Eniz Orakcıoğlu

Eski İçişişleri Bakanı ve CTP-BG Milletvekili Teberrüken Uluçay, Belediyeler Yasası ile ilgili bilgi verdi. Uluçay, yasanın hayata geçmesi ile birlikte, demokratik, şeffaf ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşulacağını belirtti. Belediyeler yasasından bahseden CTP- BG Milletvekili Teberrüken Ulucay, Belediyelerin uzun zamandır sürdürülebilir olup olmadıkları ile ilgili tartışılan hususlar olduğunu söyleyerek, “Bunların içinde gelir gider dengeleri, aynı zamanda yönetimlerinin daha demokratik bir yapıya kavuşturulması konusu var. Bunun yanında hizmet ağlarının yaygınlaştırılarak doğrudan insanlarımıza hizmet sunan bu yönetim birimlerinin daha etkin daha rasyonel bir hizmet sunmasını sağlamaktır. Cumhuriyetçi Türk Partisi ve Demokrat Parti hükümeti döneminde belediyelerle ilgili kapsamlı bir çalışma başlattık” şeklinde konuştu.

“60 maddeye yakın bir değişiklik öngördük”

Ulucay, çalışmanın özünü 3 başlık altında düzenlemenin mümkün olduğunu belirterek, “Bir tanesi yasal altyapıyla alakalı bir çalışmaydı. Bu da Belediyeler Yasasında güncel ihtiyaçları karşılamak içindi. Bu arada ortaya çıkan bazı problemleri giderebilmek adına ve idari yapısının demokratik işleyişinin güçlendirilmesi adına bu yasal alt çalışmayı yaptık. Yaklaşık 60 maddeye yakın bir değişiklik öngördük ve bu değişiklikleri meclise sevk ettik ve bu halen daha ilgili komitede beklemektedir. Muhtemelen Kamu Reformu tamamlandıktan sonra İdari İşler Komitesinde ele alınacaktır” diye konuştu.

“Demokratik bir işleyiş olmalı”

Belediyeler Yasası yasal altyapı çalışmasında iki önemli unsurun ön plana çıktığını vurgulayan Uluçay, “1’incisi daha demokratik bir işleyiş, yani belediye başkanı ile belediye meclisi arasında doğrudan sağlanan iletişimin daha demokratik bir yapıya dönüştürülmesi. Belediyelerin sadece başkan istediğinde değil otomatik olarak da toplanabileceği, belediye meclisinin istemi üzerine de toplanabileceği yapıyı uygun gördük. Bunun yanı sıra belediyelerin gelir gider dengesine pozitif etki yaratacak olan toplamakta oldukları vergilerin harçlarında tavanda bir tıkanık söz konusu oldu. Bundan sonrasında da o harçlar güncelliğini yitirdi ve bu harçlarla ilgili düzenleme yapılabilsin diye belediye meclislerine yetki verilebilmesi için ilgili yasa altyapı çalışması yaptık. Bu hâlihazırda elde etmekte oldukları gelirleri güncelleyecek olan bir çalışma” dedi.

“Borçların yapılandırılması hâsıl oldu”

Uluçay, sözlerine şu şekilde devam etti; “Yasal altyapının harekete geçebilmesi için önemli unsur haline gelen ve yıllardır üzerinde tartışılan son yapılan yasa değişikliğinde de ön plana çıkan belediyelerin birikmiş olan ihtiyat sandığı, sosyal sigorta prim borçları ve vergi borçlarının yapılandırılmasına dönük bir çalışma ihtiyacı hâsıl da oldu. Bu yıllardır tartışılıyor. 2008’de belediyelere bütün köyler bağlandıktan sonra elbette bir düzenleme öngörülmüştü ama süreç içerisinde belediyelerin bazı konularda disipline girememeleri bazı sıkıntıların yeniden nüksetmesini sağladı. Dolayısıyla yasal altyapı çalışmasında ön plana çıkan unsur idari mekanizmanın daha demokratik bir yapıya kavuşturulması ve belediyelerin gelir gider dengesinde harçlarla ilgili tıkanıklıklarının giderilmesi amaçlandı. Bir de hizmet ağının etkinleştirilebilmesi için halkımıza doğrudan hizmet sunan belediyelerin bu önemli çalışmalarına daha fazla ivme kazandırabilmek için onların çalışanları ile ilgili birikmiş ihtiyat sandığı ve sigorta borçlarının yapılandırılması ve güncelliğinin yakalanması, bunun sonucunda da çalışanların verimliliğinin artırılıyor olmasıdır.”

