Eniz Orakcıoğlu

Telekomünikasyon Dairesinin özelleştirme istendiği yönündeki açıklamalara Tel-Sen Başkanı Tamay Soysan cevap verdi. 2 GSM operatörünün yüksek faturalarına da yorum getiren Soysan, “Telekomünikasyon Dairesi şu anda GSM lisans anlaşmaları ile iletişim piyasasını tekelleştiren bu zihniyetlerin önünde bir emniyet olarak durmaktadır. Alınan GSM hizmetlerinin ne kadar pahalı olduğunu tartışmaya da gerek yoktur. Ancak 3’üncü bir operatör olarak zaten Telekomünikasyon Dairesinin GSM lisansı hakkı vardır. Ancak geçmişte yapılan hatalar gibi ve geçmişte yapılan lisans sözleşmeleri gibi bir operatörün gelmesi halkımıza fayda sağlamaz” dedi.

“Sıfır bütçeyi kabul edemeyiz”

Tel-Sen Başkanı Tamay Soysan, geçtiğimiz yıl Telekomünikasyon Dairesi’ne mali proje kazandırımının artırılıp miktarlarının çoğaltılmasını sağlamak için bir takım girişimlerinin olduğunu söyleyerek, “Bu duruma baktığınızda Telekomünikasyon Dairesinin özelleştirilmesi söz konusu değil diyen hükümetin daireyi özelleştirme yerine yok olmaya yittiği bir zemini yaratılmaktadır. Çünkü bu yılki bütçeyle ilgili proje konusunda da projenin devamını sağlayacak kaynağın bütçeye tekrar konmasını Tel-Sen olarak Ekonomik Bütçe ve Plan Komitesine yazılı olarak talep ettik ve sunduk. Ancak hükümetin yedek kalemler adı altında TC’den kaynaklı olan projeleri yedek kalemler adı altında ortaya koyması veya sıfır bütçe olarak Telekomünikasyon Dairesinin gösterilmesini Tel-Sen olarak Ulaştırma Bakanlığında yetkili sendika ve Telefon Dairesinde de örgütlü sendika olarak asla kabul edemeyiz” diye konuştu

“Hükümet yasayı ihlal ediyor”

Soysan, ayrılan bütçeyle ilgili sözlerine şu şekilde devam etti;

“Bütçe görüşülürken Komite Başkanı Ferdi Sabit Soyer’e Telefon Dairesinin ödeneğinin bütçede yer almamasından dolayı duyduğumuz rahatsızlığı ve üzüntüyü ortaya koyduk. Telefon Dairesiyle ilgili projenin yedek bütçe içerisinde olmasını alt komiteye getirdiğimiz öneriyle kabul ettirdik. Ancak 2016 yılı içerisinde Telekomünikasyon Dairesine projelerin devamını sağlayabilmesi için 3,5 Milyon TL bir kaynağın aktarılacağı Sosyal İşler Komitesinin toplantısında kayıtlara geçmiş ve bütçelendirme aşamasında kaynak olarak oraya aktarılacağı kararı da alınmıştır. Bu ayrılan kaynak tabi ki yeterli değildir, bu kaynağın Elektronik Haberleşme Yasası geçici 3’üncü maddesine göre Telekomünikasyon Dairesinin altyapısının yatırımlarla desteklenmesi ve daire yasa içerisinde bir operatör olarak kabul edilirken bizim ortaya koyduğumuz mücadele ve öneriler neticesinde 2017 yılına kadar da bütçe konularak yatırımlarla desteklenmesi kararı var. Maalesef yasada bunlar olmasına rağmen bugün CTP – UBP hükümeti yasayı kendileri ihlal etmekte ve telekomünikasyon dairesine yeterli kaynağın aktarılmasında ve projenin desteklenmesindeki ihtiyacı maddi olarak bu kalemlere koymamaktadır” dedi.

“Minareyi çalmak için bir kılıf hazırlıyorlar”

Soysan, Tel-Sen’e göre kaynak ayrılmamasının, ödeneğin kalemlere konmamasının esas nedenini şu şekilde açıkladı; “Belli ki birileri minareyi çalmak için bir kılıf hazırlamakta ve kendi yandaşlarına Telekomünikasyon Dairesini, altyapısını ve verilen hizmetlerin devrini hazırlamaktadır. Bu da bir özelleştirmedir ve devletin bugün Telekomünikasyon Dairesi üzerinden hazineye giden 55 Milyon TL yıllık gelirin sermayenin eline teslim edilmesi demektir. Buda Tel-Sen tarafından kabul edilebilir bir durum değildir.”

“Hayretle karşıladık”

Sayın Mehmet Ali Talat’ın Telekomünikasyon Dairesinin özel şirket olması yönünde yaptığı açıklamaları Tel-Sen olarak hayretle karşıladıklarını belirten Soysan, “Cumhuriyetçi Türk Partisinin liberal bir patiye dönüşmesinin açık ve net kanıtı olarak görüyoruz. Belli ki Sayın Mehmet Ali Talat’ın yaptığı açıklamalarda ve Telefon Dairesinin özel şirket gibi hizmet vermesi gerektiği söylemleri bize göre Sayın Talat’ın düşünceleri değildir. Belli ki Sayın Talat’a bunları söyletenler vardır ve bu kişiler CTP içerisinde Liberal politikaları savunan kanattır. Maalesef CTP artık sosyalist  bir parti değil de tam liberal bir  parti olduğu izlenimi yaratmaktadır” şeklinde konuştu.

