Yurdagül Atun

UBP içinde yaşanması muhtemel Bakanlık yarışını önlemenin yolunun dıştan bakan atamak olduğunu savunan Hasipoğlu, duygusal hareket edilmesinin parti içinde sıkıntılara yol açabileceğini ifade etti.

Ekonomik protokollerin, her zaman KKTC tarafından hazırlanıp Türkiye Hükümetine sunulduğunu anımsatan Hasipoğlu, “Bu, hep böyle oldu. Türkiye, Kıbrıs Türkünün aleyhine bir şey yapmayacağı için, hiç sorun çıkmadı. Rahmetli Özal bize ‘özelleştirmeyi yapın, masrafları ben karşılayacağım’ demişti. O zaman dinlemiş olsaydık, bugün bu sıkıntıları yaşamayacaktık. Özelleştirmeden korkmamamız lazım” dedi.

Ulusal Birlik Partisi eski milletvekillerinden Ertuğrul Hasipoğlu Haberal Kıbrıslı Gazetesi’ne konuştu. KKTC’nin başat partileri içinde yaşanan dalgalanmaları ve yeni koalisyon olasılıklarını değerlendiren Hasipoğlu, müzakerelerin gidişatı konusunda da çarpıcı açıklamalarda bulundu. 

Kurulacak hükümetin önceliğinin ekonomik sorunları çözmek olduğuna vurgu yapan Ertuğrul Hasipoğlu,“Ülke, derin bir ekonomik sıkıntının içindedir. Kurulacak hükümetin ilk işi de bu sorunları çözmek ve işsizliği ortadan kaldırmaktır. Ekonomik protokol bir an önce imzalanıp, hayata geçirilmelidir” dedi.

“Protokolleri her zaman biz hazırladık”

Ekonomik protokollerin her zaman KKTC tarafından hazırlanıp Türkiye Hükümetine sunulduğunu anımsatan Hasipoğlu şunları söyledi: 

“Protokolleri biz hazırlar, Türkiye’ye sunarız. Türkiye de bize bazı konularda tavsiyelerde bulunur. Bu, bugüne kadar hep böyle oldu. Türkiye, Kıbrıs Türkünün aleyhine bir şey yapmayacağı için, hiç sorun çıkmadı. 

“Keşke Özal zamanında özelleştirseydik…”

Rahmetli Turgut Özal zamanında da aynısı yaşandı. Özal bize ‘özelleştirmeyi yapın, masrafları ben karşılayacağım’ dedi. Biz dinlemedik… O zaman dinlemiş olsaydık, bugün bu sıkıntıları yaşamayacaktık. Özelleştirmeden korkmamamız lazım. Tüm dünyada birçok kurum özelleşmiştir. CTP’de fanatik gruplar var. Ekonomik protokolde ayak sürüdüler. Oysa imzalamazsan bu sıkıntılar yaşanacak.”

“Talat niye çözemedi”

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın, “UBP-DP koalisyonunun müzakerelere olumsuz etki edeceği” şeklindeki iddialarını değerlendiren Hasipoğlu, Avukat Oğuzhan Hasipoğlu’nun buna çok güzel bir cevap verdiğini söyledi. Oğuzhan Hasipoğlu’nun “Talat – Hristofyas döneminde iki benzer görüşteki liderin Kıbrıs sorununu mutlaka çözeceği ümit edilirken, Kıbrıs konusunda çözüme ulaşmak bir yana, ikisi bir ortak anlaşma metni dahi yayınlayamamışlardır. 2010 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Sayın Talat, Hristofyas’ı ikna edememiş ve Kıbrıs konusunda ortak açıklama yapılamadan Kıbrıs Türk tarafı lider değişikliğine gitmiştir. Hâlbuki Sayın Derviş Eroğlu, ‘Anastasiadis ile anlaşamaz, ikisi de uzlaşmazdır’ denirken, bir sürpriz yaparak 11 Şubat 2014 tarihinde ortak açıklama metnini tüm dünyaya duyurmuşlardır” ifadelerini anımsatan Ertuğrul Hasipoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Onlar iktidardayken çözebildiler mi? Hristofyas’la Talat, iki yoldaş olarak niye çözemediler?"

“Çözüm ne Kıbrıs Türkünün, ne de Rumların elindedir”

Çünkü Kıbrıs sorununun çözümü ne Kıbrıs Türkünün, ne de Rumların elindedir. Çözüm olup olmayacağına karar verecek olanlar, uluslar arası güçlerdir. Akdeniz’de gaz aranıyor. Şayet buradaki petrol/gaz rantablsa burada bir çözüm olacak, ancak bu çözümden Kıbrıslı Türkler de, Rumlar da memnun olmayacak. Herkes şunu bilecek; Buradaki doğal kaynakları sadece Rumlar kullanmaya kalkarsa bu onların yararına olmaz.”

***

“Maraş hukuki bir durumdur”

Ertuğrul Hasipoğlu, Avrupa Yatırım Bankası Başkanı Werner Hoyer’in,“Maraş Rumlara verilmeli... Bununla birlikte ekonomik büyüme ivmesinin yüzde 4,5’e ulaşmasıyla 20 yıl içinde 20 milyar Euro’luk bir barış kazancı oluşacak” sözlerinin hatırlatılması üzerine şunları söyledi: 

“Maraş hukuki bir durumdur. O yüzden Oğuzhan Hasipoğlu bunu İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürdü ve Vakıflar İdaresini de taraf olarak kabul ettirdi. Maraş’ın yüzde 90’ı vakıf malıdır ve verdiğin anda yüzde 90’lık hak ortadan kalkar. Dolayısıyla Maraş’ın ne olacağına çözümden sonra karar verilmelidir. Şimdi verirsen alır cebine koyar, başka pazarlıklara girişir.”

Müzakerelerde duraksama var”

Güney Kıbrıs’ta yapılacak seçimlerden ötürü müzakerelerde bir durgunluk yaşandığına değinen Hasipoğlu şöyle konuştu: 
“Müzakerelerde bir duraksama görüyorum. Eski hızını kaybetmiş gibi… Bunun nedeni seçimlere yoğunlaşmaları... Ben Anastasiadis’i çok iyi tanıyorum. Çok kez bir araya geldik. Ben Meclis, o heyet başkanıydı. Anastasiadis bir şeye ‘hayır’ demez, ama hiçbir şeyi kabul etmez. Sıkıştığı anda ‘uykum geldi’ der gider. Müzakerelerin şimdi de böyle sürdüğünü düşünüyorum.”

“Özgürgün, Bakanları dışarıdan atasın”

UBP içindeki bazı vekillerin, Bakan olmadıkları takdirde hükümete güvenoyu vermeyecekleri yönündeki iddiaları değerlendiren Hasipoğlu sözlerini şöyle tamamladı: 

“Bana göre Hüseyin Özgürgün’ün yapması gereken, dıştan Bakan atamak… Milletvekillerine bunu söyleyecek. Siz komitelerde görevinizi yapın diyecek. Şayet duygusal hareket eder de ‘filanca şu yüzden olsun, filanca şu yüzden olmasın’ derse partide sıkıntı çıkar…”