Kıbrıs GENÇTV'de yayınlanan Günün Getirdikleri programına katılarak konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Harmancı, "su konusunda çok net bir kriz var. Ama bu krizin geleceği çok önceden belliydi, bu kriz bağırarak geldi" ifadelerini kullandı.

"Yumuşama Sinyali"

Türkiye tarafının suyun yönetiminin özel bir şirkete devredilmesi konusunda net bir tavır ortaya koyduğunun altını çizen Harmancı, bu tavrın önceki hükümet döneminde imzalanan ve daha sonra gelen CTP hükümetince de değiştirilmeyen Mali Protokol'de net olarak ifade edildiğini belirtti.

Son dönemde yapılan açıklamaları ve CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat'ın değerlendirmelerini bir "yumuşama sinyali" olarak gördüğünü söyleyen Harmancı, Türkiye'nin talep ettiği özelleştirme modeline yakın tavırlar olduğunu ifade etti.

"Bazı Belediyelerin Tek Yatırımı Yardım Heyetinden, Kaygılıyız..."

Belediyelerin BESKİ projesi ile yola çıkarken, kararlı olmakla birlikte, haklı kaygıları olduğunun da altını çizen Harmancı, "özellikle küçük belediyelerin bütün yatırım kalemleri TC Yardım Heyeti projeleri üzerinden sağlanıyor. O yüzden bir karşı duruş sergilenirken, bu kaygılar da ortaya çıkıyor. Bütün bu tartışmaların içinde belediyeler de süreci kaygıyla takip ediyor" dedi.

"Hükümet Belediyelerin Arkasına Saklandı, Beyan Dahi Vermedi"

Bugüne kadar hükümetle konuyla ilgili hiçbir değerlendirme yapılmadığına vurgu yapan Harmancı, Özkan Yorgancıoğlu hükümetinin ise, belediyeleri öne sürerek sessiz kalma politikası yürüttüğünü ifade ederek, zamanın son derece yanlış kullanıldığını, vakit varken Türkiye stratejisini kurmadan ona etki edebilme şansının yitirildiğini söyledi.

"Bu hükümet için söylemiyorum ama önceki hükümetin bilinçli tercihi bu yöndeydi. Hükümet belediyelerin arkasına saklandı. Beyan dahi vermedi" dedi.

"UBP Kurultayı'nda Bile Kullanılıyor"

Şu andaki tartışmaların UBP Kurultay sürecini dahi etkileyebilecek noktada olduğun işaret eden Mehmet Harmancı, Genel Başkan adaylarından Ersan Saner'in "su özelleştirilmeli" açıklamalarını içe mesaj değil, biryerlerden medet uman açıklamalar olarak değerlendirdiğini belirtti.

"Tebrik Edilmesi Gereken Bir Proje"

Türkiye'nin su projesinin son derece başarılı ve tebrik edilmesi gereken bir proje olduğuna da vurgu yapan Harmancı, adanın Kuzey'inde de Güney'inde de bu projenin başarıya ulaşabileceğine ihtimal verilmediğini ancak son derce teknolojik bir başarı yaratıldığını ifade etti.

"ECON 401 Dersi Verir Gibi Muamele Gördük"

Harmancı bir süre önce Sayıştay'da su konusunda yapılan bilgilendirme toplantısında belediyeler ve Türkiyeli yetkililer arasında sert bir tartışmanın yaşandığını da açıkladı.

Türkiye DSİ Müdür Yardımcısı'nın son derece beyefendi şekilde konuyla ilgili bilgiler aktardığını, ancak Özelleştirme Daire Başkanlığı'ndan gelen kişinin tavrının çok rahatsız edici olduğuna vurgu yaptı. "Ben kendimi DAÜ'de ECON 401 dersinde hissettim. Bunu da söyleyerek tepkimi ortaya koydum" diyen Harmancı, aynı toplantıda karşılaştıkları bu tavır karşısında, Belediyeler Birliği Başkanı Ahmet Benli'nin de gerekli tavrı ortaya koyduğunu belirtti.

"DSİ'den Lekoşa Belediyesi'ne: Geçemezsiniz, Burası Bizim Mülkiyet Alanımız"

Harmancı projenin mülkiyet talebi tartışmaları konusunda ise zaten suyun geçtiği her yerin mülkiyeti Türkiye DSİ'deymiş gibi çalışıldı, öyle bir tavır vardı diyerek şunları anlattı;

"Lefkoşa'da kanalizasyon kazısı yapıyorduk ama bizim geçeceğimiz yerde aynı zamanda su boru hattı döşeme çalışması da vardı. Belediye'ye gönderilen yazıda, buradan geçemezsiniz, burası bizim mülkiyet alanımızda" denildi. Tabii daha sonra biz geçip işimizi tamamladık ama anlayış bu yönde" dedi.

Haspolat Arıtma Tesis projesinin iki toplumlu bir proje olduğunu ve Alman firmayla 8 yıl daha devam edecek bir sözleşmeleri olduğunu  da hatırlatan Harmancı, özelleştirilmesi planlananlar arasında atık yönetiminin de olduğunu, bu durumda da söz konusu firmanın tazminatının gündeme geleceğini belirtti.

"Neyin Başkanlığını Yapacağız?"

Konunun ideolojik de bir boyutu olduğunu söyleyen Harmancı, sol cenahın yıllardır suyun metalaştırılmasına karşı geliştirdiği bir siyaset anlayışı var" ifadelerini kullanırken, Türkiye'nin talep ettiği protokolü kabul etmenin hiçbir şekilde oyuncu haline gelemeyeceğinizin bir göstergesidir. O zaman biz neyin başkanlığını yapacağız" dedi.

Çözüme giden bir süreçte bu konuda bu kadar acele edilmesinin de ayrıca değerlendirilmesi gereken bir unsur olduğunu söyleyen Harmancı, çözümle birlikte yapılan bu anlaşmanın da ulsulararası hukuk olacağını ve su konusunda Türkiye'yi tek yetkili yapacağını da belirtti.

"Kimseye Karşı Değiliz"

"Biz hiç kimseye karşı değiliz. Tek amacımız en hasarsız şekilde halkımıza en iyi hizmeti verebilmek" diyen Lefkoşa Belediye Başkanı, Türkiye'den gelecek suya karşı olmadığını, bu suya adanın ihtiyacı olduğunun altını çizerken, özgür ve bağımsız karar almamız gerekiyor.

Bizim muhatabımız hükümettir. Dayatmalardan arınarak hükümetin gündeme getirdiği projeyi rasyonel şekilde tartışabiliriz. Şu anda tartışma rasyonel temelde yürümüyor" dedi.

Kaynak: Gazete 360