Halkların Demokratik Partisi (HDP), Parti Meclisi (PM) sonuç bildirgesinde, "1 Kasım seçimlerinde bu kez biz'leri Meclis'e taşımakla kalmayacak, halkların demokratik iktidarının yolunu da açacağız" denildi.

HDP İl Eşbaşkanları toplantısının ardından gerçekleşen PM toplantısında alınan kararlar yaptıkları yazılı açıklamayla duyuruldu. HDP'den yapılan açıklamada, "Bugüne kadar pek çok canın yitimine neden olan savaş, Lice, Varto, Silvan ve son olarak da Yüksekova ve Cizre saldırılarıyla sivil halka yönelmiş bulunuyor. Yüksekova'da sokağa çıkma yasağı ilanının ardından şehre giren özel komando birlikleri tarafından evlere ağır silahlarla saldırılmış, alınan bilgilere göre sivil kayıplar olmuş, ayrıca çok sayıda yaralının hastaneye kaldırılmasına engel olunmuştur. Sivil toplum örgütlerinin ve milletvekili heyetlerinin ilçeye girişleri engellenmiş, haberleşme imkanları sınırlandırılmıştır. Bölge halkı 90'lı yıllarda olduğu gibi bir kez daha göçe zorlanmaktadır. Askeri güvenlik bölgesi ilanları ve halka yönelik silahlı saldırılar, halkı göçe zorlamak amaçlıdır."

Türkiye'yi ağır bir savaş ortamına sürükleyenlerin şimdi de halkın siyasal olan özyönetim talebini ve iradesini bahane ve kriminalize ederek halka savaş açtığı belirtilen açıklamada şöyle denildi:

"Seçilmiş siyasetçiler ve yerel yöneticiler kelepçe vurularak tutuklanmakta, kadın siyasetçiler cinsiyetçi uygulamalara maruz kalmakta, Ekin Wan örneğinde görüldüğü gibi kadın cenazeleri cinsiyetçi bir intikamın hedefi olmaktadır."

"BARIŞ SEÇİMDEN ÖNEMLİDİR"

7 Haziran'daki seçim sonuçlarını yok sayan, bir koalisyon hükümeti kurulmasını engelleyen ve Türkiye'yi seçime zorlayan Saray'ın, siyasi belirsizliğin ve savaş ortamının ekonomiye maliyetinin bedelini de emekçi halklara yoksulluk ve daha az ekmek olarak ödettiği belirtildi.

HOPA'YA SAHİP ÇIKILMALI

HDP'den yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:

"Türkiye halklarının savaşa ve kayıplara tahammülü kalmamıştır. KCK yetkilileri tarafından yapılan karşılıklı ateşkese evet açıklaması, ellerin tetikten çekilmesi yolunda önemli bir adımdır. Hükümet bu açıklamalara karşılık vermeli ve gereğini yerine getirmelidir. Büyük acılara ve ağır bedellere neden olmuş "sonuna kadar savaş" çizgisini terk ederek Kürt sorununun diyalog ve müzakere ile çözümü çizgisine dönmelidir. Bir kez daha vurguluyoruz ki; barış seçimden önemlidir. Barış mücadelesi parti örgütlerimizin önündeki en acil gündemdir. "Sonuna kadar savaş" diyen Saray'a karşı, "sonuna kadar barış" diyoruz. Savaşı durduracak, kadınların özgürlüğünün yolunu açacak, dereleri, toprakları, ağaçları koruyacak, yeni Hopa felaketlerine izin vermeyecek tek yol, halkların birleşik gücü, HDP'nin ortaya koyduğu "Yeni Yaşam" çağrısıdır. Hopa'da yaşanan bir doğal afet değil, siyasi felakettir. HES'lerle, rant politikalarıyla, doğa kıyımı yapılarak inşa edilen yollarla, doğaya karşı işlenen suçların sonucu olarak halk ağır bedellerle karşı karşıya bırakılmıştır. Arama kurtarma çalışmalarında da çok ciddi zafiyet yaşanmış, halk kendi kurduğu sivil inisiyatifle kurtarma çalışmalarını sürdürmüştür. Halklarımızı bir kez daha Hopa halkıyla dayanışmaya çağırıyoruz."

"1 KASIM SEÇİMLERİNDE HALKLARIN DEMOKRATİK İKTİDARININ YOLUNU DA AÇACAĞIZ"

"Saray'ın ve AKP'nin dayatması sonucunda gündeme gelen 1 Kasım seçimlerinde bu kez biz'leri Meclis'e taşımakla kalmayacak, halkların demokratik iktidarının yolunu da açacağız" ifadesinin kullanıldığı açıklamada, "Kalıcı barışın da köklü demokratik çözümün de adresi HDP'dir. Yaşanmakta olan yönetim krizinin demokratik siyasi alternatifi de HDP'dir" ifadesi kullanıldı. "Halklarımızı, kendimizi, kentimizi, ülkemizi birlikte yönetmeye çağırıyoruz" denilen açıklama şöyle sona erdi:

"Parti Meclisimiz, Merkez Yürütme Kurulu'nun "anayasal seçim hükümetinde yer alınması" kararını onaylamıştır. Bizim açımızdan, seçim hükümeti de bir mücadele alanıdır. Bakanlarımız, barış, demokrasi ve adalet mücadelesini sürdüreceklerdir. Parti Meclisimiz 1 Kasım seçimlerindeki adaylıklar için "merkez yoklaması" yöntemini benimsemiş ve aday belirleme için MYK'ya yetki vermiştir. Geçici AKP Hükümetinin yangından mal kaçırırcasına Meclis'e gönderdiği Irak-Suriye savaş tezkeresine Meclis Grubumuz "hayır" diyecektir. Yaklaşan 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinlikleri kapsamında, bileşeni olduğumuz Barış Bloku ve tüm demokrasi, emek ve barış güçlerini ülkenin her yanında barışın sesini yükseltmeye ve savaş politikalarına karşı durmaya çağırıyoruz."