Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis Başkanlık Divanı'nın oluşturulmasının ardından en çok milletvekiline sahip olan partinin genel başkanına hükümeti kurma görevini vereceğini belirtti.

Erdoğan, "Temenni ederim ki tüm siyasi partilerimizin ve onların genel başkanlarının bir sorumluluk duygusuyla hareket etmeleri ve bir an önce hükümet kurulmasıdır" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin dört bir yanından gelen öğrenciler, öğretmenler, işçiler, memurlar, emekliler, çiftçiler, esnaf, mühendisler, mimarlar, bankacılar, doktorlar, din görevleri, akademisyenler ve gaziler ile astsubaylardan oluşan yaklaşık 400 vatandaş ile iftar programında bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen iftar programında vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ve beraberindeki alimlerle birlikte yaptığı iftarda tartışmalara konu olan masa hakkında açıklamalarına devam etti.

Gazetelerde masanın değerinin bir milyon olarak ilan edildiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Halbuki biz bu masayı çok komik bir rakamla, suntadır o masa böyle yaptık. Yani bunu ayrılırken bir bakmanızda fayda olur ve işte üzerinde gördükleriniz şu çiçekler filan bunlar buraya vinçlerle yerleştirilmiş. İşte kullanılan bardaklar bunlar. Bu bardaklar geçmiş dönemlerde alınmış. Altındaki sehpalar rahmetli Süleyman Demirel zamanından kalma. O sehpaları kullanıyoruz. Yani vura bilmek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Tabi tutar mı, tutmaz. Yalancının mumu yatsıya kadar yanıyor. Ama dert şu iftira at tutmasa da iz bırakır. Yaptıkları iş bu. İftiracılarda utanacak yüz, mahcup olacağı karakter bulunmadığı için, özür dilemek veyahutta böyle bir ahlaksızlığı bir daha yapmayacağız diye bir anlayış yoktur. Hatta Cuma günü açılışını yaptığımız Camimizle ilgili dahi bir takım saçma, sapan iddialar ortaya atanlar çıktı. Doğru yerinden kalkana kadar yalan dünyayı dolaşırmış. Böyle bir söz var. Biz artık bu yalanlarla, bu iftiralarla inanın uğraşmaktan bıktık. Bununla birlikte gerek medya vasıtasıyla, gerekse halkla ilişkiler birimlerimizle doğruyu milletimizi anlatmaya devam edeceğiz. Bizim için önemli olan milletimizin vicdanında ibra edilmektir. Orada her hangi bir sıkıntımızın herhangi bir kırık notumuzun inşallah bulunmadığına inanıyorum" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin kritik bir dönemden geçtiğini, Türkiye'nin sadece 780 bin kilometrekare vatan toprağından ibaret olmadığını söyledi.

"DÜNYANIN TÜM MAZLUM AMA ONURLU KAVİMLERİYLE GÖNÜL BAĞI OLAN BİR MİLLETİZ"

