Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit'in "Yüce Divan görevi Danıştay'a verilsin" talebini, "Bu ancak bir anayasal değişilikle gündeme gelebilecek olan bir konudur. İş dönüyor dolaşıyor Anayasa'da bir değişiklik yapmaya geliyor" dedi.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler ve Acil Durumlar Koordinatörü Stephen O'Brien ve beraberindeki heyeti Çankaya Köşkü'ndeki makamında kabul etti. Kabulün ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, "Terörle mücadelede ihbarcılara ilişkin ödül yönteminde amaç lider kadroyu ele geçirmek mi" sorusuna, "Türkiye, terörün her türüyle çok farklı dünya görüşleri, siyasi görüşleri ve hedefleri olan farklı terör örgütleriyle eş zamanlı mücadele ediyor. Maalesef 20 Temmuz'da Suruç katliamından sonra birileri düğmeye bastı ve eş zamanlı olarak üç canavar uyandırıldı: PKK, DAEŞ ve DHKP-C. Türkiye'nin her yerinde her türlü hedefe karşı terör saldırılarını sürdürüyor. Dolayısıyla terörün sona erdirilmesi için bütün imkanlar kullanılacaktır" karşılığını verdi.

Kurtulmuş, "Biz bu ülkede barış istiyoruz, hiçbir vatandaşımızın siyasi görüşü, dünya görüşü ne olursa olsun burnunun dahi kanamasını istemiyoruz, Türkiye'de barışın ve esenliğin sağlanmasını istiyoruz ama maalesef bu barışın üzerine düşen gölge terör örgütlerin varlığıdır ve onların Türkiye'de sadece devlete karşı değil halka karşı işlemiş oldukları suçlardır. Bunların ortadan kaldırılması için bu anlamda terör örgütü mensuplarının ihbar edilmesi terörün sonlandırılmasıyla ilgili bu sürecin kullanılan argümanlarından sadece birisidir. Bunu yeni bir şeymiş gibi, dünyada ilk sefer Türkiye'de uygulanıyormuş gibi gündeme getirmek fevkalade yadırganacak bir durumdur. Dünyanın birçok ülkesinden bildiğiniz gibi bu anlamda suçluların bir takım ödül mekanizmalarıyla bulunması sağlanır. Bu konuda terör örgütünün özellikle üst düzey yöneticilerinin yakalanmasına katkı sağlayacağını ümit ediyoruz. Bu birçok ülkede rutin olarak uygulanan uygulamalardan birisidir" ifadelerini kullandı.

"IRAK'TA 18 VATANDAŞIMIZ KAÇIRILDI"

Irak'ın başkenti Bağdat'ta kaçırılan 18 Türk işçiye ilişkin son durumu gazetecilerle paylaşan Kurtulmuş, "Henüz çok net bilgiler içerisinde değiliz, elimizde değil. Bildiğiniz gibi Irak'ta Bağdat'ta Türk müteahhitlik firmasında çalışan 18 Türk vatandaşımız kaçırılmıştır. Irak makamlarıyla çok sıcak temaslarımız devam ediyor. Irak makamları da henüz olayın nasıl olduğu ve kimler tarafından gerçekleştirildiğine dair bir bilgiye sahip değildir. İnşallah güzel bir sonuçla bu olay nihayetlendirilmiş olur" dedi.

Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Bizim bu bölge içerisinde halkların arasındaki birlik ve beraberliği yıllardır savunmamızın temel amaçlarından birisi budur. Bugün Ortadoğu maalesef iki fay hattı ekseninde büyük türbülanslar içerisine sokulmuştur. Bunlardan birisi etnik çatışmalardır bir diğeri de mezhebi farklılıklardır. Maalesef Ortadoğu coğrafyasının hemen hemen hiçbir yerinde insanların güvenliği mevzu bahis değildir. Öyle bir ortama gelmiştir. Çok şükür Türkiye bu ortamda Ortadoğu'nun güvenli tek ülkesiydi. 20 Temmuz'dan bu yana yapılmak istenen de Türkiye'yi de Ortadoğu'daki güvensiz ülkelerden birisi haline dönüştürmektir. Irak'taki saldırıyla birlikte bunu da bir kere daha düşünmemiz gerektiğini düşünüyorum. Türkiye bu bölgede fay hatlarının ortadan kaldırılarak bu bölgelerin siyasi istikrarsızlık içerisinde ve hele hele terör ve bu tür bireysel saldırılarla birlikte gerçekten Ortadoğu halklarının daha fazla çile çekmemesini istiyoruz, Ortadoğu'da barışı istiyoruz. Bu çerçevede İnşallah en kısa zaman 18 vatandaşımızın salimen Türkiye'ye dönmeleri sağlanmış olur."

