Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu'nun sözlerini eleştirerek, "Böylesine saçma bir ifadeyle çatmak Sayın Halaçoğlu'nun aklına nereden geldi bilemem, herhalde gereğini Sayın Bahçeli yapar" dedi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç, "Uyuşturucu ile Mücadelede Acil Eylem Planı" kapsamında yürütülecek faaliyetlerde toplumun doğru bilgilendirilmesi ve bu konuda desteğe ihtiyacı olanlara gerekli danışmanlık hizmetinin verilmesi amacıyla kurulan "Alo 191 Uyuşturucu Danışma ve Destek Hattı"nın açılış törenine katıldı. Törenin ardından çıkışta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Arınç, hükümet kurma çalışmalarına yönelik parti liderlerinden gelen açıklamaların hatırlatılarak, "AK Parti bu muhalefetin tavrına yönelik ne yapacak?" sorusuna Arınç, "Koalisyon kurma çalışmaları konusunda genel başkanlar mutlaka bir şeyler söyleyebilir, milletvekilleri de söyleyebilir. Bence en doğrusunu, en samimi, dürüst olanı Sayın Başbakanımız seçimden sonraki tüm konuşmalarında dile getiriyor. Sayın Başbakanımızın ifadesi şudur; "Ortaya çıkan tablo hükümet kurma konusunda birden partilerin bir araya gelmesini öngörüyor." Sayın Cumhurbaşkanı tarafından görevlendirildiğimizde bütün partilerle görüşme yapacağız. Temel prensipler çerçevesinde de hükümet kurmaya gayret göstereceğiz" karşılığını verdi.

"ANAYASADA YER ALAN HÜKÜMLER HEPİMİZİ BAĞLIYOR"

Hükümetin kurulamaması halinde anayasada yer alan hükmün belli olduğuna dikkat çeken Arınç, erken seçime gidileceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Çalışırsınız ama diğer siyasi partilerden herhangi bir olumlu yaklaşım bulamazsınız, hükümet kurulmamış olur. Bunun sorumlusu da hükümet kurma konusunda isteksiz olan, bahaneler üreten, milletimize vaadettikleri konular üzerinde bir şeyler yapma fırsatını eliyle ters iten insanlar veya partiler karşılamış olur. Şunu söylemem gerekiyor: Bir defa Sayın Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarını toplum takip ediyor, Sayın Bahçeli'nin de. Bunların ne anlama geldiğini okuyan, dinleyen herkes görüyor. Sayın Başbakanımızın ortaya koyduğu tablonun aksine olmazları konuşmak suretiyle adeta Türkiye'nin hükümetsiz kalmasına yol açabilecek bir takım davranışlarda bulunuyorlar. Halk bunları doğru karşılamaz. Halk hükümetin var olmasını, işinin görülmesini, Türkiye'nin içeride ve dışarıda karşılaşacağı tüm olaylara karşı müteyakkız, güçlü bir hükümetin var olmasını ister. Aslında sorunuz şöyle olsaydı daha iyi olacaktı: "Bugünlerde bazı genel başkanlar ve parti sözcüleri bu hükümet neden kurulmuyor" diyerek kabahati biraz AK Parti'nin biraz da Meclis Başkanımızın üzerine atmaya başladılar. Dünyadan habersiz olarak yaşıyorlar. Evet, 7 Haziran üzerinden 1 ay geçti ama ortada Anayasa diye bir şey var. Bu Anayasa'da yer alan hükümler hepimizi bağlıyor."

"SORUMLUSU HALEN BAKAN OLARAK KARŞINIZDA OLAN BİZLER DEĞİLİZ

7 Haziran'da yaşanan seçimlerin ardından kesin sonuçların 18 Haziran'da yayınlandığını hatırlatan Arınç, "18 Haziran'dan sonra da 10 günlük Meclis Başkanı seçimi, ant içme töreni bununla geçti. Geriye kalan süreç içerisinde de henüz Başkanlık Divanı toplanmadı. Bunların sorumlusu halen bakan olarak karşınızda olan bizler değiliz. O çok sevdiğiniz, bir türlü değişmesini istemediğiniz, yeni bir Anayasa konusunda da hep isteksiz olduğunuz, 1982 Anayasası var ya biz o Anayasa ile şu anda amel ediyoruz" dedi.

Anayasanın 116. maddesine göre Meclis Başkanlık Divanı kurulduktan sonra hükümet kurma sürecinin başladığına dikkat çeken Arınç, "Biz hükümet kurma konusunda elbette istekliyiz, biz Türkiye'yi düşünüyoruz, biz çocuğun annesiyiz, bu ülkeyi hükümetsiz bırakmak istemeyiz. Dolayısıyla diğer partilerin sorumlu ararlarken önce bir Anayasayı okumalarında sonra da bundan AK Parti hükümetinin payına düşen ne varsa bunu görmelerinde fayda var. Bugün Meclis Başkanlık Divanı'ndaki üye sayısı belirlenecektir. Yarın herhalde partiler Başkanlık Divanı üyelerini bildirecektir. Daha sonraki süreçte de Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Davutoğlu'nu yeni hükümet kurmakla görevlendirecektir" ifadelerini kullandı.

