Ömer KADİROĞLU

hicbir_umidimiz_kalmadi_h16356.jpg

Kıbrıs Türk Hava Yolları’ndan (KTHY) CyprusAirportService’e (CAS) aktarılan 64 personelin KTHY binası önünde başlattığı çadır eylemi dördüncü gününe girdi. Haberal Kıbrıslı Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kartal Harman, yapılan protokole uyulması ve diğer KTHY personeline uygulanan çözüm modelinin kendilerine de uygulanmasını isteyen 64 CAS çalışanınıziyaret ederek sorunlarını dinledi. CAS çalışanları “Artık hiçbir ümidimiz kalmadı, verilen sözler yerine getirilinceye kadar eylemimiz devam edecek, iş garantimiz sağlanana kadar ve diğer KTHY çalışanlarına uygulanan çözüm modelini bizlere de uygulayana kadar mücadelemize devam edeceğiz” diyerek önümüzdeki günlerde sürpriz eylemler yapacaklarının sinyalini verdiler.

“CAS’a geri dönmeyeceğiz”

Yetkin Sancak: “Kıbrıs Türk Hava Yolları’nda çalıştığımız dönemde elimize belgeler verilerek CAS’a aktarıldık. Bize herşeyin daha iyi olacağını söylediler ancak şu an eskisinden daha da berbat durumdayız. Bizi üç kez öldürdüler, daha fazla verilen sözlere inanmıyoruz ve CAS’a geri dönmeyeceğiz.”

“Çözüm istiyoruz”

Salih Alpargün: “Herşeyin daha iyi olacağını beklerken çok daha kötü durumlara geldik. CAS’ın hisselerinin devlette olduğu söyleniyor. Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Turizm Bakanı Serdar Denktaş bize CAS’ın yüzde 100 devlet olduğunu söylerken, Başbakan Özkan Yorgancıoğlu ‘CAS devletin değildir’ diyor. Çelişkili cevaplar veriliyor. Maaşlarımız daha iyi olacağı yerde bin 560’a indirdiler. Bize garanti bir şey söyleyene kadar çadır eylemimiz devam edecek. Yetkililerden bu konuya biran önce bir çözüm bulmasını istiyoruz.”

“Şok eylemler yapılacak”

Osman Yücelen (KTHY mağdurları sözcüsü): “2005 yılında KTHY’ye girdim. 2008 yılında CAS şirketine aktarılmamızın ardından 2010 yılında KTHY’nin kapanması ile birlikte üç aylık bir boşluk yaşadık. Bunların ardından istemeden de olsa mecbur olduğumuz için CAS’a girdik. CAS’a giderken özlük haklarımıza dokunulmayacağı sözleri ile aktarılmamıza rağmen verilen bu sözler havada kaldı. Personelin maaşından kıdeme göre 700 TL ile bin 500 TL arası kesintiler yapıldı. UBP hükümetinin o dönem aldığı karara göre bu kesintiler yapıldı. 4 yıl boyunca çalıştığımız CAS’ta hiçbir hakkımızı alamadık. 2012 yılında özelleştirme yasası ile yasanın bizi kapsamasına rağmen yeniden müracaat etmemiz için bize bilgi verilmedi. 5 Ağustos 2014 tarihinde işlerimize son verildi. Şu anda olmayan bir iş için zorla ve sonu olmayan bir şirkete, devletmiş gibi gösterilip bizi oraya göndermeye çalışıyorlar. 2012 yılında çıkan yasada KTHY çalışanı arkadaşlarımıza ne uygulandıysa aynı uygulamanın bize de yapılmasını istiyoruz. Başlatmış olduğumuz çadır eylemimiz devam edeceği gibi şok eylemler de yapılacağını bildiriyorum.”

“Asgari ücrete çalışamayız”

Mert Mındık: “2005-2006 gibi KTHY’de işe başladım. 2008 yılında dönemin KTHY Müdürü Ahmet Derya bize ‘KTHY çok kötü durumdadır. Batmak üzeredir ancak ne isterse olsun ben buna müsaade etmeyeceğim. Şirketin kurtulması için Havaş ile bir ortaklık kurulacak. Bu ortaklığa kimse karşı çıkamaz’ dedi. Ortaklık kuruldu bizler de CAS’a kiralık olarak gönderildik. İki yıl sonra KTHY battı, bunun sonucunda da biz de sokakta kaldık. Bunun ardından da ‘CAS’a gidin ve burada çalışmaya devam edin. Buraya tüm özlük haklarınızla gideceksiniz’ dendi ancak tüm özlük haklarımız gasp edildi. Bunun ardından da CAS kapandı ve yine sokakta kaldık. Şu anda bize asgari ücretle çalışın diyorlar ancak bu kadar kayıptan sonra biz asgari ücrete çalışamayız. Başbakan Yardımcısı ‘sizi devlete alırsam tabanıma hesap veremem’ diyor fakat biz de DP tabanındayız bunu unutmasın.”

“Bize de sahip çıkmasını istiyoruz”

Hüseyin Burak: “KTHY’de 1993 yılında göreve başladım. 17 yıl burada çalıştım ve daha sonra KTHY’nin kapanması ile bizi CAS’a devrettiler. 4 yıl orada çalıştım daha sonra buradan da atıldık. Bize ‘CAS’a gidin’ diyorlar ancak devlet güvencesi yok, bu nedenle de gitmek istemiyoruz. Maaşlarımızı ve sosyal haklarımızı düşürdüler. Devlet bizi devlet kurumlarına aktarabilir ancak hiçbir çalışma yürütmüyor. Biz de KTHY mağduruyuz ve devletin diğer mağdurlara sahip çıktığı gibi bize de sahip çıkmasını istiyoruz. Sonuna kadar mücadelemize devam edeceğiz.”

“Çözüm üretmesini istiyoruz”

Hüseyin Birinci: “Devlet devlet olma konumuna erişemiyor ve hep idareci olarak duruyor. KTHY’de 1993 yılında göreve başladım. O dönemlerde de sorunlar vardı. O dönem yaşadığımız sorunlardan biri de Emek-İş diye var olan bir sendikaya üye olduğumuz için bizleri işten çıkarmalarıydı. Dönemin Ulaştırma Bakanı olan Ahmet Kaşif aracılığı ile yeniden işe alındık. Daha sonralarda ise 29 Temmuz’da çalıştırılmak üzere zorla CAS’a gönderildik. Bugüne kadar geçen süre çok sancılıydı. Şu anda ise bize yaşadığımız sorunların çok çok üzerinde sıkıntılar yaşatıyorlar. CAS’ı KKTC’de kuran yönetimler sadece kâğıt üzerinde anlaşmalar yaparak bizleri kaderimize terk ettiler. KTHY kapandıktan sonra UBP hükümeti bir şekilde birçok çalışanı devlete istihdam etti. İdarecilerin bizleri de artık fark etmelerini, görmezden gelmeyi bir kenara bırakıp hayatımızı idame ettirebilmemiz için yaşadığımız bu sorunlara çözüm üretmesini istiyoruz.”