Eniz Orakcıoğlu

Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı, Türkiye’den gelen ve aşılamayan su krizi ile ilgili Yeni Bakış’a değerlendirmelerde bulundu.

LTB Başkanı Mehmet Harmancı, Hükümet ortaklarının su konusunda vardıkları bir uzlaşı olduğunu belirterek, “Hükümetin su ile ilgili uzlaştığı metinin mevcut haliyle imzalanmasının ciddi sakıncaları olacağını düşünüyoruz” dedi.

Uzlaşıya varılan metinde, belediyelerin bu alandaki görevlerinden arınması, bu alanda çalışan personellerin geleceğinin ne olacağı ve benzeri durumların hiçbir metninin olmadığını gördüklerini aktaran Harmancı, “Bu metnin değişikliğinden yanayız ve bu metnin bu haliyle imzalanmaması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

“Ciddi rahatsızlık duyuyoruz”

“Belediyeler açısından söz konusu metni değerlendirdiğimizde belediyelerin görev tanımları içerisinde kapitalist bir düzen içerisinde biz liberalleştirmeyi savunuyorsak ve arkadaşlar da özelleştirmeyi savunuyorsa farklı ürünlere aynı fiyat uygulaması nasıl uygulanacak?” diye sonra Harmancı,” Böyle bir özgürlük tanımı da yoktur. Bu hususlardan ciddi rahatsızlıklar duymaktayız. Bize söylenen dışarda kalabilirsiniz ama tuzlu suyun fiyatını, tatlı suyun fiyatı ile eşit satacağımız yönündedir. Bu hususlarda bu metin bizim adımıza kabul edilebilir bir noktada değildir” şeklinde konuştu.

“Bir sürü işsiz memura sahip olacağız”

Belediyelerin su alanda çalışanların gelecek garantisiyle ilgili bir sıkıntısı olduğuna dikkat çeken Harmancı, “Belediyelerde çalışan sadece su personeli değil, kanalizasyon ve yağmur suyu alanında çalışan kişilerinde bundan sonraki görevleri ne olacak? LTB olarak bizim ağır bir personel yükümüz mevcut ve memur yükümüzü nasıl hafifleteceğimizin derdindeyken, bir sürü işsiz memura sahip olacağız. Mevcut yasa da bu hali ile dururken bizim çok kısıtlı alanda çalışma düzeneğine geçmemiz isteniyor. Bence bunları bir daha düşünmelerinde fayda görüyoruz” ifadelerini kullandı.

“Yasa tahtında düzenlenmesi gerekiyor”

Suyun özelleştirildiği takdirde personelin akıbetinin ne olacağını bilmediklerini belirten Harmancı, “Mevcut metin bu konuya bir açıklık getirmemekle birlikte, sözlü olarak bize söylenen çalışanların garanti altına alınması için uğraş verdikleri yönündedir” dedi.

Bunun yanında su işlerine aktarılan kaynağın, belediyelere aktarılabileceğinden bahsedilmekte olduğuna işaret eden Akıncı, şunları kaydetti:

“Ama bunu sadece su üzerinden değerlendiremeyiz, çünkü su alanında çalışan personel, su faturalarından dolayı bu bölümde çalışan personel, su ve kanalizasyondan dolayı veznede çalışan personel ve bir de hiç kullanmadıkları drenaj altyapı, temizliği gibi işlerde çalışan personeller var. Tüm bu personelin geleceği de söz konusudur. Ben bahsedildiği gibi su bölümlerinde çalışan 360 kişi ile sınırlı olduğunu da düşünmemekle beraber bu sayının çok daha fazla olduğunu düşünmekteyim. Örneğin, Lefkoşa Türk Belediyesinde su bölümünde çalışan sayısını 120 civarında görüyorlar ama bizde bu alanlarda etkileyen ve bütün alanlarda çalışan sayımız 152 kişidir. Bunun kıstasının ne olacağı da, bu insanların bundan sonra ne yapacağı da belli değildir ve bu konuların netleşmesi şarttır. Bu konularında bir yasa tahtında düzenlenmesi gerekiyor.”

“Önemli olan referanduma neyin gideceğidir”

Harmancı, Sayın Mehmet Ali Talat’ın ‘gerekirse referanduma giderek halka sorarız’ açıklamaları ile ilgili olarak da toplumun artık bu konuda doğru bilgiyi alması gerektiğini dile getirdi.

“Eğer bir referanduma gidilecekse detaylarından tutun sorulacak sorulara kadar her şeyin belli olması gerekiyor” diyen Harmancı şöyle devam etti:

“Toplumun su ihtiyacı olduğu ortada, eğer siz topluma su ister misiniz derseniz onlarda size isterim diye cevap verecektir. Topluma suyun fiyatı şu olacak derseniz o başka bir şeydir, belediyelerin bu alandan çekilmesini doğru buluyor musunuz derseniz o başka bir sorudur? Kısacası bu anlaşma metni sadece suyu ister misiniz? İstemez misiniz? Diye okunamaz. Özetle bir referandum olacaksa önemli olan bu referanduma neyin gideceğidir.” 

Kaynak: Yeni Bakış Gazetesi