Özlem Çimendal

Lefke’de, Kuzey Kıbrıs Santral Madencilik Ltd. adına “Pozitif Sondaj” tarafından yürütülen maden çalışmalarında elde edilen sonuçların olumlu bulunması nedeniyle şirketin bölgede işletme kurmayı gündeme getirmesi tepki ile karşılandı.

Yeni Bakış’a konuşan Lefke Turizm Derneği Başkanı Hasan Karlıtaş ve Kuzey Kıbrıs Çevre Platformu temsilcisi Teksen Köroğlu, söz konusu durumun bölgede ikinci bir CMC felaketi anlamı taşıdığını kaydetti.

Karlıtaş Lefke’de henüz CMC atıklarının yarattığı sorunların izleri silinmeden yeni bir madencilik çalışmasının gündeme gelmesine şiddetle karşı çıkarken Köroğlu da bölgedeki maden işçilerin büyük çoğunluğunun kanserden öldüğünü hatırlattı.  CMC’nin tahribatının sadece maden işçileriyle de kalmadığına işaret eden Köroğlu, “Lefke’nin havası, denizi, suyu maden atıklarının tümü bir bütün olarak bundan nasibini alacaktır” diye tepki gösterdi. 

Karlıtaş: 42 yıldır gözle görülür bir iyileşme yok

Lefke’de henüz daha CMC atıklarının yarattığı sorunların izleri silinmeden yeni bir madencilik çalışmasının gündeme gelmesine şiddetle karşı olduklarını söyleyen Karlıtaş “Bu adada 1975 yıllarında maden ocakları adayı terk etti ve 42 yıldır gözle görülür bir temizlik çalışmasına gidilemedi. Gemikonağı bölgesinde bulunan maden atıkları çok ciddi bir sıkıntıdır şu an. Oradaki atıklar temizlenip halka güven verilmeden yeni bir maden temizleme sahası yapılması fikrine şiddetle karşıyız” dedi.

“İkinci bir bölge kabul edilemez”

Lefke Turizm Derneği olarak kendilerinin önerilerinin öncelikle Gemikonağı’ndaki maden alanının temizlenmesi, rehabilite edilmesi yeşil alan ve park alanı olarak düzenlenmesi olduğunu söyleyen Karlıtaş, “Bölgeye marina veya bir liman kazandırılıp, halka güven verildikten sonra Lefke’deki maden temizleme faaliyetleri yürütülebilir ancak şu aşamada iki bölgede madencilik yapılması doğru değil” şeklinde konuştu.  

“Dünyada bilinmeyen bir sistemden bahsediliyor”

Gündemde olan yeni maden temizleme alanına 60 tane havuz kurularak, maden atıklarının o havuzlarda bakteri yardımıyla ayrıştırılacağı bilgisini aldıklarını da söyleyen Karlıtaş, “Bir nevi biyolojik bir yapılanma şeklinde yapılacağı söylendi bu ayrışımın. Bu sistemin dünyada henüz örneği olmadığı için pratik hayatta sağlıklı tartışamayacağız. Diğer yöntemlere nazaran ne kadar avantaj elde edeceği ve etmeyeceği konusunda bilgi sahibi olamayacağız.  Ancak labaratuvar ortamında denendiği ve başarılı olunduğu söylendi bize ama sahaya indiğimizde bunun sonuçları ne olur bilemiyoruz. Çünkü dünyada herhangi bir örneği yoktur. Bizim güven sorunumuz var kesinlikle güvenmiyoruz” ifadelerini kullandı.  

“Öncelikle CMC’nin yaraları sarılmalı”

CMC temizlendikten sonra maden ayrıştırma çalışmalarının yapılmasına karşı çıkmadıklarını da vurgulayan Karlıtaş, “Ama öncelikle var olan sorun çözülüp rehabilite edildikten sonra bir diğer maden ayrıştırma alanı yapılmasından yanayız” şeklinde konuştu.

“Kapalı kapılar ardında alınan hiçbir kararı kabul etmeyiz”

Kapalı kapılar ardında yapılan hiçbir şeyi kabul etmeyeceklerini de ifade eden Karlıtaş, “Halka şeffaf olunması ve zararlarının yararlarının halka anlatılması gerekir. Önemli olan Lefke’nin geleceği olacaksa halka rağmen bir yatırım olmaz” açıklamasında bulundu.

Köroğlu: Lefke’de yapılmak istenen açıklansın

Hükümetin Lefke’de yapılmak istenenin ne olduğunun şeffaflık içerisinde halka ve konunun muhataplarına anlatmasının, toplum sağlığına ne kadar önem verdiklerini göstermeleri adına önemli olduğunu savunan Köroğlu, “İnsan sağlığından daha önemli hiçbir şey yoktur. Bu bölgedeki maden işçilerin büyük çoğunluğu kanserden ölmüştür” dedi.  Kanserin bitirdiği çok canlar olduğunu hatırlatan Köroğlu, “Bunlar sadece maden işçileriyle de kalmadı. Lefke’nin havası, denizi, suyu maden atıklarıyla kirletildi. Bölge halkı hala daha bu kirlilikten etkilenmekte. Lefke Belediyesi’nin 2000 yılında yaptığı araştırma kayıtlarında bölgedeki ölümlerin yarısından fazlasının kanser kaynaklı olduğu görülmüştü. Ve sadece kanserle de bitmediği birçok farklı hastalığın da temelini oluşturduğu görülüyordu” şeklinde konuştu.

