Bertuğ Topal

Kıbrıslı Rum araştırmacı yazar Dr. Kyriakos Cambazis, tarihe “Kanlı Noel” olarak geçen 1963 olaylarının kıvılcımını oluşturan gecede yaşananları yılların birikimi ve belgelerle desteklenen araştırmalı ışığında Poli ve Havadis ekibine anlattı. 51 yıl önce 20 Aralığı 21 Aralığa bağlayan gece, bugün Lefkoşa’nın güneyinde kalan Tahdagala semtinde iki Kıbrıslı Türk, Rum polisi tarafından başlarından vurularak öldürülür. O gece Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sonunu getirecek olaylar başlar. Cambazis, Zeki Halil ve Cemaliye Emirali’nin vurulduğu noktada, Kıbrıs tarihine yön veren olayların başlangıcını Havadis'e için anlattı.

1s.jpg

Sıradan bir gündüdan bir gündü. Kıbrıs Türk toplumu ile Rum toplumu arasında yaşanan gerginliğe rağmen sosyal yaşam devam ediyordu. TMT, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanı Polikarpos Yorgacis’in de yönetim kadrosunda bulunduğu Kıbrıslı Rumların örgütünün, Kıbrıslı Türklere büyük bir saldırı hazırlığı içinde olduğu istihbaratını almış gömülü olan silahların çıkarılması talimatı vermişti. Kısa bir süre sonra, saldırının aralıkta değil 1964 Nisan’ında yapılacağı bilgisi geldi. Bunun üzerine TMT mensupları zorunluluk olmadığı sürece silahlarını yanlarında taşımama talimatı almıştı. 20 Aralığı 21 Aralığa bağlayan gece 

Olayın başladığı 20 Aralık her gün gibi, sıraöldürülen ve TMT ile yakın bağı bulunduğu söylenen taksici Zeki Halil de o gece silahsızdı. Çalıştığı taksi durağına bir telefon gelir. Bir eğlence yerindeki müşteriler Ermeni mahallesine girmek ister. Zeki, verilen adrese gider ve müşterilerini alır. Kestirme yoldan Ermeni mahallesine gitmek yerine Cemaliye’yi görme ve ona nispet yapma ümidiyle taksisini Ermu Caddesi’nden sürer.

1963-the-spot-in-nicosia-where-two-turkish-cypriots-were-killed-on-december-21-1963s.jpg

Polis yolu kesti

Ermu Caddesi’nin Tahdagala’ya giriş noktasında polis yolu kesti. Tarih 20 Aralık ve saat gece yarısına yaklaşmakta. İşte o dakikadan sonra yaşananları yaptığı araştırmalar ve bulduğu belgeler ışığında Dr. Kyriakos Cambazis bu şekilde anlattı:

“Cemaliye’yi kıskandırmak için buradan sürdü”

Zeki Halil taksiciydi. Bir telefon geldi. Müşterisini aldı. Müşteriler Ermeni mahallesine gitmek istedi. Zeki kestirmeden gitmek yerine eski sevgilisi Cemaliye’yi görme ve kıskandırma ümidiyle arabasını Ermu’dan Tahdagala’ya doğru sürdü. Kaseti koydu üstüne ve sesi sonuna kadar açtı. Buraya gelince gürültü yaptığı gerekçesiyle polis durdurdu Zeki’yi.

“Zeki TMT’ciydi”

Zeki TMT’ciydi. Silahı vardı ama o gece yanında değildi. Çünkü TMT organları yeni bir istihbarat aldı. O günlerde herhangi bir saldırı olmayacaktı. Rumların örgütü karar verdi, saldırı nisanda başlayacaktı. İçişleri Bakanı Yorgacis polise talimat verdi. Türklerin yoğun olduğu bölgelerde devriyeleri sıklaştırsınlar. Kıbrıslı Türkleri durdurup kontrol etsinler ve silahları varsa toplasınlar. Bu bilgi TMT’ye de ulaştı o nedenle Zeki’nin yanında yoktu silah.

