Eniz Orakcıoğlu

Faiz ve Mazbata Mağdurları Komitesi Genel Koordinatörü ve Sözcüsü Kazım And, Yeni Bakış’a Merkez Bankası  ve Yüksek mahkeme verilerini değerlendirerek, önemli saptamalarda bulundu. İnsanların borçlarını ödeyememesi ve tahsilatların gecikmesindeki başlıca sebepleri sıralayan And, şunları söyledi;

“Sabit gelirli insanların maaş ve ücret artışları günün çok gerisinde kaldı ve maaşlar vatandaşın geçinmesine yetmiyor. Bunun yanında bu durum yetersiz artışlardan, asgari ücretin çok düşük seviyelerde kalmasından ve işsizlikten de kaynaklanıyor. Diğer bir sebep ise yüksek, bileşik ve temerrüt faizi gibi yüksek faiz oranlardır” dedi.

“Kredi kartlarında da tıkanma oldu”

Faiz ve Mazbata Mağdurları Komitesi Genel Koordinatörü ve Sözcüsü Kazım And, Ülkede Bankaların 800 Milyon TL civarında tahsili gecikmiş alacağı olduğunu belirterek, “Bu büyüklük içerisinde kredi kartı borçlarında ise yüzde 13.81’lik artış olduğu verilerle ortaya konulmuştur. Fakat Merkez Bankasının verilerinde dikkat çeken tahsili gecikmiş alacakların toplamda 800 Milyon TL olması ve kredi kartlarının da tahsili gecikmiş alacağının yüzde 25 olmasıdır. Verilere göre kredi kartı borç oranları yüzde 13,81 artarak 226 Milyon TL’den 228 Milyon TL’ye çıktı. Bunun yanında tahsili gecikmiş alacağın ise daha da yüksek seyrederek yüzde 25 civarında olduğu açıklandı. Bu da bize sadece alınan kredilerde değil, Kredi kartlarının da tıkanmaya doğru gittiğimizi göstermektedir. İnsanlar bankalardan aldıkları kredileri ödeyemedikleri ve donuğa girerek kredi haklarını da kaybetmiştirler, bu sebeple de kredi kartlarına yüklenmeye başlamıştırlar. Kredi kartlarındaki bu artışta bu nedendendir. Dolayısıyla da bu borç artışları, tahsilat gecikmeleri ve tıkanmalar ülkenin kötü ekonomik gidişatından kaynaklanmaktadır” dedi.

“Dövizle borçlanmayın”

İnsanların borçlarını ödeyememesi ve tahsilatların gecikmesindeki başlıca sebepleri sıralayan And, açıklamalarını şöyle sürdürdü;

“Sabit gelirli insanların maaş ve ücret artışları günün çok gerisinde kaldı ve maaşlar vatandaşın geçinmelerine yetmiyor. Bunun yanında bu durum yetersiz artışlardan, asgari ücretin çok düşük seviyelerde kalmasından ve işsizlikten de kaynaklanıyor. Diğer bir sebep ise yüksek, bileşik ve temerrüt faizi gibi yüksek faiz oranlardır. Bunlarla birlikte borçların ödenememesi ve tahsilatların gecikmesi büyük oranda dövize endeksli bir ülke olmamızdan ve TL’nin dövizin karşısında değer kaybetmesinden de kaynaklanıyor. Şu anda döviz biraz gerilemiş gibi görünmekle birlikte, İngiltere’de 23 Mayıs’ta yapılacak olan referandumdan sonra dövizde yine yukarıya doğru artışlar beklenmektedir. Kimse dövizin şu andaki durağanlığından veya gerilemesinden cesaret alarak dövizle borçlanmasın, yatırım yapmasın sonra bunun bedelini çok ağır öderler”

“Ekonominin çarkları artık dönmüyor”

Son 3 yılda mahkemelerde 42 bin 107  alacak verecek davası olduğunun altını çizen And, “Yine son 3 yılda 13 Bin 426’da banka icar satış davası ve 4 bin civarında karşılıksız çek davası var. Toplamda bu davalar 60 bin civarındadır ve bu rakamlar bu yılın sonunda 80 bine ulaşacaktır. Bunlar 300 bin nüfuslu küçücük bir ülke için muazzam rakamlardır. Kaldı ki bu rakamlara temeli ekonomik olan küçük hırsızlık, dolandırıcılık, boşanmalar gibi davaları da eklersek rakamın 100 bine dayandığını göreceğiz. Bunun yanında bunlar resmi rakamlardır, piyasada gayri resmi henüz mahkemelere intikal etmemiş ve bankaların tahsili gecikmiş tahsilat olarak açıkladığı rakamların dışında elektrik kurumu, ihtiyat sandığı, sosyal sigortalar gibi birtakım kurum kuruluş ve şirketlerin kendi aralarında borç alacak ilişkilerinin birçoğu mahkemeye henüz intikal etmemiştir. Kişisel görüşüm 500-600 Milyon TL civarında bankaların geri dönmeyecek olan batak kredileri, piyasada ise 2 Milyar civarında batak para vardır. Bu şekilde piyasa mümkün değil yürüyemez ve şu an piyasa da tıkanmış durumdadır. Ekonomide büyük bir çöküntü söz konusudur ve ekonominin çarkları artık dönmüyor”  şeklinde konuştu.