"DÜN PARLAMENTODA ÇOK ÇİRKİN BİR ŞEY YAŞANDI"

"Dün parlamentoda çok çirkin bir şey yaşandı" diyen Arınç, "Başkanlık Divanı oluşmadığı için Meclis Başkanı aç-kapa yaptı. Bu arada bir CHP milletvekili "Allah belanızı versin" şeklinde telaffuz etmekten bile utandığım hakaret hamiz ifadeler kullandı. Sorumlu hiçbir zaman AK Parti hükümeti veya Meclis Başkanı değildir. Süreç böyle ilerliyor. O yüzden yeni bir Anayasa yaparken belki bunları ortadan kaldıracak bir şey düşünülmüş olabilir. Kaldı ki 13 senedir ilk defa bir koalisyon hükümeti kurulacak, bugüne kadar işler rahattı. Seçimden sonra tek başımıza iktidar oluyor, hükümetimizi devam ettiriyorduk ama milletin takdiri bu kez hiçbir partiyi tek başına iktidara getirmedi, "Siz koalisyon hükümeti kurun" dedi. Biz buna varız. Milletimiz böyle bir görev verdi, biz de bunun peşindeyiz. Ama ne var ki Anayasadan kaynaklı bir prosedür böyle gerektiriyor" açıklamasında bulundu. Arınç, şunları kaydetti:

"Unutmayın geçtiğimiz 10 Ağustos'ta da Sayın Cumhurbaşkanımız birinci turda Cumhurbaşkanı seçilmişti ama 28 Ağustos'a kadar hem Başbakanlık görevini hem de Cumhurbaşkanlığı sıfatını üzerinde taşımıştı. Yine unutmayın 2007 Mayıs ayında Sayın Ahmet Necdet Sezer'in görev süresi Anayasa gereği bitmişti ama 28 Ağustos'a kadar 4.5 ay daha Cumhurbaşkanlığı yapmıştı. Bunları da hatırlasın bazı siyasi liderlerimiz. "Ne kadar uzadı, bir ay oldu, niye bu hükümet kurulmuyor, vay bu Sayın Başbakan niye hala görev başında" diyenler varsa hafızalarını bir yoklasınlar. Herhalde 1-2 gün sonra Sayın Cumhurbaşkanımız bir görevlendirme yapacaktır. Bizi kırmızı çizgilerimiz, şunlarımız bunlarımız yok. Bizim prensiplerimiz var. Bu prensiplerle hangi partide bir örtüşme meydana gelirse milletimizin daha huzurlu daha rahat daha müreffeh bir hayat yaşaması için hangi projeler üzerinde mutabık kalabilirsek o hükümeti kuracağız. Biz kuramazsak başkası kurmak için çalışsın, onlar da kuramazsa "Ver elini seçim" der buna da büyük bir memnuniyetle gideriz."

"HERHALDE BAHÇELİ GEREĞİNİ YAPAR"

MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu'nun Meclis Başkanlığı seçimiyle ilgili "Deniz Baykal'ı seçseydik bize dinsiz bir partinin adayını seçtiniz diyeceklerdi" açıklamasını değerlendiren Arınç, "İyi ki sordun, derdimi açtın çünkü sadece dün ağzından galiz kelimelerle hakaret eden Sayın Mahmut Tanal isimli milletvekili hatırlamış olmakla kalmayıp bir başka garabetle Yusuf Halaçoğlu isminde, üstelik profesör etiketi taşıyan ve üstelik Tarih Kurumu başkanlığını da yapmış sayın milletvekilinin bir televizyon programında "Eğer MHP, CHP'yi desteklemiş olsaymış dinsiz bir partinin adayını Meclis Başkanı yapmış olurduk" gibi bir söz. Allah aklımıza zarar vermesin. Yani böyle bir cümleyi Halaçoğlu nasıl ağzından kaçırabilir, kendisinin bir kabahati var da onu örtmek için böylesine uçuk kaçık laflar mı ediyor bilemem. Ama şunu bilsin ki cümlesinde geçen AK Parti'nin tabiriyle hiçbir AK Partili 9.5 milyon üyesi, 258 milletvekili, 26 bakanıyla ne diyeyim size hiçbirisinin aklından ne CHP için ne CHP'nin adayı için böylesine saçma sapan bir cümle geçmez. Öyle cümleler herhalde Halaçoğlu veya Halaçoğlu gibilerin kafasında yer alıyor. CHP'ye dinsiz bir parti, onun adayına da. Yani tekrarlamaktan hicap duyuyorum, böylesine saçma bir ifadeyle çatmak Sayın Halaçoğlu'nun aklına nereden geldi bilemem herhalde gereğini Sayın Bahçeli yapar" karşılığını verdi.