“Güncel borçlar kaynaktan kesilebilir”

Uluçay, borçların yapılandırılmasıyla ilgili şunları söyledi; “Yaklaşık 2011 yılından beridir mecliste bütçe komitesinde tartışılmakta olan belediyelerin katkı payları ile ilgili bir düzenleme meselesi vardı. Netice itibari ile biz tartışmalardan da hareket ederek birikmiş prim borçlarının ve devlete olan vergi borçlarının yapılandırılmasına da imkân sağlamak ve bir nebze de olsa belediyelere nefes aldırabilmek için katkı payının artırılması hususunda bir çalışma yaptık. Bu çalışmanın neticesinde 2016 bütçe döneminin yakalanması hedefi ile hareket edilen katkı payındaki artış ve sigorta, ihtiyat sandığı ve vergi borçları yakalanması ve bunun yanı sıra birikmiş olan borçlarla ilgili de ileriye dönük de olsa bir takvim ön gören tasarının da geçmesiyle daha iyi bir yapıya kavuşmuştur. Bu yasa Maliyeye, 1 Ocak 2016’dan itibaren belediyeler güncel olan ihtiyat sandığı, sosyal sigorta ve vergi borçlarını kaynaktan doğrudan kesme yetkisi veriyor. Dolayısıyla 1 Ocak 2016’dan itibaren günceli yakalamak için çok ciddi bir adım atılacaktır. Geriye dönük birikmiş olan ihtiyat sandığı, sosyal sigorta ve vergi borçları içinde 1 Ocak 2017’den itibaren müracaatlar yapılacak ve 1 Ocak 2018’e kadarda mutabakat sağlanması aranacak. Ve burada 20 yıla kadar bir yapılandırma öngörülüyor.”

“Yüzde 8 buçuk katkı payı, yüzde 9’a çıkarılacak”

Belediyelerin yaklaşık olarak genel borcun 265 milyon civarında olduğunu belirten Uluçay, “80 milyonluk sigorta pirim borçlarının, 90 milyonluk ihtiyaç sandığı borçları, yaklaşık 96 milyon da vergi borçları toplamıdır bu 3 rakamın toplamına bakıldığında 265 milyonluk genel bir borç vardır. Bunun da 20 yıla kadar yapılandırılması öngörülmektedir, ama kısa vadede güncelin yakalanması öngörülmektedir. Belediyelere yüzde 8,5 olan katkı payının yüzde 9’a çıkarılması, aynı zamanda mali gelirleri oluşturan nokta 25’lik gelirin nüfusu 6 binin altında olan belediyelere katkı olarak verilmesi ve 2008 yılında kendilerine nüfus eklenen belediyelere eklenen nüfus oranında da nokta 25 üzerinde katkı verilmesini ön görülüyor. Bu aşağı yukarı toplamda yüzde 24’lük bir artış getirecek demektir. 1 Ocak 2016’da bütçe verileri meclise sunulduğu zaman, maliyenin yapmış olduğu bütçe tahminlerinde mali gelir yüzde 14-15 artma eğilimindedir, dolayısıyla belediyelerin katkı paylarında bu mali gelirdeki artış öngörüsü de vardır. Kısacası mali gelirdeki artış ön görüsüyle birlikte belediyelerin 8 buçuktan, 9’a çıkması ve nüfusu 6 binin altında olan ve 2008’de kendilerine nüfus bağlatan belediyelerin nokta 25 üzerimdeki katkılarını almaları halinde toplamda yüzde 24’lük bir artış öngörülüyor” dedi.

“Devlet katkısında yüzde 50’lik bir artış öngörülüyor”

Belediyeler için öngörülen yüzde 24’lük artışın çok önemli bir rakam olduğunu vurgulayan Uluçay, “Merkezi hükümet bu noktada belediyelere daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşabilmeleri için ciddi anlamda bir kaynak aktarıyor. Örneğin, 2013-2015 bütçe büyüklüğü yaklaşık yüzde 37’i olarak gösteriliyordu, yerel gelirlerde de yüzde 33’lük bir bütçe büyüklüğü olmuştur. Ama buna karşı 2016 için belediyelerin bütçe üzerinden devletten almakta oldukları katkılarda da yüzde 50’lik bir artış öngörüsü vardır. Bu da merkezi bütçeden belediyelere ciddi anlamda bir katkının olacağını göstermektedir” şeklinde konuştu.

