Seçimlerde Akıncı’nın desteklenmesiyle CTP’de ilkesel bir dönüş yapıldığını ifade eden Hasgüler, “Bunu öngören siyasetçilerimiz vardır. Fakat kaybetme korkusu ve mahalle baskısı karşısında bence bu karar alınmıştır” dedi.

ÖZGE KİZİR

Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, seçim öncesi toplum önündeki aktörleri şaşkınlıkla izlediğini ifade etti. 
“Kıbrıs Türk toplumu demokratik yaklaşımlarıyla çok ciddi süreçlerden geçmiş ve deneyimler edinmiş bir toplumdur. Özellikle dün 24 Nisan 2004’ün 11. yılıydı. O günden bugüne Kıbrıs Türk siyaseti çok farklı şekillenmiştir” dedi. 

“Büyük bir politik yanlış yaparız”

“Statüko konusunda bir elmanın yarısı Güney ise öbür yarısı Kuzey’dir. Kuzey’in elmanın yarısı olmasının nedeni Güney’de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rum siyasiler tarafından işgal edilmiş olmasıdır. Statükoyu bizzat KKTC üzerinden tarif etmeye kalktığımızda ve KKTC’nin doğuşunu ve Kıbrıs Cumhuriyetinin kurumlarının işgal edilmiş olmasını gözlemlemezsek büyük bir politik yanlış yaparız” diyen Hasgüler, Rum kesiminin, KKTC’nin meşruiyeti üzerinden almış olduğu kurumlarda Kıbrıs Türklerinin de payı olduğunu vurguladı.

“Derviş Eroğlu’na yapılacak eleştiriler politik eleştirilerdir”

Mustafa Akıncı ve Derviş Eroğlu arasındaki farklara değinen Hasgüler, “Derviş Eroğlu’na yapılacak eleştiriler politik eleştirilerdir. Sonuç bakımından elde edilen bir ortak metin vardır. Ortak metinin referanduma gitmesi konusunda alınması gereken evrede var hala niyet okumak üzerinden eleştiriyoruz. Çünkü somut olarak Derviş Eroğlu, Mehmet Ali Talat’ın bıraktığı yerden devam etti ve ortaya bir belge çıktı. Bu sorun bir yola gidecekse eğer Derviş Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis üzerinden gidecek ve bu noktada ciddi bir eleştiri politik nedenlerle yapılabilir” dedi.

“Solun ve sağın asgari müştereklerde buluşması gerekiyor”

Annan Planı’na atıfta bulunan Hasgüler, Kıbrıs sorunuyla ilgili bir tavır ortaya koyabilmek için solun ve sağın asgari müştereklerde buluşması gerektiğini söyledi.

“Kıbrıslı Türklerin önünü açması lazım”

Maraş konusunu da değerlendiren Hasgüler, Maraş için harcanacak çabanın iki halkı Kıbrıs uyuşmazlığında daha derinlere taşıyabileceğine dikkat çekti. “Kıbrıs sorununu uzunca bir süre buzdolabına koymamıza yol açabilir. Bu Kıbrıslı Türkler için çok büyük kayıp olur. Müzakerelere giden kişinin bir an önce seçilmesi lazım ve oraya gidenin Kıbrıslı Türklerin önünü açması lazım” diyen Hasgüler, Maraş’ın parça çözüm olduğunu vurguladı.  

“Ulusal bir mesele olmaktan çıkarılacaktır”

Maraş konusunun ön plana getirilerek Kıbrıs sorunun ikincilleştirileceğini belirten Hasgüler, “1960 koşullarına geri dönmeyi tetikleyecek bir şeydir. Doğru olan tavır Kıbrıs sorunu daha önemlidir. Maraş’ın ön plana gelmesiyle Kıbrıs sorununu ikincilleştirilecek ve ulusal bir mesele olmaktan çıkarılacaktır” şeklinde konuştu.