Ahmet Vamık

Güzelyurt’un ayrı ilçe olabilmesi için 1993-1998 yılları arasında faaliyet gösteren ve bu yolda mücadele veren Güzelyurt İlçeleşme Derneği’nin devamı niteliğinde 1998 yılında kurulan Güzelyurt İlçesi Geliştirme ve Kalkındırma Derneği (GÜKAD),  Güzelyurt’a sahip çıkılması ve gelişmesi için yıllardır mücadelesine devam ediyor. 2004 yılında referanduma sunulan Annan Planı döneminden itibaren Güzelyurt bölgesinin Kıbrıslı Rumlara verileceği söylemleri sonrası bölgede göç giderek artarken, bölge halkı cenazelerini bile Güzelyurt’a defnetmekten çekiniyor.

Güzelyurt İlçesi Geliştirme ve Kalkındırma Derneği Başkanı Reşat Kansoy Detay Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, ülkenin en verimli topraklarının Güzelyurt bölgesinde olmasına ve ülkenin yüzde 70 su ihtiyacını Güzelyurt bölgesinin karşılamasına rağmen yıllardır Güzelyurt’un ihmal edildiğini ve bölgeye hiçbir yatırım yapılmadığını ifade etti. Dünyanın hiçbir yerinde bir ülke için bu kadar önemli olan bir bölgenin müzakere masalarında hiçe sayılmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Kansoy, ülkenin en verimli topraklarının en değersiz emlak fiyatına sahip olduğunu üzüntüyle ifade etti.

“BİZİM GÜZELYURT’UN VERİLMESİYLE İLGİLİ BİR GÜNDEM MADDEMİZ HİÇ BİR ZAMAN OLMADI”

GÜKAD Başkanı Reşat Kansoy, derneğin Güzelyurt’un verilip verilmemesiyle ilgili hiçbir zaman gündem maddesi olmadığını ifade ederek, “bizim için insanı değer taşıyan her türlü çözüm, çözüm masasında ve çözümsüzlükte mubahtır. Güzelyurtlunun refahı ön planda tutularak istikrarlı bir yönetim şekli bizim savunduğumuz temel ilkedir” dedi.  Yeni yıl öncesinde yaptığı açıklamalarda “Güzelyurt kırmızıçizgimizdir” diyen Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’e ilk yanıtı GÜKAD’ın verdiğini belirten Reşat Kansoy, bu yanıtta, “Güzelyurt kırmızıçizgimizdir derseniz çözüm sürecindeki samimiyetsizliğin ortaya çıkar çünkü Güzelyurt hem Kıbrıslı Türklere hem de Kıbrıslı Rumlara yetecek kadar verimli üretim toprağına sahiptir ve aynı zamanda konut ihtiyacını karşılayacak kadar bakir ve elverişlidir” ifadelerini kullandıklarını dile getirdi.

“GÜZELYURT FEDERATİF KENT OLMALI”

Güzelyurt’un coğrafyası bakımından federatif kent olabilme şansına sahip ender bölgelerden biri olduğunu yönünde müzakere masasına insani bir öneri sunduklarını söyleyen Reşat Kansoy, iki toplumun birlikte bir devlet yönetebilmek için müzakereler yaptığını bu çerçevede birlikte bir kent yönetebilmenin en güzel örneğinin Güzelyurt’ta gösterilebileceğini vurguladı. Kansoy, “biz hiçbir zaman göç, tahliye gibi konuları gündemimize almadık. Bizim yıllardır savunduğumuz federatif kent projemiz vardır. Federatif kent projesi aynı zamanda çözüm maliyetini düşüren bir projedir” diyerek bu fikrin minimum insanın tahliye olduğu ve minimum insanın yerinden olduğu bir proje olduğu için ekonomik açıdan da verimli bir proje olduğunu ifade etti.

“BİZ GELECEĞİ DÜŞÜNEREK HAREKET EDİYORUZ”

Güzelyurt İlçesi Geliştirme ve Kalkındırma Derneği’nin geleceği düşünerek hareket eden bir dernek olduğunu kaydeden Dernek Başkanı Reşat Kansoy, bu projenin hayata geçebilmesi için Güzelyurt’ta yaşamak isteyen Güzelyurt ile duygusal bağı olan Kıbrıslı Rumlarında aynı düşüncede olması gerektiğine vurgu yaptı.

“GÜZELYURT’U ÇOKTAN GÖZDEN ÇIKARDILAR”

Güzelyurt’un bilinçli bir şekilde diğer bölgelere göre geri bırakıldığını söyleyen Reşat Kansoy, Güzelyurt’u önce devletin terk ettiğini bunun üzerine bölge halkının da bireysel göçlerle Güzelyurt’tan yoğun bir şekilde uzaklaştığını söyledi. Kansoy, “müzakere masasında sürekli olarak verilmesi gündemde olan ilk bölge Güzelyurt olduğu için sanki de bunu teyit edercesine, nasıl olsa verilecek gözüyle bakılarak istikrarsız hükümetlerimiz Güzelyurt’a hiç yatırım yapmamakla kar elde ettiklerini düşünüyorlar” diyerek gelmiş geçmiş hükümetleri eleştirdi.