“Şirketleşmenin tamamen karşısındayız”

Soysan, sözlerini şöyle sürdürdü; “Sayın Talat, Telekomünikasyon Dairesinin bir şirket olması gerektiğini söylüyor ancak ülkemizde KTHY, CAS ve Kıbrıs Türk Petrolleri gibi örnekleri vardır. Telekomünikasyon Dairesinin şirket zemininin kaygan olduğunu, her an için hisselerinin satılıp  özelleştirilebileceğini halkımızın bilmesi gerekir. Bu nedenle şirketleşmenin tamamen karşısındayız ancak Sayın Talat’ın açıklamalarının içerisinde Telefon Dairesinin hizmetlerinin özelle de paylaşılması açıklamaları var ve zaten Telefon Dairesi şu an da özelle iş birliği içerisindedir. Örneğin ADSL hizmetlerimiz özelle birlikte verilmektedir. Ama belli ki Sayın Talat’ı perde gerisinden birileri bir takım şirketler yanlış yönlendirmekte ve telefon Dairesinin alt yapısının ve devletin altyapısının hizmetlerinin bu şirketlere kaydırılması içinde çaba sarf etmektedirler. Biz bunların farkındayız ve bunları da biliyoruz günü geldiğinde bunları açıklayacağız.”

“Oyuncu rolü değil, figüran rolü”

Bugüne kadar ki ve mevcut Ulaştırma Bakanları ile yaptıkları görüşmelerde her zaman için aldıkları cevabın Telekomünikasyon Dairesinin özelleştirilmeyeceği,  özelleştirme gibi bir niyetin olmadığı yönünde olduğunu belirten Soysan, “Ben de açıkça şunu söylüyorum hükümetin daireyi özelleştirmek yerine yok etmeye doğru adım attığı açık ve nettir. Bizim ortaya koyduğumuz çözüm önerileri içerisindeki mali özerkliğin kabul görmemesi, Telekomünikasyon Dairesine biçilen rolün oyuncu değil, figüran rolü olduğudur. Çünkü Telefon Dairesi Elektronik Haberleşme Yasası geçeceği zaman Tel-Sen’in bütün itirazlarına ve bu konuda ilgili önerilerine rağmen o dönem ki UBP hükümeti tarafından yasa geçirilmiştir. Ama biz Elektronik Haberleşme Yasası içerisinde oyuncu değil de bir figüran gibi gösterilen Telekomünikasyon Dairesi olarak, aslında devletin bir operatörü olarak bu yarışa 200 metre geriden başlatıldığımız açık ve nettir. Siyasi irade iletişim konunda açık ve net olarak sınıfta kaldı” diye konuştu.

“Alınan vergi yeterli değildir”

1999 yılından beri GSM operatörleri bu adada hizmet verdiğini anımsatan Soysan, “Telekomünikasyon Dairesinin verdiği bir hizmet olan GSM lisansının 2007 yılında yine CTP-DP hükümeti tarafından çok önemli bir gelir kaynağı olan Telekomünikasyon Dairesi gelirlerinde GSM lisans anlaşmaları ve GSM operatörlerine devri ile gelir kaybı yaratmıştır. Her ne kadar hükümet o dönemde Özel İletişim Vergisi adı altında bir vergi alsa da bu asla yeterli değildir. Hükümet ne kadar vergi aldığını ve ne kadarının iletişime yatırım yaptığını çıkıp açıklamalıdır. Bu bağlamda yine Hazine Katkı Payı diye bir vergi alınmaktadır. O dönemde herhangi bir kalem ayrılmasa da "Hazine Katkı Payı"ndan Telekomünikasyon Dairesinin altyapısının gelişmesi için tüm bu pahalı hizmetleri GSM operatörlerinden almadan ve bir alternatif olarak Telekomünikasyon Dairesinin de alabilmesi için Hazine katkı payı veya en azından Dairesi gelir kalemlerinden özerk bir mali kaynak olarak aktarılması gerekir. Bunun kararını hükümet çok kolaylıkla yasayı düzenleyip verebilir” dedi.

“3’üncü operatör fayda sağlamaz”

Tel-Sen Başkanı Tamay Soysan sözlerine şu şekilde son verdi; “Telekomünikasyon Dairesi şu anda GSM lisans anlaşmaları ile iletişim piyasasını tekelleştiren bu zihniyetlerin önünde bir emniyet supabı olarak durmaktadır. Bunu halkımızın açıkça bilmesi gerekir. Alınan GSM hizmetlerinin ne kadar pahalı olduğunu tartışmaya da gerek yoktur. Ancak 3’üncü bir operatör olarak zaten Telekomünikasyon Dairesinin GSM lisansı hakkı vardır. Ancak 3’üncü bir operatörün gelmesi, hangi şartlarda, nasıl geleceği ve bir ortaklık olacaksa bile bu ortaklığın nasıl şekilleneceği devletin ulusal iletişim konusundaki ulusal politika çerçevesinde olması gerekir. Ancak geçmişte yapılan hatalar gibi ve geçmişte yapılan lisans sözleşmeleri gibi bir operatörün gelmesi halkımıza fayda sağlamaz.”

Kaynak: Yeni Bakış Gazetesi