“Kadınları aramak isteyince olay çıktı”

Polis Zeki’yi durdurunca arabasını ve üstünü aramak istedi. Zeki Halil’in arabasında kadınlar da vardı. Polis kadınları da aramak isteyince tartışma çıktı. Sesler yükseldi, tartışma kavgaya dönüştü. Zeki, arabasındaki kadınların üstünün aranmasına müsaade etmedi. Anayasa’ya göre Türkleri aramaları için yanlarında Türk polisinin de olması gerekirdi. Kadınları da kadın polisler yoklayabilirdi.

“Zeki TMT’nin talimatını uyguladı”

TMT’nin talimatı vardı ki böyle bir olayla karşılaşan Kıbrıslı Türkler sesini yükseltip bağırarak konuyu tartışsın ki duyulsun. Halk toplansın oraya ki bu karmaşa içinde TMT müdahale edip kurtarabilsin onları. Böyle de oldu. Kavga büyüyüp sesler yükselince Tahdagala’dan insanlar gelmeye başladı. Birçok insan toplandı buraya.

4-085.jpg

“Rum polisi destek çağırdı”

Bu olay üzerine Rum polisi korktu ve telsizle Baf Kapısı’ndaki karakoldan takviye ekip istedi. 3 Rum polis daha geldi. Bu kez vuruşma başladı. Birbirlerine vurmaya başladılar. Takviye çağrısıynan gelen polisler arasında pardesü giyen biri vardı. Pardesünün içinde iki silahı vardı. Kavga hiddetlenince çekti silahını ve Zeki’yi vurdu. Bir el daha ateş etti. Bu kez vurulan Cemaliye oldu. Başından, şakağından vuruldu mermi bir taraftan girdi diğer taraftan çıktı.

“Cemaliye, kavganın üstüne düştü”

Zeki ile Rum polisi arasında tartışma yaşanırken Cemaliye ise bir restoranda sevgilisi ile yeme içmedeydi. Gece ilerleyince bir sokak yukarıdaki evine gitmek için restorandan çıktılar. Tam da Ermu kavşağına gelince olayı gördü. Biraz da sarhoştu. Gördü ki Zeki’yi ve diğerlerini döverler o da olayın içine girdi. Zeki’yi vuran polis ikinci kurşunu Cemaliye’ye sıktı. O gece olaylar büyüdü.

10841663_10204548731132560_1853589443_ns.jpg

“Polise göre ölü bulundu”

Polis bir gün sonra bülten yayınladı. Bültende “Polisin Zeki Halil’e müdahale ettikten sonra olay yerinden ayrıldığı, silah sesi üzerine tekrar bölgeye gidildiği ve Zeki’nin orada vurulmuş olarak bulunduğu” yazıldı. Bültende onu polisin vurduğu yazmaz.

“Soruşturma bile yapılmadı”

Normalde biri öldüğünde, öldürüldüğünde veya ölü bulunduğunda polis bir soruşturma başlatır, tahkikat yapar. Zeki ile ilgili öyle bir tahkikat hiç yapılmadı. Zeki, evliydi. İki oğlu ve bir kızı vardı. Öğretmendir kızı şimdi.

1.-u03a4u03b6u03b9u03b5u03bcu03b1u03bbu03b9u03ad.jpg

Olayların ardından 4 kadın daha kayboldu

Tahdagala olaylarından bir gün sonra 22 Aralık 1963’te. Dört Kıbrıslı hayat kadını vardı. Ayten, Suzan, Afet ve Nezire. Ayten’in bir oğlu vardı. Limasol’da bir ailenin yanına verdi. Çıktılar Lefkoşa’dan gitsinler Limasol’a. Bugün oldu daha beklerik kendilerini gelsinler. Kayıptırlar halen daha. Çok uğraştım öğreneyim, araştırma yapmaya çalıştım nerede hangi durakta kayboldular ama hiçbir şeye ulaşamadım.