AK PARTİ'DEN BİR TEPKİ DAHA

AK Parti Grup Başkanvekili Ünal, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Ünal, Divan'ın oluşmasına yönelik gecikmenin olduğu yönünde açıklamaların yapıldığını belirterek, 12 Temmuz'da TBMM Başkanı'nın seçildiğini ve aynı gün dört siyasi partinin Danışma Kurulu yaparak, 7 Temmuz Salı gününe kadar Meclis'i tatil ettiklerini kaydetti. Ünal, "Dün Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı dört siyasi partiyi saat 3.30'da Danışma Kurulu toplantısına çağırdı. Bu Danışma Kurulu toplantısının amacı Divan'ın kaç üyeden teşekkül edeceğinin dört siyasi partiyle görüşülmesiydi. Orada şunu ifade ettik; "Divan, 15-16-17-18 kişiden oluşabilir. Çünkü biz 16-17-18 kişiden de oluşsa Divan'da üye sayımız değişmiyor. Diğer üç siyasi parti uzlaştıkları takdirde biz diğer siyasi partilerin üye sayılarında oluşturdukları uzlaşıya biz de katılırız. Çünkü bizim bu konuda herhangi bir talebimiz yok'. İlk defa bir mutabakat çıkmadı. Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı bildiğim kadarıyla 18 kişiden oluşan Danışma Kurulu getirecek" ifadelerini kullandı.

CHP'nin Divan üyelerini bildirdiğini söyleyen Ünal, "Biz yarın grup toplantısında kapalı grupta seçim yapacağız. Yarın bu seçimden sonra üyelerimizi bildireceğiz. Burada nasıl bir erteleme ve gecikmeden bahsedebiliriz. Ayrıca Anayasa 116. maddesi son derece açık bir şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı seçiminden sonra diyor. Burada herhangi bir gecikme olduğunu söylemek, gecikmenin gerekçesi olarak AK Parti'yi göstermek bu tabloda son derece haksızlıktır. Bütün bu tabloyla da Sayın Cumhurbaşkanımızı ilişkilendirmek abesle iştigaldir. Tablo son derece açık ve net. Süreç kendi anayasal ve tüzükten kaynaklanan zeminde devam ediyor" şeklinde konuştu.

Dün dört grup başkan vekili ortak karar aldıklarını belirten Ünal, "Biz Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili, HDP Grup Başkanvekili dün ile ilgili karar aldık ve Meclis çalışmadı. Neden? Çünkü Danışma Kurulu toplantısı yapılacaktı ve Divan'ın kaç üyeden oluşacağı belirlenecekti. Şimdi durum böyleyken, CHP'li milletvekillerinin Meclis'e girip, Meclis'in çalıştırılmadığı yönünde açıklamalar yapması siyasi anlamda hoş değil" diye konuştu.

Halaçoğlu'nun dün yaptığı açıklamalarına yönelik olarak Ünal, "Sayın Yusuf Halaçoğlu'nun partimize dönük kullandığı ifadeyi de buradan kınamak istiyorum. "AKP tabiriyle dinsizlikle suçlarlar" ifadesi her şeyden önce hem siyasi ahlaka uygun değil, bir diğer siyasi partinin ne diyeceğinin üzerinden bu şekilde kullanmak hoş değil. Siyasi partiler dini kimlikleri olan partiler değildir, siyasi partiler siyasi kimlikler olan partilerdir. Bizde AK parti olarak 13 yıldan beri insanların etnik bir kimlik veya inanç üzerinden ötekileştirilmemesinin, ayrımcılığa uğramamasının mücadelesini veren bir partiyiz. Kaldı ki böyle bir şeyle suçlanmış olmamız ve Sayın Halaçoğlu'nun böyle bir ifade kullanmış olması da bizi üzmüştür" değerlendirmesini yaptı.

MHP lideri Bahçeli'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konumuna ilişkin sözlerine yönelik olarak ise Ünal şunları kaydetti:

"7 Haziran'dan bugüne kadar siyasi partiler kendi pozisyonlarına göre koalisyona dönük bazı açıklamalar yaptılar. Biz ilk günden itibaren söylüyoruz. Diyoruz ki; 7 Haziran seçimleri şu mesajı vermiştir. Seçmen bütün siyasi partileri sorumluluk testine tabi tutmuştur. Dolayısıyla her siyasi partinin seçimin sonuçlarını sorumluluk anlayışı içerisinde değerlendirmesi, dilini, siyasetini gözden geçirmesi gerekir. Milliyetçi Hareket Partisi ilk günden itibaren bugüne kadar yaptığı açıklamalarıyla kendi siyasi pozisyonunu ortaya koymakta, CHP de siyasi pozisyonunu ortaya koymakta, biz de bugüne kadar yaptığımız açıklamalarda siyasi pozisyonumuzu ortaya koymaktayız. Cumhurbaşkanlığı makamının koalisyon görüşmelerinin bir parçası haline getirilmesi doğru değildir. "10 Ağustos 2014'te yüzde 52 oyla seçilmiş, halk tarafından ilk defa seçilmiş Cumhurbaşkanımız koalisyon görüşmelerinin bir parçası haline getirilmesi her şeyden önce koalisyon görüşmelerine, müzakereye, karşılıklı olarak asıl görüşülmesi gereken meselenin kendisini hiç bir katkı sunmaz" dedik ve bunun da doğru olmayacağını ifade ettik."