Çiğdem Aydın

KKTC’nin eski Meclis Başkanı ve Başbakanlarından Hakkı Atun, Ulusal Birlik Partisi (UBP) iktidarları döneminde eleştirilen yanlışların, diğer partilerin iktidarları döneminde de düzelmediğini belirtirken, buna örnek olarak 3’lü kararname ile atamaları ve müşavirler ordusunu gösterdi.

Devlet çarkının çöktüğünü vurgulayan Atun, “Halkı mutsuz eden ve umutsuzluğa düşüren de budur”dedi.

Atun, Diyalog’un sorularını yanıtladı:

Soru: 1983 yılında KKTC’nin ilanına oy verdiniz. Aradan geçen 33 yılda KKTC gelmesi gereken yere gelebildi mi? Gelemediyse sebepleri nedir?

Atun: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) bana göre 33 yılda gerek alt yapıları ve gerekse de yatırımlarıyla yapılaşmasıyla tüm zorluklara ve ambargolara rağmen bir devlet olabilmeyi başarmıştır. Türkiye sayesinde ticaret yapabiliyoruz, Türkiye sayesinde yatırım yapabiliyoruz, alt yapılarımız okullarımız keza Türkiye’nin desteğiyle oluyor. Bizim sorunumuz sistemsel, KKTC çok daha iyi noktalara gelebilirdi fakat sistemi çalıştıramadık devlet çarklarını döndürmekte sıkıntılar yaşanıyor. Halkın bana göre rahatsız olduğu da budur. Üçlü kararnameler hala devam ediyor kaldırılmalıdır. Üçlü kararnameler siyasi partilerin de işine geldiği için kimse ellemiyor özellikle bizler bu üçlü kararnameleri hayata geçirdiğimizde o dönem CTP ve TKP bizi çok eleştirmişti fakat aradan 33 yıl geçti hala bu sistemi kaldırmak için her iki parti de hiç bir şey yapmamıştır. Devlet çarkı çökmüştür. 

Soru: Sizce 33 yılda yapılması gerekenler nelerdi?.. Neden daha sağlıklı bir devlet yapısı oluşturulamadı?

Atun:1993 yılında erken seçime gitmemiz ve Eroğlu’na karşı çıkarak 9’lar hareketini kurmamız sağlıksız gördüğümüz yapıyı düzeltmek içindi. Fakat bu hareket de ne yazık ki siyasetin kurbanı oldu. 33 yılda ilk olarak kamusal alanlarda düzenlemeler yeni güncel mevzuatlar vatandaşın çıkarları düşünülerek yapılmalıydı, yapılmadı. Aksine siyasetin iş bulma kurumları iktidarların malzemesi oldu. Ombudsman Yasası o zamanlardan çıkmalıydı neyse ki onu olsun çıkardık. Yıllarca “nereden buldun yasası” çıkarılmadı, çıkarılmalıydı. Halkın siyasetçiye olan güveni belki de bu kadar zedelenmeyecekti. İdari yönden bu eksikliklerimiz vardır. Kalkınma yönünden su gelmiştir, yakında Türkiye’den elektrik de gelecek. Alt yapılarımız yollarımız var okullarımız hastanelerimiz var kötü olduklarını düşünebilirsiniz fakat 1974 ‘te hiç bir şeyimiz yoktu. Bugüne kadar devlet olma hürriyetimiz için her şeyimiz yeterli düzeye gelmiştir. Fabrikalarımız kuruldu sanayimiz kuruldu bunlar önemlidir. 1974 yılında bunları hayal bile edemezdik. Sağlıklı devlet yapısı kurulmadı demek yanlış devleti sağlıklı şekilde yönetebildik mi onu sorgulamak gerekir. Neden yönetilmedi derseniz popülizm ve çıkar kavgaları buna hep engel oldu. 

Soru: KKTC’nin en önemli sorunları nelerdir?

Atun: İlk olarak önemli sorun kamu hizmetlerinin daha iyi ve daha hızlı işletilmesi ve performansın artırılması gerekiyor. Eskiden memurlar bulundukları kurumdaki tüm mevzuatları bilirlerdi. Yasal düzenlemelerini bilirlerdi vatandaşa yardımcı olmak için ellerinden geleni yaparlardı. Şimdi ne yazık ki bunu söylemek mümkün değildir. Acil olarak bu çarka çözüm üretilmelidir. İkinci çevre sorunlarımızdır. Ülkemiz kirleniyor bu ülkeyi seviyeli bir Turizm ülkesi yapabilmemiz için çevre konusunda devlet politikası ve caydırıcı yasaların süratle yapılması gerekiyor. Trafik ise bir başka sorun. Trafikte herkes her aklına geleni yapamamamalı isteyen istediği yere park eder, isteyen istediği yerde süratli gider. Bizim sorunumuz yollar ya da alt yapı değil asli sorunumuz insanların eğitimsizliği ve bezginliğidir. Bunları aşacak eğitim çevre politikaları üretilmelidir. Otorite kendini herkese eşit şekilde hissettirmelidir.

Soru: Gelinen aşamada KKTC’nin güçlendirilerek devam etmesinden yana mısınız? Yoksa “Bu kadar yeter” deyip, Kıbrıs’ın birleşmesini mi istersiniz?
Atun: Kesinlikle KKTC’nin güçlendirilmesi ve geliştirilmesinden yanayım kesinlikle bu kadar yeter denilmesine karşıyım. Ama ola ki illaki birleştirilecekse iki bölgeli, iki devletli iki siyasi eşitliğe dayalı bir yapı oluşturulması gerekir. Kesinlikle sulandırılmamalı iki kesimlilik Türkiye’nin garantisi etkin ve fiili kesinlikle devam etmelidir.