Burasının ana vatan olduğunu ama ana vatan kadar değerli, anlamlı, hassasiyetle üzerinde durulması gereken coğrafyanın bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunların bir kısmıyla doğrudan akrabalık bağlarımız bulunuyor. Bugün ülkemizde balkan veya Kafkas kökenli komşusu, arkadaşı, tanıdığı yok gibidir. Aynı şekilde Orta Asya'daki kardeşlerimizle soy birliğimizin ötesinde binlerce yıllık bir kültür birliğimiz, medeniyet birliğimiz var. Orta Doğu, Kuzey Afrika derseniz zaten yüzyıl öncesine kadar etle tırnak gibi olduğumuz her şeyimizin müşterek olduğu coğrafyadır. Afrika tarihimizin ve vicdanımızın bize bir emanetidir. Biz Amerika'daki yerlilerden, kutuplardaki Eskimolara kadar dünyanın tüm mazlum ama onurlu kavimleriyle gönül bağı olan bir milletiz. Geçmişte yakın zaman dilimlerinde hakimiyet kurduğumuz coğrafyalarda biz eser bırakırken diğer ülkeler sömürge yarasından başka bir şey bırakmamıştır. Bugünde çevremizde yaşanan hadiselere aynı anlayışla yaklaşıyoruz. Irak'ta, Suriye'de, Mısır'da, Libya'da, Filistin'de tarihi misyonumuza uygun bir duruş sergilemeye çalışıyoruz. Aynı hassasiyetle sınırlarımız içinde 2 milyona yakın kardeşimizi barındırıyoruz. Birçok iftiralar atıyorlar. Kobani'den gelen dostlarımızı 190 bin Kürt vatandaşımızı daha doğrusu Suriye vatandaşını biz burada ağırlamadık mı? Onları yedirip içirmedik mi? Onları biz giydirmedik mi? Şuanda onlardan yaklaşık 70 bini geri döndü ama diğerleri hala misafirimiz olarak Türkiye'de yediriliyor ve burada bakılıyor. Bunu yaptığımız halde dezenformasyonla Kobani'yle ilgili hakkımda bir çok iftiralar attılar. Biz "at denize balık bilmezse Halik bilir anlayışıyla" yola devam ediyoruz. Biz yapıyoruz iyiliği, biz "ensarız" diyoruz ve muhacirlere kapımızı açıyoruz ve açmaya da devam edeceğiz. Bu hasletlerimizi terk ettiğimiz gün bizim artık dünyaya, insanlığa ve daha önemlisi kendimizi söyleyecek hiçbir sözümüz kalmaz. Biz asla böyle duruma düşmedik, düşmeyeceğiz. Bunun için ülke olarak güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Demokraside, ekonomide, kalkınmada, savunma sanayinde, teknolojide, tüm alanlarda elde ettiğimiz her başarı aynı zamanda kardeşlerimizin başarısıdır. Yine bizim yaşadığımız her sıkıntı, maruz kaldığımız her saldırı aynı zamanda kardeşlerimizin üzüntü kaynağıdır. Ben bunu gittiğim yerde sayısız defa gördüm. 12 Haziran'da Bakü Olimpiyat Stadında onbinlerce kardeşimizin gözlerinde gördüğüm sevgiye, Ocak ayında Mogadişu'da şahit olmuştum. Mayıs ayında Saray Bosna'da, Tiran'da şahit olduğum sevgi yumağıyla, Şubat ayı sonunda Medine'de karşılaşmıştım. Gittim yerlerde karşılaştığım muhabbettin, sevginin şahsımın nezdinde tüm milletimize karşı olduğunu biliyorum" diye konuştu.

"KOALİSYON GÖRÜŞMELERİNİ YAPICI BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMESİ VE SONUÇLANDIRILMASI TEMENNİ EDİYORUM"

"Bizim bu en kıymetli hazinemizi heba etmeye asla hakkımız yok" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bunun için 7 Haziran seçimleri sonrası ortaya çıkan belirsizlik durumunu en sağlıklı şekilde geride bırakmak mecburiyetindeyiz. Bu kritik dönemde Türkiye'nin önündeki meselelerin çözümü için inisiyatif alan, fedakarlık yapan herkes bu milletin gönlünde değer kazanır. Şuanda biliyorsunuz hükümet kendi Meclis başkanvekili ve grup başkan vekillerini onlarda açıklayacak. Meclis'te Başkanlık Divanı oluşacak ve bunlar bittikten sonra da Cumhurbaşkanı olarak ben görevlendirmeyi yapacağım ve ondan sonara da hükümet kurma süreci başlayacak. Dolayısıyla görevi vereceğim de tabi ki en fazla milletvekiline sahip olan partinin genel başkanı olacaktır. Bunu da süratle en kısa zamanda Başkanlık Divanı belli olduktan sonra bu görevlendirmeyi yapacağım. Temenni ederim ki tüm siyasi partilerimizin ve onların genel başkanlarının bir sorumluluk duygusuyla hareket etmeleri ve biran önce hükümet kurulmasıdır. Meclis Başkanlık Divanı'nın kuruluşunun ardından başlayacak olan koalisyon görüşmelerini yapıcı bir şekilde yürütülmesi ve sonuçlandırılması temenni ediyorum."