Gül Çakır

Yüksek Öğretim Denetleme Kurulu (YÖDAK) üyesi Doç. Dr. Mehmet Hasgüler, genel anlamda bakıldığında YÖDAK’ın 2005 yılında kurulduğunu ve o zamanki koşullara göre kurulan bir kurum olduğu için statüsünün de o yıllara bağlı kaldığını ifade ederek, kurulduğu zamanlarda henüz yeni doğmuş bir bebek gibi olduğunu belirtti. 

Ada TV’de yayınlanan Ekopolitik Bakış Programı’na katılarak önemli açıklamalarda bulunan Mehmet Hasgüler, ülkede 30 bine yakın yabancı ülkelerden öğrenci bulunduğuna işaret ederek, devletin üniversitelere katkıda bulunması gerektiğini kaydetti. 

“ÜLKEMİZDE 30 BİN YABANCI ÖĞRENCİ VAR” 

Dünyada 7 milyondan fazla insanın ülkesi dışında eğitim gördüğünü dile getiren Hasgüler, ülkemize ise 25-30 bin civarında öğrencinin başka ülkelerden eğitim için geldiğini belirtti. Hasgüler, devletin YÖDAK üzerinden veya Eğitim Bakanlığı aracılığı ile belirli üniversiteleri desteklemesi gerektiğini söyleyerek, ulusal anlamda ülkemizi temsil etmeleri için bunun gerekli olduğunu savundu. Doç. Dr. Mehmet Hasgüler şöyle dedi; 

“Global eğilimlere baktığımızda Dünyada 7 küsur milyon insan ülkesi dışında öğrenim görüyor. Biz de bu pastadan, 30 bine yakın öğrenci alıyoruz. Bu artacaktır mutlaka fakat bu küresel eğilimin bizde eksik olan bazı tarafları vardır. Eğitim Bakanlığı ya da YÖDAK üzerinden devlet diyebilmelidir ki, ‘ben A,B,C,D Üniversitelerini ülkenin bilim diplomasisini uluslararası alanda görünür kılması bağlamında bu dört üniversiteye lokomotif görevi verdim ve bunların araştırmalarına ben ciddi destek veriyorum.’” 

“HALK SİYASETTE DEĞİŞİM İSTİYOR” 

Konuşmasında son dönem siyaset politikasına da yer veren Hasgüler, 28 Temmuz 2013’te yapılan seçimin günümüze kadar etkilerde bulunduğuna dikkati çekerek, halkın esas istediğinin siyasette değişim olduğunu ve kullandıkları oylara bakıldığı zaman da bunun gayet açık olduğunu savundu. Hasgüler, şu sözleri kaydetti; 
“28 Temmuz 2013’te olağanüstü şartlarda bir seçim yapıldı. O seçim aslında siyasetteki değişim dinamitlerini anlamamıza ilişkin çok ciddi ipuçları bıraktı. Siyaset bir adım geldi. Vitrinine gençleri koyan parti çok büyük değişiklik yapmadan, çok büyük tartışmalar yaratmadan genç simalarla halk dört adım gitti. Demek ki halk siyasetteki değişimi çok daha rahat risk alarak davranış değiştirebiliyor. Bu bir değişim arzusunu gösterir. Bu yeni bir şeydi. 28 Temmuz seçimlerinde ortaya çıkan irade ile Haziran 2014’te bir anayasa yapım sürecine girildi ve bir de yerel seçimlere gidildi.” 

Partilerin uzlaşmasının önemli olduğunu söyleyen Hasgüler, referanduma gitmeden toplumsal ve sivil toplum örgütleri diyebileceğimiz taraflarla çok ciddi tartışmalar yapılmasının önemli olduğunu kaydetti. Hasgüler halkın düşüncelerine ise bazı partilerin sahip çıktığını bazı partilerin ise sahip çıkmadığını sözlerine ekledi.