Suna ERDEN 

Türkiye’de yaşanan Özgecan olayı büyük yankı uyandırdı. Kadınların ön saflarda yer aldığı birçok eylemde şiddete lanet okundu. Türkiye’de kadın hakları ve kadının toplumdaki yeri Özgecan olayı ile birlikte bir kez daha tartışmaya başlanırken, KKTC’de yaşanan olay eylemlerle kınandı. Star Kıbrıs, Cumhuriyet Meclisi’nde halkı temsil eden üç kadın milletvekili ile konuşarak KKTC’de kadın hakları, kadına yönelik şiddet ve kadının sosyal yaşamdaki yerini sordu. Cumhuriyetçi Türk Parti Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya, kadına yönelik şiddet ve cinsel şiddetin ruhsal sorunları olan insanlar tarafından işlenen suçlar değil, toplumdaki cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklandığını söyledi. Ulusal Birlik Parti Girne Milletvekili İzlem Gürçağ ise kadınları korumaya yönelik adımlar atılması gerektiğine vurgu yaptı. Cumhuriyetçi Türk Partisi Girne Milletvekili Fazilet Özdenefe de KKTC’de şiddet ile yeni yeni yüzleşmeye başlandığını, genellikle, “Biz eğitimliyiz, bizde yok” denilerek hasıraltı yapıldığını ifade ederek, her toplumda olduğu gibi Kıbrıs Türk toplumunda da şiddet olduğunu vurguladı. 

DERYA: “KADINA YÖNELİK ŞİDDET CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNDEN KAYNAKLANIYOR” 

Cumhuriyetçi Türk Parti Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya, kadına yönelik şiddet ve cinsel şiddetin ruhsal sorunları olan insanlar tarafından işlenen suçlar değil, toplumdaki cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklandığını söyledi. Toplumun içinde bulunduğu sosyolojik duruma bağlı olarak bu tür olayların geliştiğini kaydeden Derya, kadının üzerinde güç ve denetim kurmak amacı ile gösterilen bir şiddet türü olduğunu ifade etti. Derya, bunun ortadan kalkması için ekonomik, sosyal, hukuki ve kültürel önlemlerin ele alınması gerektiğini dile getirdi. 

“İDAM ÇÖZÜM DEĞİL” 

Bazı kişilerin Özgecan olayından sonra idam cezasının geri gelmesini savunduğunu kaydeden Derya, ancak bugün idam cezasının yürürlükte olduğu birçok ülkede kadına yönelik şiddettin ortalama yüzde 60 oranında olduğunu ifade ederek, “Bu da gösteriyor ki çözüm, suçu işleyen kişiyi idam etmekte değil, suçluları yaratan koşulları ortadan kaldırmaktır” dedi. 

“YASALAR TAMAM, UYGULAMA EKSİK” 

Cinsel suçlara yönelik olarak yasalarda düzenleme yapıldığını ifade eden Derya sözlerini şöyle sürdürdü: “ 2014 Ocak ayında ceza yasasında önemli bir değişiklik yaptık. Daha önceden ahlaka aykırı suçlar bölümü altında düzenlenen cinsel taciz, cinsel tecavüz ve benzeri cinsel suçları yeniden düzenledik ve çok daha etkili bir seviyeye getirdik. İkincisi 2014 kasım ayında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nin kurulmasını öngören teşkilat yasasını meclise getirdik ve oy birliği ile geçti. Kağıt üzerinde yazılı yasalar anlamında aslında kötü durumda değiliz. Ancak uygulamada birçok eksiklik var. Çünkü; toplumsal cinsiyet eşitliği politikaları henüz devlet politikası haline gelmedi.” 

