Suna ERDEN 

Son günlerde ağaç katliamları tartışma konusu olurken Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri Doğan Sahir, gün geçtikte ormanlık alanları azaldığını ve ağaçların yok olduğunu söyledi. Özellikle 2004 yılından itibaren ağaç katliamının seri bir şekilde başladığını ve günümüze kadar yüzbinlerce ağacın yok olduğunu kaydeden Sahir, bunun nedeninin 2004 yılında yaşanan inşaat patlaması olduğunu ifade etti. 

Star Kıbrıs’a konuşan Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri Doğan Sahir, 1970 yılından 2004 yılına kadar ormanlarda yangınlar nedeni ile kayıplar yaşandığını, 2004 yılından sonra inşaat için arazi parselleme, yol yapımları, yatırım amaçlı tahsis edilen orman arazileri, kaçak ağaç kesimlerinin çoğalması gibi nedenlerden dolayı kayıplar yaşandığını belirterek, “İnsanlık yangınlardan daha fazla ormanlara zarar veriyor” dedi. 

ORMANLIK ALANLAR GİTTİKÇE AZALIYOR 

Tapuda ormanlık arazilerin yüzde 19 olarak belirlendiğini ancak gerçek orman niteliğindeki alanların yüzde 7 olduğunu kaydeden Sahir, tapuda ormanlık alanların yüzde 19 olarak belirlense de bu oranın bugün itibari ile yüzde 18’e düştüğünü ve yüzde 18’lik kısmının tümünün ise devlete ait olmadığını özel şahıslara ait olduğunu dile getirdi. Sahir, “Şuanda mevcut olan yüzde 18 oranındaki ormanlı arazilerin yarısına yakını özel şahıslara ait. Özel şahıslar ticari amaçlı bu alanları arazi olarak satabilirler. O zaman ülkedeki ormanlık arazi alanı daha da düşer” şeklinde konuştu. 

DOĞADA DENGE İÇİN YÜZDE 30 ORMAN GEREKİYOR 

Ormanların ekolojik dengeyi koruduğunu, ısı dengesini sağladığını, erozyonu önlediğini, yer altında suyun geçmesini sağladığını, tozu filtreleyip, havanın nemini dengelediğini kaydeden Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri Doğan Sahir, ancak bunların olabilmesi için bir ülkede yüzde 30 oranında ormanlık alan olması gerektiğini dile getirdi. 

Sahir, yeterli olmadığı halde ormanlara sahip çıkılacağı yerde tarımsal faaliyetler, inşaat için parselleme veya yol yapımı için ağaçların katledildiğini ifade etti. Sahir, ormanların en büyük düşmanının aslında yangınlar olduğunu ancak insanlığın yangınlardan daha fazla ormanlara zarar verdiğini dile getirdi. 

İNSANLIK DAHA ZARARLI 

Sahir, 1970 ile 2004 yılları arasında orman ve ağaçlarda yaşanan kayıpların yangınlardan ya da ağaçlara musallat olan böceklerden kaynaklandığını ancak 34 yılda ormanlara yangınların veremediği zararın 2004 yılından sonraki 11 yıllık süreçte insanların verdiğini söyledi. Sahir, 2004 yılından itibaren sayım yapılmasa da elde ettikleri genel tespitte 200 binden fazla harnup ve zeytin ağacının yok olduğunu ifade etti. 

Sahir şöyle dedi: 

“1970 ile 2004 yılları arasında ormanlarda ve ağaçlarda yaşanan kayıplar yangınlardan dolayı oldu.2004 yılından sonra ise inşaat patlamasından dolayı 200 binden fazla ağaç yok oldu. Emlak yapımı için ağaçlar kesildi ve şahıslar bu dönemde ağaçlarını gözden çıkardı. Son zamanlarda ise ormanlık alanlar ve ağaçlar ya yol yapımları esnasında yok oluyor ya yatırım amaçlı devlet izni ile parselleniyor. Ya da artan odun sobası kullanımı nedeni ile kaçak kesimlerden dolayı zarar görüyor. Öte yandan zamanında tedbir alınmadığı için çam kese böceği, kırmızı böceklerden dolayı ağaçlar hastalanıyor ve zarar görüyor.” Sahir, Karpaz yolu, Çınarlı’dan geçip gelen yol, Akatu boğazından geçen yolun ormanlık araziler içinden geçtiğini ve doğaya zarar verdiğini söyledi. 

DAHA FAZLA KORUMA ŞART 

Ormanlardan sorumlu olan Orman Dairesi’nin yeteri kadar ağaçlarla ilgilenmediğini savunarak, bir sivil toplum örgütü olarak meyve ağaçlarının bakıma alınması, ormanlarla ilgili çam kese böceği ve kırmızı böcek ile ilgili çalışmalar yaptıklarını dile getirdi. Sahir, ormanların ve ağaçların korunabilmesi için etkili bir denetim ve kaçak kesimlere caydırıcı cezalar verilmesi gerektiğini belirterek, bu konudaki görevin hükümetlere düştüğünü ifade etti.