Deniz Abidin

Soyer, öncelikle bu konuda hükümetten halka ne imzalanacağına dair bir ana çerçeve çizmesi gerektiğini belirtti. Halka ne imzalanacağını tam olarak ifade etmeyen hükümetin bu davranışını fiyasko ve saygısızlık olarak değerlendiren Soyer, son derece önemli bir konuda açıklama yapılmamasını doğru bulmadığını kaydetti. Soyer, imzalanacak olan anlaşmanın bir niyet degleresi olduğunu belirterek, bu sistem ile dünya ile enterkonnekte sisteme bağlanılacağını, projesinin ise daha sonra hazırlanacağının belirtildiğini söyledi.

"Projesinin ne olduğu bilinmeyen bir anlaşmayı nasıl imzalayacaksınız?"

Soyer, projesinin ne olduğu bilinmeyen bir anlaşmanın nasıl imzalanacağını hayretler içinde karşıladığını ifade ederek, bu tarz anlaşmaların projelerinin önceden hazırlanması gerektiğinin altını çizdi. Soyer, projeyle birlikte anlaşmanın getirilme fizibilitesi ve maliyet fizibilitesinin belirlenmesi gerektiğini kaydetti. Soyer, enterkonnekte sisteme bağlanmanın bütünüyle Avrupa ve Dünya sistemine bağlanmak mı demek olduğunu, yoksa bunun getirilmesi için konacak bir paranın o taraf dahilinin sahip olduğu bir elektrik santralinden elektrik almak mı demek olduğunun bilinmesi gerektiğini belirtti. Soyer, "Doğru olan Kıbrıs'ın Avrupa Entegre sisteme bağlanılmasıdır" diyerek, Kuzey ve Güney'in entegre olmasının, bizim de Türkiye üzerinden Avrupa Entegre sistemine bağlanmamızı gerektirdiğine  vurgu yaptı.

"Bu  anlaşma sadece bir niyet deglerasyonudur"

Soyer, şöyle devam etti, "Türkiye'nin Avrupa Entegre sistemi ile yaptığı anlaşmaya AB üyesi olmayan bir yerin dahil olması mümkün değildir. Peki biz bu hukuki noktayı nasıl aşacağız? Bunun cevaplarını bilmemiz ve aydınlanmamız gerekir. Avrupa Entegre sistemine bağlanmak doğru ve güzel bir hedeftir. Ancak bunun nasıl olacağını ve neyi içerdiğini ortaya koymak gerekir"

Soyer, bugün imzalanacak olan anlaşmayı bir niyet deglerasyonu olarak gördüğünü, ancak projesinin sonra hazırlanacak olmasının doğru olmadığını kaydetti. Soyer, "Bu büyük bir boşluktur"diye konuştu.

"Tartışılmadan adım atılmamalı"

Soyer, Su Projesi'nde de olduğu gibi tüm bunların tartışılması gereken ve ona göre adım atılması gereken konular olduğunu belirterek, Su Anlaşması'nda da çok tartışmalar yaşandığını, ancak sonuç olarak güzel bir protokol imzalandığını kaydetti. Soyer, "Kimse kusura bakmasın, UBP-DP hükümeti iş başına gelince geçiş süresi olan bir anlaşma imzalandı. Bu geçiş süresi için yapılan anlaşma kesinlikle içeriği zayıf ve bu çerçevede boşlukları doğurabilen bir anlaşmadır. Şu andan itibaren bu geçiş döneminde uygulanacak olanlar yüzünden birçok belediye batacaktır. Dolayısıyla bu tarz anlaşmaların çok iyi tartışılması gerekir. Halkla ve bütün paydaşlarla çok iyi tartışılması gerekir. Ancak bu yapıldığı zaman kabahatlı oluyorsunuz. Böyle birşey olamaz"

"Kıb-Tek,  verimli, güçlü ve üretken olmalı"

Soyer, ne kadar entegre bir sisteme bağlanılsa dahi üretim ve dağıtımda bir yapının olması gerektiğini ve bu yapının da Kıb-Tek olduğunu söyledi.  Soyer, Kıb- Tek'i geliştirmek ve yüceltmenin bu memleketin enerji alanında en büyük temel görevi olduğunu belirtti. Soyer, Türkiye ile imzalanacak olan Türkiye'den KKTC’ye deniz altından kabloyla elektrik temin edilmesini öngören anlaşma olsa dahi Kıb-Tek'in verimli, güçlü ve üretken olması gerektiğinin altını çizdi. Soyer, ar güvenliğin ve dağıtım kesimliğinin  Kıb-Tek'in elinde verimli olarak kalması gerektiğini söyleyerek, "ülke olarak herşeyimizi dışa bağlamamız mümkün olamaz" dedi.