“GÜZELYURT’UN BAKİR KALMASININ POZİTİF YÖNLERİDE VAR”

Güzelyurt bölgesine hiçbir yatırım yapılmamasının bölgenin sosyoekonomik ve kültürel yapısını derinden etkilediğini dile getiren Reşat Kansoy, her şeye rağmen Güzelyurt’a hiçbir yatırım yapılmamasının pozitif bir yönü olduğunu söyledi. Hükümetlerin ön ayak olduğu ve özellikle 2000 yılından sonra plansızca ekonomik kalkınmanın büyüdüğü diğer ilçelerde çarpık yapılaşmanın korkunç boyutlara ulaştığını belirten Kansoy, Güzelyurt’un bu yönden avantajlı olduğunu ve bakir kaldığını vurguladı. Güzelyurt’un bakir kaldığı için kentsel dönüşüm maliyetine ihtiyaç duymadığını ve bölgesel kalkınma planı uygulandığı takdirde bu bölgenin Kuzey Kıbrıs’ın planlı büyüyen örnek bir kenti haline geleceğini kaydeden Kansoy, böyle bir projenin Güzelyurt ve tüm KKTC halkından bir özür projesi haline gelebileceğini dile getirdi.

“BÖLGESEL KALKINMA VE İMAR PROJELERİ HAYATA GEÇMELİ”

Güzelyurt ilçesinde 2000 ile 2013 yılları arasında devlet tarafından 330 arsa parselizasyonu yapılırken Güzelyurt’a muadil bölge İskele ilçesinde ise aynı dönemde 680 arsa parselizasyonu yapıldığını söyleyen Reşat Kansoy, bunun iki bölgeye verilen değerin kıyası olduğunu vurguladı. Devletin Güzelyurt halkını yurt içi ya da yurt dışında farklı bölgelere göçe zorladığını belirten Kansoy, bu konjonktürün devam etmesi halinde 2021 yılında Gönyeli’nin nüfus olarak Güzelyurt’un önüne geçeceğini, Güzelyurt’un adanın beşinci büyük kenti konumuna düşeceğini ve nüfus oranına göre bölgenin milletvekili sayısının da 3’e düşeceğini ifade etti. Bu istikrarlı göçe son vermenin tek yolunun Güzelyurt için bölgesel kalkınma ve imar projelerini hayata geçirmek olduğunu kaydeden Kansoy, en verimli topraklara sahip bu bölgenin yeniden canlandırılması için tarımsal projelere ihtiyaç olduğunu belirtti.

“GÜZELYURT’UN EN BÜYÜK SORUNU GÖÇ”

Güzelyurt bölgesinin en büyük sorunun işsizlik, konutsuzluk ve gelecek kaygısı içerisinde olan gençlerin göçü olduğunu söyleyen Reşat Kansoy, “federatif kent projesi de bu göç sorununa çözüm bulacak fikirlerden biridir.  Kimsenin yerinden olma sorunu olmayacağı için bu proje geleceğe güvenle bakmamızı da sağlayacaktır. Bu topraklar hepimize yeter” dedi.

“ÜNİVERSİTE POTANSİYELİ UMUDU POMPALANIYOR”

Sürekli olarak ülke genelinde Kıbrıs’ı bir üniversite adası haline getirme umudunun pompalandığını ve Güzelyurt bölgesinde de benzer bir durum yaşandığını dile getiren Kansoy, bölgesel kalkınma planı uygulanmayan kentlerde kontrolsüz üniversite nüfusunun da akışıyla birlikte ciddi bir kaos ortamı ortaya çıkacağını ve trafik, çevre, barınma gibi bir çok sorunda artış meydana geleceğini vurguladı. Plansız yapılacak her yatırıma GÜKAD olarak karşı çıktıklarını ve onay vermediklerini dile getiren Kansoy, yapılacak olan yatırımla kentin vizyonunun örtüşmesi gerektiğini söyledi. Güzelyurt bölgesinde hali hazırda var olan ODTÜ Kalkanlı Kampüsü’ne bile bölgenin yeterli hizmeti veremediğini söyleyen Kansoy, bölgeye gelecek olan potansiyele hizmet verecek sektörlerde yatırım yapılması gerektiğini vurguladı.

“TURİZME YÖNELİK YATIRIMLAR YAPILMALI”

Reşat Kansoy, “bizim elimizde böyle bakir bir bölge varken onu anlamsızca mahvetmemizin hiçbir anlamı yoktur. Dünya da artık kalabalık gürültülü şehirler yerine yavaş şehir anlayışı yerleşmeye başladı. Güzelyurt bölgesinde onur kaynağımız olan Lefke bölgesi “Cittaslow” yani yavaş şehir markasını almıştır. Bu markanın turizme büyük bir katkısı olacaktır. Lefke Belediyesi kentin siluetini koruma adına ve kenti “Cittaslow”a uygun hale getirme adına ciddi yatırımlar yapmaktadır” diyerek Güzelyurt kent merkezinin de benzer uygulamalara ihtiyacı olduğunu fakat Güzelyurt Belediyesi’nin çağdaş kent vizyonuna sahip olmadığını dile getirdi.