişmeyeceğiz anlamını taşımıyor”

Müzakere süresinin uzamasıyla beraber şartların değişeceğini vurguladıklarını belirten Gündüz, sözlerine şöyle devam etti: “Masadayız görüşüyoruz ancak bu durum bizim değişmeyeceğimiz veya gelişmeyeceğiz anlamını taşımıyor. Hayat devam ediyor. Çocuklarımız büyüyor. Süreç uzadıktan sonra şartların değişeceği gündeme geleceğini vurguladık. 

“Unutmasınlar ki 3 ay sonrada Türkiye onların ekonomisini ele geçirir”

İşlerine geldiği zaman dünya globalleşiyor ve birlik beraberlik kardeşlik çağırısı yapılıyor. İşlerine gelmediği zamanda biz ikinci sınıf vatandaş oluyoruz. Şöyle bir şey de söylenmişti ‘bir anlaşma olursa biz 3 günde sizin ekonominizi ele geçiririz’ demişlerdi. Unutmasınlar ki 3 ay sonrada Türkiye onların ekonomisini ele geçirir. Dolayısıyla bu bir zincirdir. Artık düşmanlık tohumları yerine nasıl dünyadaki insanların birlikte yaşayabileceği çözümü bulmaları gerektiği düşüncesindeyim. Bir Suriye faciası önümüzde duruyor ve tek sahip çıkan da Türkiye Cumhuriyeti’dir.”

“CittaSlow'a uygun bir gelişme gösterelim”

Lefke Bölgesi’nin canlandırılması konusunda açıklamalarda bulunan Gündüz, “Üniversitenin buraya yapılması ile birlikte bile bir hareketlilik başladı. Dolayısıyla planlı ve programlı hareket ederek bölgenin canlandırılması olasıdır. Yani şunu da altını çizerek söylemek istiyorum; Girne veya Mağusa gibi planlama arzulamıyorum.  Bu bölge zaten citta slow bölgesi ilan edildi ve bunu çok zor şartlarda kazandı. Buna bağlı olarak yapabileceğimiz çok daha güzel şeyler vardır” ifadesini kullandı.

“Yatırımların yapılması popülasyonunu artıracaktır”

Ekonomi ve canlılık için bölgeye marina yapılması gerektiğini vurgulayan Gündüz şöyle konuştu: “En büyük idealim olan ve her zaman söylediğim şey, bölgeye bir marina yapılması… Bizim kurtuluşumuzun ve ekonomik canlılığımızın yolu o… Bölgemize marina yapılması gerektiğini defalarca söyledim. Söylemeye de devam ediyorum. Bu tip yatırımların yapılması nüfus popülasyonunu artıracaktır. Nüfus popülasyonu gerek öğrenci gerek çalışan gerekse turist olarak gelen insanlara yönelik olan şeylerin yapılması ile birlikte ekonominin canlanacağına inanıyorum.” 

“Birinci sırada çıkan sorun Güzelyurt’un verilecek olmasıydı”

Güzelyurt Bölgesi’ndeki yaşanan sıkıntılara değinen Gündüz, “Güzelyurt için yaptığımız bilimsel araştırmalarda iki üniversitemizi de katmıştık. ODTÜ ile Lefke Avrupa Üniversitesi ilgili kişileri, belediye başkanları ve milletvekilleri ve diğer ilgili paydaşlarla yaptığımız toplantıda ilk mutabık kalınan sıkıntı bizim siyasi istikrarsızlığımızdı. Birinci sırada çıkan sorun ise zamanı geldiğinde Güzelyurt’un verilecek olmasıydı. Biz bunu şuanda göz ardı ediyoruz. Böyle bir sorunun olmadığını varsaymaya başladık ki, akabinde sesler gelmeye başladı. Bu, doğru adımlar atıyoruz anlamını taşıyor. Biz yatırım yaptığımız sürece kalkınacağımıza ve dahil edileceğimize inanıyorum” şeklinde konuştu.