“İstihdamdan dolayı kötü gidişata dur diyecek”

Uluçay, sözlerine şu şekilde devam etti; Belediyelerin bundan sonrasına dönük geçmişte kaynaklanan ve özellikle aşırı personel istihdamı neticesinde ortaya çıkan mali durumlarındaki kötü gidişatı önleyebilmek için kendilerine bir de koşul getiriliyor. Nüfusu 6 binin üzerinde olan belediyeler için personel giderleri, bir önceki yerel gelirleri ile o yılın devlet katkısı toplamının yüzde 50’sini aşmayacak şekilde bir koşul getiriliyor. Nüfusu 6 binin altında olan belediyeler içinde bu oran yüzde 55’dir. Bu uygulama yasa geçer geçmez başladı ve 1 Ocak 2018’e kadar kendi durumlarını buna adapte etmeye başladı.”

“28 belediye 13 olacak”

Sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için belediyelerin orta vadede daha etkin bir rasyonel alana kavuşturulması gerektiğini söyleyen Uluçay, “Yani sayılarının azaltılarak hizmet bölgelerinin etkinleştirilmesi söz konusudur. Dolayısıyla orta vadede belediyelerin sayılarının azaltılarak belli bölgelerde hizmetlerin yoğunlaştırılmasını sağlamak konusunda ciddi anlamda çalışmalar söz konusudur. Şu an 28 belediye var ve biz 13 belediyenin daha uygun olabileceği öngörüsüyle bir çalışma yaptık. Örneğin; Mağusa’da 3 tane, Lefkoşa’da 3 tane, Güzelyurt ve Karpaz tarafında 2 tane, Girne tarafında 3 tane belediye gibi bir coğrafi alan çalışması yapıldı” diye konuştu.

“Model çalışması yaptık”

Uluçay, sözlerine şu şekilde devam etti; “İngiliz Yüksek Komiserliği ile birlikte uluslararası uzmanlar eşliğinde paylaşımlı hizmet modelini de çalışmaya başlamıştık ki halen devam ediyor. Bu sistem Avrupa Birliği içerisinde uygulanıyor, geliri sınırlı olan ve birbirlerine komşu olan belediyeler o bölgedeki halkın daha etkin hizmet alabilmesini sağlamak için, kendi gelirlerindeki sıkıntılı durumdan kaynaklanarak bazı hizmetleri sunamamakta ve bazı projeleri hayata geçirememektedirler. Dolayısıyla paylaşımlı hizmet modeli birbirlerini komşu olan belediyelerin olanaklarını birleştirerek ve pareler kullanarak hem belli hizmetleri ortak yapıyor hale gelmek, hem de buna bağlı oluşacak bütçe yapısından belli projeleri ortak sunuyor olabilmek noktasında bir model çalışmasıdır.”

“4 pilot bölge belirlendi”

Yapılan model çalışmasında 4 pilot bölge olduğunu belirten Uluçay, “İlk pilot bölgemiz Geçitkale, Serdarlı ve Yeni Boğaziçi’dir ki birbirlerine komşu 3 belediyedirler. 2’inci pilot bölgemiz Güney Mesarya’da yer alan Akdoğan, Paşaköy, İnönü, Vadili ve Beyarmudu Belediyesidir. 3’üncü pilot bölge Karpaz bölgesinde olacak 4 belediye arasında, 4’üncü pilot bölge ise Girne’de Tatlısu, Esentepe ve Çatalköy Belediyeleri olacaktır.”

“Daha etkin bir hizmet ağı”

Uluçay, sözlerine şu şekilde son verdi; “Biz yerel yönetimler açısından doğrudan halka hizmet sunan birimler olmasından dolayı çok önemli hizmetler sunduğunu düşünüyorum. Bu hizmetlerin devamlılığının sağlanması, aynı zamanda hala hazırda merkezi hükümetin sunmakta olduğu bazı hizmetlerinde belediyelere aktarılması belediyelerimizin daha sürdürülebilir bir yapı ve daha etkin bir hizmet ağı oluşturacaktır diye düşünüyorum."

Kaynak: Yeni Bakış Gazetesi