“NE DEDİĞİMİZE KULAK VERSİNLER” 

Kadın hakları ile ilgili meselelerin önemsiz veya ikincil meseleler olarak görüldüğünü, toplumun kadını eşit bir birey olarak görmediğini dile getiren Derya, kadının daha çok aile içinde tanımlandığını; anne olduğu zaman kutsal ancak birey olarak kadının değersiz görüldüğünü ifade etti. Derya, “Kıbrıslı Türk toplumu sağ duyulu, demokrasi duygusu gelişmiş bir toplum. O yüzden feministleri, marjinal olarak görmekten vaz geçip, eşitlik adalet için uğraşan insanlar olarak görürlerse ve feministler olarak ne söylediğimize kulak verirlerse bu sorun aşılabilir” dedi. 

GÜRÇAĞ: “ŞİDDETLE KINIYORUM” 

Ulusal Birlik Parti Girne Milletvekili İzlem Gürçağ ise Kuzey Kıbrıs’ta kadının daha iyi konumda olduğunu, ekonomik ve eğitim düzeyinin yüksek olduğunu, ayakta durabilecek özgüvene sahip olduğunu dile getirdi. Gürçağ ancak bazı kadınların hem fiziksel hem de psikolojik şiddete maruz kaldığını ifade ederek, desteğe ihtiyaç duyan kadınlar için var olan sığınma evinin yeterli olmadığını söyledi. Gürçağ, sığınma evine devletin hiçbir katkısının olmadığını, gönüllülük ile faaliyetlerini sürdürdüğünü belirterek, sekiz kadının şuanda sığınma evinde olduğunu dile getirdi. 

“SIĞINA EVİNE DEVLET DESTEK VERMİYOR” 

Gürçağ, sığınma evinin kadınlar ayakları üzerinde duruncaya kadar bir destek birimi görevi gördüğünü ifade ederek, devletin katkı koyması gerektiğini ve ihtiyaca cevap verecek düzeye ulaştırılması gerektiğini kaydetti. Gürçağ, ayrıca “ALO ŞİDDET, ALO YARDIM” hatlarının hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti ve Özgecan olayını şiddetle kınadığını söyledi. Kadınların siyasi yaşamda daha fazla yer alması gerektiğini de vurgulayan Gürçağ, seçimlerde kadınların aday olduğunu ancak çok fazla kadının seçilemediğini ifade ederek, bu konuda seçmenlere iş düştüğünü söyledi. 

ÖZDENEFE: “BİZİM TOPLUMUMUZDA DA ŞİDDET VAR” 

Cumhuriyetçi Türk Partisi Girne Milletvekili Fazilet Özdenefe de KKTC’de kadın ve erkek eşit olmadığını, dünyanın birçok yerinde aynı eşitsizliğin olduğunu ancak Avrupa ülkelerinin bunun farkında varıp önlem aldığını dile getirdi. Meclise,sendikalara,devlet kurumu ve özel sektöre bakıldığında kadının her alanda sosyal hayat içerisinde olduğunu fakat yönetim kadrolarına ve karar alma mekanizmalarına bakıldığında erkeklerin bu pozisyonlarda bulunduğunu kaydeden Özdenefe, “eğer kadın ve erkek eşit olsaydı, bu böyle olmazdı” dedi. 

“DAHA YAPILACAK ÇOK İŞ VAR” 

KKTC’de eğitim oranının yüksek olduğunu, kadınlar ve erkeklerin eşit oranda eğitim aldığını ifade eden Özdenefe ancak eğitimlisinden eğitimsizine kadar birçok kadının baskı altında olduğunu, dünyada yapılan bazı araştırmalara göre eğitim seviyesi yükseldikçe kadının bunu itiraf etmesinin daha zorlaştığının görüldüğünü söyledi. Özdenefe, KKTC’de şiddet ile yeni yeni yüzleşmeye başlandığını, genellikle, “Biz eğitimliyiz, bizde yok” denilerek hasıraltı yapıldığını ifade ederek, her toplumda olduğu gibi Kıbrıs Türk toplumunda da şiddet olduğunu vurguladı. Kadın örgütleri ile birlikte kadın hakları için yıllardır çalışmalar yaptığını, ceza yasasında yapılan değişiklikle cinsel nitelikli suçlara ağır cezalar getirildiğini kaydeden Özdenefe, daha yapılacak çok iş olduğunu, yolun başında olduklarını ifade etti.