“Narenciye kalitesi düştü”

Suya bağlı olarak narenciye kalitesinin düştüğünü ifade eden Gündüz, sözlerine şöyle devam etti: “Babadan kalma kuralların artık değiştiğini ve küreselleşen dünyada suyun ne kadar önem kazandığını bilmeyen kalmadı. Bırakın gelen suları yağan yağmurları toplayıp tekrardan arıtmalar vasıtası ile hayata geçiriyorlar. Dolayısıyla bu durum da bize suyun ne kadar önem arz ettiğini gündeme getiriyor. Doğrudur, narenciyemizin kalitesi düşüyor. Nedeni ise yine suya bağlı olarak yaşanıyor.

“Bu sene inanılmaz bir kuraklıkla geçen bir yıl olacak”

Dünyada azalan suların özellikle Kuzey Kıbrıs’ta azalan suların ve su azalmasına bağlı olarak da tuzlanmaların artığı bir ortamda 4 bin lira yukarısı bir maliyetle sizin ürettiğiniz bir narenciyenin çok daha fazla büyümesini bekleyemezsiniz. Dolayısıyla başımızda bekleyen bir nimet var. Bu sene inanılmaz bir kuraklıkla geçen bir yıl olacak. Su ayağımıza geldi. Kavgasını yaptık ama artık bunun hayata geçmesi taraftarıyım. Bugün öyle bölgelerimiz var ki tonu 15-16 TL’den su alıyorlar. 

“İvedilikle bir tarım politikasının ve tarım sigorta fonunun hayata geçirilmesi gerekiyor”

Dolayısıyla artık suyun hayat olduğunun yalnızca söylemden değil, eylemde de hayata geçmesi gerektiğini inanan biriyim. Resmin büyüğünü gördüğüm zaman söyleyebileceğim şeylerdir. Dolayısıyla bunlarda yapılırsa zaten geldi ve dağıtımını bekliyoruz. Geldiğinde bu kaliteyi ve niteliği artıracak. İvedilikle bir tarım politikasının ve tarım sigorta fonunun hayata geçirilmesi gerekiyor. Bununla beraber teşvik primlerinin gözden geçirilmesi gerekiyor. Her önümüze gelene değil, en iyi üretimi yapana teşvik verilmesi gerekir diye düşünüyorum.”

“Kotaların konulması gerekiyor”

Tarım ürünlerine kotaların konulması gerektiğini belirten Gündüz, “Kotaların konulması gerekiyor. Geçen yıl patates çok iyi gittiyse bu yıl herkes patates ekiyor. Bu defa patates ekenler zarar ediyor. Bütün bunların düzene sokulması gerektiğine inanıyorum. Her sektörde öyle olması gerekiyor.  Dolayısıyla bir tarım sigorta fonu ve tarımda bir reformla birlikte suyu da bütünlersek biz bundan sonraki adımlarımızda başarılı olacağımıza inanıyorum” ifadesini kullandı. 

“İnsanlar şehir hayatından sıkıldılar”

Tersine göçün yaşandığına dikkat çeken Gündüz, sözlerini şöyle tamamladı: “Tersine göç olacak… Dikkat etmek gerekirse hayat tarzımızda da artık nostaljiye de bir dönüş vardır. Bu da ekoturizm’dir. Örneğin Güzelyurt ilçesinde 3-4 tane ekoturizmle uğraşan yer vardır. Hafta sonları insanlar buraya gelerek brunch diye tabir ettiğimiz geç kahvaltı yapıyor. Bunun özelliği köy yumurtası gibi yani organik olan her şey insanların ilgisini çekiyor. Zaten bu, tersine göçü başlatacaktır. İnsanlar şehir hayatından artık sıkıldılar. 1 hafta gürültülü geçen iş yaşamından sonra hafta sonu da sessiz sakin huzur dolu bir yerde geçirmek isteyecektir.” 

Rumların işlerine geldiği zaman birlik beraberlik çağrısı yaptıklarını ifade eden Gündüz, “İşlerine gelmediği zaman da biz ikinci sınıf vatandaşız… Artık düşmanlık tohumları ekmek yerine, birlikte yaşanabilecek çözümü bulmaları gerekiyor” dedi.