Özgürgün, hükümetin Anayasayı “çiğnediğini”, vergi cezalarının affı konusundaki yasa tasarısının Cumhurbaşkanı’ndan yeniden görüşülmek üzere Meclise iadesinin ardından Meclisi devre dışı bırakarak, yasal prosedürü çiğnediğini ve “yasa gücünde kararname” çıkarmak suretiyle Anayasal suç işlediğini savundu.

Özgürgün, Ulusal Birlik Partisi olarak hükümeti “Anayasal suçtan yüce yargıya havale ettiklerini” de kaydetti.

Özgürgün yazılı açıklamasında, “ülkede beceriksizliğin, iş bilmezliğin yada acemiliğin çok ötesinde sıfatlarla tanımlanabilen” hükümetin, “ölü doğumunun” birinci yılını hayret, endişe ve yas içinde izlediklerini kaydetti.

Özgürgün, büyük vaatlerle ve çok iddialı reform çağrılarıyla ülke yönetimini devralan hükümetin, bir yıllık sürede ekonomik ve sosyal yaşamın her alanında yaşanabilecek en ağır koşulları yarattığını savundu.

Halkın bu bir yıllık süreyi adeta “bir asır gibi” yaşadığını, ekonominin temel girdileri olan elektrik, akaryakıt ve gaza getirilen zamlar altında ezilirken beklenmedik döviz şoku yanında suya, süte, ekmeğe yapılan “insafsız fiyat artışlarıyla” karşı karşıya kaldığını ifade eden Özgürgün, devlet hizmetlerinde iğneden ipliğe tüm harçlar zamlanırken, hükümetin çaresizlik içinde kıvrandığını öne sürdü.

Memurun, işçinin, esnafın, iş dünyasının, sanayicinin, çiftçinin hayvancının perişan edildiği bu yılı “yangın yılı” olarak niteleyen Özgürgün, ülke ekonomisin acı tablosunun belgelere yansıdığını da kaydetti. 

Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın basın toplantısında ana başlıklarla hazırlanan “Hükümet Karnesi”nin herhalde “Yüz Karası belgesi” olarak sahibine sunulacağını ifade eden Özgürgün, açıklamasında şunları kaydetti:

“Ne acıdır ki, böylesi bir anlayışla yönetilmeyi asla hak etmeyen halkımıza, bu zulümleri reva gören ‘1 Parti’ olduğuna bir kez daha tanıklık etmenin talihsizliğini yaşamaktadır.

Bu süreçte ülkemizin, halkımızın yararına hiçbir olumlu icraatlarına rastlamadığımız Yorgancıoğlu, hükümetinin, tutarsız, temelsiz gerekçelerle yüz akı kuruluşlarımızı yıpratmak, çökertmek gibi bir misyon üstlendiklerini görmenin üzüntüsünü de yaşadık.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tarihinde milat sayılan anavatan Türkiye’den deniz altından borularla su ve elektrik projesinin de bulunduğu Ekonomik Programı reddedenlerin, daha sonra kerhen de olsa, imzalayarak kabul etmelerini ve bunu halktan gizlemelerini ibretle izledik.

Hükümet, yasa, kural, teamül tanımaz tavırlar içinde insanlarımızı işinden, aşından ederken, bir yandan da sendikaları yok sayarak, etkisizleştirme çalışmaları sürdürmektedir.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi, bir devlet-halk sözleşmesi olan Anayasanın da çiğnenmesi cüreti gösterilmektedir.

Beceriksizliği partililerince de tescillenmiş olan hükümet, vergi cezalarının affı konusundaki yasa tasarısının, Cumhurbaşkanı’ndan yeniden görüşülmek üzere Meclise iadesinin ardından, Meclisi devre dışı bırakarak, yasal prosedür çiğneyerek yasa gücünde kararname çıkarmak suretiyle Anayasal suç işlemiştir.

Anayasamızın ilgili maddelerinde belirtilen eşitlik, haksızlık, ayrımcılık gibi ilkeler göz ardı edilerek, hukuksuzluk sergilenmiştir.

Ulusal Birlik Partisi olarak Yorgancıoğlu hükümetini birinci ‘ölü yaşında’ Anayasal suçtan, yüce yargıya havale ediyoruz.

Ülkemiz yangın yeri, insanlarımız mutsuz, geleceğinden umutsuz, birlik ve beraberliğe en çok gereksinim duyduğumuz dönemde halkımız ayrıştırılmış, kamplara bölünmüş, ötekileştirilmiş ve adeta devletinden soğutulmuştur.

İki ayrı ‘hükümetcik’ gibi davranan, kendi aralarında uyumsuzluk yaşayan, partileri içinde huzursuz ve milletvekillerince kabul görmeyen, son seçimde halkımızca net bir biçimde cezalandırılan bir hükümet yapısının, ülkemize vereceği hiçbir şey yoktur.”