Konuyla ilgili açıklama yapan Hüdaoğlu, eylem yapmanın en temel hak ve özgürlüklerden biri olduğunu ve düşünce özgürlüğüyle toplantı yapma hakkının Anayasa tarafından koruma altına alındığını belirti.

Hüdaoğlu,   “Polis, günün önem ve anlamını hangi kriterlere göre belirleyecek. Böyle bir sınırlama getirmek ve kriter koymak mümkün mü, yapılmak istenen tam anlamı ile ifade özgürlüğünü katletmektir” dedi.

Polis Genel Müdür Vekili Gürler’in bu açıklamasının, polisin sivil otoriteye bağlanması gerekliliğini bir kez daha ortaya koyduğunu belirten Hüdaoğlu, ülkenin sivil ve demokratik bir hale gelmesi için herkes üzerine düşeni yapacağına, tam tersine polis devletini aratmayacak uygulamalardan bahsedilmesinin düşündürücü olduğunu söyledi.

Polisin insanların temel hak ve özgürlüklerine saygı gösterme zorunluluğu olduğunu söyleyen Hüdaoğlu, buna saygı göstermesi gereken kurumun, tam tersine kısıtlamaya gidileceğini açıklayarak, yurttaşlara “gözdağı vermesinin” kabul edilemez olduğunu belirtti.
 
Hüdaoğlu, Yüksek Mahkeme eski Başkanı Nevvar Nolan’ın, “Pervin Gürler’in bu yetkiyi hangi yasanın kendisine verdiğini veya yetkiyi kimden aldığını açıklaması gerektiği” yönündeki açıklamalarına atıfta bulunarak, bu açıklamayı kendilerinin de beklediğini kaydetti.

Suphi Hüdaoğlu, söz konusu açıklamaya yönelik hükümet ile Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’nun ne düşündüğünü kamuoyuyla paylaşmaya davet etti.

TDP olarak yıllardır polisin sivile bağlanması gerektiğini savunduklarını, 3 yıl önce meclise yasa önerisi sunduklarını belirten Hüdaoğlu, hükümet programında da yer almasına rağmen, hükümetin ısrarla bu konuda adım atmadığını belirtti.
 

Yaşanan gelişmeler karşısında hükümete sözünde durarak gerekli adımları atma çağrısında bulunan Hüdaoğlu, “Hükümet, polisin sivile bağlanması konusunda gerçekten samimi ise, üzerine düşen görevi yapmalıdır. TDP olarak bu konuda atılacak adıma destek vermeye hazırız” dedi.