“Bölgede yaşanan ölümlerin nedeni kanser”

Lefke’de CMC atıklarına yakın olan Cengizköy bölgesindeki insanların büyük bölümünün guatr hastası olduğuna da işaret eden Köroğlu, “Ayrıca Lefke’nin Bağlıköy’de de kanser oranı oldukça yüksek ve ölüm sebeplerinin yarısından fazlası yine kanserdir. Bunlar hep belediyenin araştırma raporundan elde ettiğimiz bilgilerdir. Bugün bağlarıyla meşhur olan Bağlıköy’de tek bir tane bağ kalmamıştır” diyerek, Lefke’nin tarımını da olumsuz yönde etkilediğini ifade etti.

“Başka bir alanın gündeme gelmesi kabul edilemez”

Maden ocakları konusunun Lefke bölgesi için hayati öneme sahip bir konu olduğuna değinen Köroğlu, “CMC atıklarının ÇED raporunda sunulan ve şirketin hazırlayıp sunduğu raporlarda farklı bir alan gündemde yoktu. Öncelikle CMC alanının temizlenip, rehabiletesi yapılacak şeklinde yola çıkılarak başka bir arazinin maden için gündeme gelmesi ise kabul edilemezdir” dedi.

“Lefke’de kirli faaliyetler ve enerji depolamasına karşıyız”

Anayasa’nın 40. Maddesi başta olmak üzere çevreyi, insan sağlığını, yaşam kalitesini, ekonomik ve sosyal kalkınmasını olumsuz etkileyecek kirli faaliyetler ve enerji depolanmasına şiddetle karşı olduklarını da vurgulayan Köroğlu, “Bunun benzeri Mağusa Serbest Liman bölgesinde de var. Burada da kirli sanayi ve birtakım ekonomik faaliyetler yapıldı. Bu bölgeler çok büyük zarar verildi. Mağusa’daki bu serbest Liman Bölgesi’nin kapatılarak bu bölgeye taşınması da gündeme getiriliyor” şeklinde konuştu.

“Şeffaflık içerisinde halka da ülkeye de açıklanmalı”

Yapılan faaliyetlerde şeffaflık olmadığı için yapılmak istenenin tam olarak ne olduğunun bilinmediğine işaret eden Köroğlu, “Bize bu bölgede ne yapılacağının öncelikle hükümet tarafından halka, bizlere ve konunun muhataplarına bildirilmesi gerekir. Bu hayati konu bu şekilde devam ettikçe beraberinde de birçok kirliliği getirecek. ÇED raporu daha muallakken bir başka maden alanının gündeme gelmesini benim aklım kabul etmiyor” ifadelerini kullandı.

“Buna izin verenler, atacakları imzalarla cinayet işleyecekler”

Lefke’nin adanın cennet köşelerinden biri olduğunu söyleyen Köroğlu, yeşiliyle, sakinliğiyle, üniversiteleriyle anılan böylesine bir güzelliğin bakır madenleriyle çürütmek isteyenlere de asla müsaade etmeyeceklerini söyledi. Lefke için cinayetle eşdeğer olan böyle bir kararın verilmesine olanak tanıyacak imzaları atacak olanların da bir cinayet işleyecek olduklarını unutmamaları gerektiğini de söyleyen Köroğlu, “Böylesine güzelliklerle donatılı bölgenin başka bir ekonomik alana yönlendirilmesi akla mantığa sığmıyor. Dünyada artık yeşil endüstrisi politikaları geliştirilip, yeşil sanayilere dönüş çalışmaları yapılırken, bizde tam tersi olarak kirli sanayi yaratmak isteniyor. Bu yapılanlar hiç akılcı politikalar değil” şeklinde konuştu.

“Tarımda suya ihtiyaç olmayan tek sulak bölge”

Kendilerinin Lefke’de yapılan faaliyetlere karşı olmadıklarını ama doğal güzelliklerine yakışır çalışmalardan yana olduklarını söyleyen Köroğlu, “Lefke sakin şehir olarak da ilan edildikten sonra. Üniversitesiyle de başarıdan başarıya koşmaktadır. Tarımı bakımından Kıbrıs’ın en sulak olan bölgesidir. Tek suya ihtiyaç olmayan bölgedir. Bu kadar verimli ve güzel bölgede böyle kirli sanayinin düşünülmesi bile kabul edilemezdir” dedi.