Halkın Partisi Çevre Çalışma Grubu tarafından yapılan açıklamada orman arazileri, özel çevre koruma bölgeleri ile arkeolojik ve doğal sit alanları konusunda hükümetin rant paylaşımını hedef alan uygulamalarına dikkat çekildi ve kamu görevlileri bu yanlışa ortak olmamaları konusunda uyarıldı. Açıklamada “Halkın Partisi göreve geldiğinde Anayasa ve yasalarımıza göre hukuka uygun olmayan emirleri yerine getirmeme yükümlülüğü olan kamu görevlilerinin bu açıdan hatalı davranmaları ve çevreye verilecek zarara ortak olmaları halinde bunun cezasız kalmayacağını herkes bilmelidir” denildi. Anıtlar Yüksek Kurulu’nun bazı bölgelerde yürürlükteki hukuk kurallarına aykırı birtakım adımlar atması için hükümetteki siyasi partilerin bir uğraş içerisinde oldukları bilgisinin geldiğini vurgulayan HP Çevre Çalışma Grubu, “hukuka aykırı işlem yapılması için verilen ve bu nedenle de hukuka aykırı olan emirlere uyanların da sorumluluğunu gündeme getireceğiz, o nedenle herkesi şimdiden uyarıyoruz” denildi.

Halkın Partisi Çevre Çalışma Grubu açıklamasında şunlara yer verdi:

“Gerek çevre gerekse doğanın bu ülkeye sunduğu diğer güzellikler açısından çok tehlikeli ve sıkıntılı günlerden geçiyoruz. Halkın Partisi Çevre Çalışma Grubu olarak gerek Kumyalı’da 564 dönümlük Küçük Orman arazisinin yasalara aykırı olarak birilerine verilmesi, gerekse koruma altında olan 'Karpaz Milli Parkı'nda, yani özel çevre koruma bölgesi (ÖÇKB) ve arkeolojik ve doğal sit alanı olarak ilan edilen ve koruma altında olan bu bölgemizde, Anıtlar Yüksek Kurulu kanalıyla bazı değişiklikler yaparak birtakım yasa dışı uygulamalara zemin hazırlanmaya çalışılmaktadır. Bizler bu uygulamaları ve birilerine rant sağlamaya dönük olduğu aşikar olan bu yaklaşımları çok yakından takip ediyoruz.

Hesap Soracağız

Şeffaf olmayan bir biçimde ve bilimsellikten uzak kararlara dayalı bu gelişmelerden kaygı duyuyoruz. Kendi Anayasa, yasa, ve mahkeme kararlarını hiçe sayarak yapılan ve yapılacak bu çalışmalara ve bu kararlara imza atacak tüm yetkililerden yasaların bizlere verdiği yetkileri kullanarak hesap soracağımızı herkesin bilmesini istiyoruz.

Her kim olursa olsun bu ülkenin zararına olacak şekilde yasalara aykırı birtakım kararlara dayalı olarak işlem yapar veya imza atarsa bunun bilincinde olmalıdır. Çevreye, sit alanlarına, özel koruma bölgelerine verilecek olan hasar ülkeye bir nevi ihanettir. Bugün esasen ülkeyi yönettiğini sanan siyasilerin kararlarına dayalı olarak yapılmak istenen bu işlemlere kimse ortak olmamalıdır. Özellikle kamuda görev alan bireyleri şimdiden uyarmak istiyoruz. Yasaları ihlal ederek çevreye bu türden zararlar veren siyasilerin kararlarına ortak olmayın, yasalara aykırı olan emirleri yerine getirmeyin ve yanlışa ortak olmayın.

Şahsi çıkarları uğruna ülkemizi zarara uğratanların ve buna ortak olanların kim olursa olsun mahkemelerimiz önünde yargılanmalarını sağlamak için gerekli girişimleri yapacağımızı herkesin bilmesini istiyoruz. Kamuda hangi sıfat ve görevde olursa olsun herkesin hukuka aykırı emirleri yerine getirmemesi Anayasal yükümlülüğüdür. Bu açıdan Anayasamızın ilgili maddesini herkese bir kez dahahatırlatmak istiyoruz: Madde 123: 

'Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, yasa veya Anayasa kurallarına aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde direnir ve bu emrini yazı ile yinelerse, emir yerine getirilir; bu durumda emri yerine getiren sorumlu olmaz.

(2) Konusu suç oluşturan emir, hiçbir şekilde yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz'

Hükümete Güvenimiz Yoktur

Çevreye dair başka bazı hükümet işlemleri yanında şimdi de bazı sit alanlarının derecelerinin aniden değiştirilmek istenmesi keyfi bir yaklaşımdır ve ortada bir rant paylaşımı olduğu gelen bilgiler arasındadır. Kamuoyunun ve HP olarak bizim de bu açıdan hükümetin herhangi bir eylemine güvenimiz yoktur. Bu gibi planlama, yatırım ve imar ile ilgili çalışmalar Ülkesel Fiziki Planı çerçevesinde ele alınarak yapılmalıdır. Siyasiler bu kadar yıldır kamu yararına değil sadece kendilerine avantaj sağlamayı sürdürmek için özellikle ülkesel fiziki plan çok uzun yıllar savsaklanmıştır. Şimdilerde de uzun vadeli kamu yararı sağlayacak yatırımların yapılabilmesi için, ülkede istikrarlı bir yatırım ortamı sağlayabilmek için ülkesel fiziki plan bir an önce tam olarak işlevsel hale dönüştürülmeli ve bu türden kararlar o plan çerçevesinde alınmalı ve uygulanmalıdır. Ülkesel fiziki plan sonuçlandırılırken çevreci bir yaklaşım gözetilmeli, sadece ekonomik refah değil, toplumun ruh ve bedensel sağlığı da göz önünde bulundurularak halkın gıda güvenliği, doğa ile bütünleşme ve doğa sporları gibi beklenti ve ihtiyaçlarını dikkate alan bir yaklaşım izlenmelidir. Kuşkusuz bunun sağlıklı olabilmesi ilgili kurum ve paydaş sivil toplum örgütleri ile birlikte hareket edilmelidir.

Son zamanlarda Anayasamıza, yasalara ve diğer mevzuata aykırı olarak orman arazileri, ÖÇKB, dağlarımız, sit alanlarımız üzerinde bir rant pazarlığına dayalı bir oyun oynanmaktadır. Verilmekte olan ve giderek de büyüyen bu zararın önüne geçilebilmesi için bu hükümetin bir an önce görevden gitmesi gerekir.