"MİLLETİMİZİN TERÖRE KARŞI YEK VÜCUT OLMASINI İSTİYORUZ"

"Kilis sınırında DEAŞ kontrolü altındaki bölgeden Türk askerine ateş açıldı, bir asker şehit oldu ve dün akşamdan bu yana bir askerle de irtibat kesilmiş durumda. O askere ulaşılabildi mi" sorusuna Kurtulmuş, "Bu da gösteriyor, nerede, ne şekilde, hangi terör örgütünün saldıracağının belli olamadığı bir ortama doğru Türkiye sürüklenmeye çalışılıyor. Onun için bütün milletimizin teröre karşı mücadelede yek vücut olmasını istiyoruz. Henüz o asker kardeşimizle irtibat kurulamamıştır, son bilgilere göre. Ümit ediyorum ki irtibat kurulması ve onun sağlıklı bir şekilde Türkiye'ye getirilmesi mümkün olur" dedi.

YARGITAY BAŞKANI CİRİT'İN "YÜCE DİVAN" ÇIKIŞI

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit'in dün Adli Yıl Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmasında "Yüce Divan" görevinin Yargıtay'a verilmesini talep etmesinin hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "Sayın Başkanın konuşması sırasında dile getirdiği görüş kendisinin muhtemelen Yargıtay üyeleriyle birlikte oluşturduğu bir görüştür, tartışmaya değer bir görüştür. Ancak Sayın Başkanın dile getirmiş olduğu bu konu ve bu konunun da Türkiye'de, kamuoyunda bir şekilde yankı bulması şunu gösteriyor, Türkiye'de bizim öteden beri tartıştığımız bir yeni Anayasa meselesi var. Bu ancak bir anayasal değişilikle gündeme gelebilecek olan bir konudur ve Türkiye'de hemen hemen hangi konuyu tartışacak olursak olalım iş dönüyor dolaşıyor Anayasa'da bir değişiklik yapmaya, yeni bir anayasal reform sürecine yapmaya geliyor" açıklamasında bulundu.

Türkiye'nin önümüzdeki dönemde anayasa reform sürecini tartışabileceğini belirten Kurtulmuş, "Herkes farklı bakış açılarına sahip olabilir, herkesin farklı perspektifleri, farklı tespitleri olabilir, farklı konularda öncelikleri olabilir. Dolayısıyla bir anayasal reform sürecinin gündeme gelmesinin zorunlu olduğunu da gösteren bir tartışmayı Sayın Yargıtay Başkanı açmış bulunuyor. Tartışılması gereken bir konudur. Kimsenin şöyle olsun ya da böyle olsun diyerek kanaat belirtmesini uygun bulmam. Bir görüştür, tartışılmaya değer bir görüştür. Türkiye, bunu yeni anayasa çerçevesinde tartışması gereken hususlardan biri olduğunu Yargıtay Başkanımız gündeme getirmiş oldu. Biz bu tür meseleleri ön yargısız tartışmayı başarabilirsek doğru sonuçları elde ederiz diye düşünüyorum" diye konuştu.

O'BRIEN: "ULUSLARARASI TOPLUM TÜRKİYE'YE MÜTEŞEKKİR"

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler ve Acil Durumlar Koordinatörü Stephen O'Brien kabulde yaptığı konuşmada, "Büyük insani trajedilere yol açan Suriye'deki gelişmelerin hemen ertesinden itibaren Türkiye'nin gerek açık sınır kapılarıyla gerek Suriye içine ve kendi içine sığınan mültecilere karşı uluslararası toplum Türkiye'ye son derece müteşekkirdir. Türkiye, 2 milyon Suriyeli'ye iyi imkanlar sunmaya gayret ederken aynı zamanda BM'nin ilgili ajansları ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğini başarıyla sürdürmektedir. Bu yönde Türkiye'ye teşekkür ve takdirlerimizi sunuyorum" dedi.

Suriye sınırında oluşturulmak istenen "güvenli bölge" konusunda da açıklama yapan O'Brien, "Amaç olarak son derece önemli bir hedef. Zira son derece zor durumda olan insanlara ihtiyaç duydukları güvenli ortamı sağlamak çok önemli. BM olarak bizim açımızdan en önemli kriter oluşturulacak güvenli bölgede güvenliğin kendinin tam olarak garanti edilmesidir. Aksi takdirde hedefe tam olarak ulaşılamaz. Bu çerçevede gerekli garantiyi vermek BM'nin görev alanında değil. Doğrudan ilgili ülkelerin bu konuda öne çıkıp gerekli garantileri sağlaması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

O'Brien, Dünya İnsani Zirvesi'nin 23-24 Mayıs 2016 tarihlerinde ilk kez İstanbul'da yapılacağını açıkladı. Ev sahipliği konusunda en doğru tercihin Türkiye olduğunu belirten O'Brien, bu konuda Türkiye'ye teşekkür etti.