Suna ERDEN 

Sanayi ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte el emeği, göz nuru isteyen birçok meslekte kaybolup gitti. Kıyafetten, ev eşyasına birçok ürünün yerini sanayi malları alırken, zanaatkârlıkta yavaş yavaş bitmeye başladı. İşte bu mesleklerden biri olan mobilya döşemeciliği de hazır mobilyacılık karşısında yok olup gitti. Hem döşemecilik yapan usta sayısı hem de eskiyen koltuklarını döşetmek isteyen ya da mobilya yaptıran insan sayısı azaldı. 

44 yıldır mobilya döşemeciliği yapan Hasan Akar, geçmiş yıllarda insanların eşyalarını kolayca gözden çıkarmayıp yenilediğini ancak günümüzde onarmak yerine atıp yenisini almayı terci ettiğini söyledi. Star Kıbrıs’a konuşan Akar, “Hazır koltuk satan mağazaların çoğalması, ithal mallara olan düşkünlükten dolayı insanlar koltuğun döşemesinde küçük bir delik olsa dahi yaptırmayı düşünmüyor. Kredi kartlarına güvenip herkes yeni şeyler alıyor. Toplumun bir kesiminde müsriflik alıp başını giderken, bir kesimi ise yerlerde sürünüyor. Şimdi gençler iş öğrenmek yerine her ay cep telefonu değiştiriyor” dedi. 

ZAMANDA İNSANLAR DA DEĞİŞTİ 

1972 yılından beridir döşemecilik yaptığını, 7 yıl boyunca da Güney Kıbrıs’ta çalıştığını anlatan Hasan Akar, geçmiş yıllarda zanaatkâr sayısının oldukça fazla olduğunu ancak günümüzde bu sayılarının giderek azaldığını söyledi. 

Girne’de döşemecilik işi yapan sadece iki kişi kaldığını ifade eden Akar şunları söyledi: “Mesleğe ilk başladığım yıllarda insanlar mobilya yaptırır, bizde döşerdik. Neredeyse her mahallede bir usta vardı. İnsanlar eşyalarını kolay kolay atmaz tamir ettirirdi. İnsanlar mobilya almaz yaptırır ve en kalitelisini isterdi. Zanaatkârlar çok önemli insanlardı. Herkes ustalara saygı duyardı. Her usta, bir çırak yetiştirir, geleceğe hazırlardı. Anneler, babalar tatil zamanlarında iş öğrensin diye çocuklarını ustaların yanına gönderirdi.” 

NE USTA KALDI NE DE USTA OLMAK İSTEYEN 

“Ancak günümüze baktığımız zaman ne usta kaldı ne de usta olmak isteyen. İnsanlar eşyalarını tamir etmek, onarmak yerine atıp hemen yenisini alıyor. Hazır koltuk satan mağazaların çoğalması, ithal mallara olan düşkünlükten dolayı insanlar koltuğun döşemesinde küçük bir delik olsa dahi yaptırmayı düşünmüyor. Kredi kartlarına güvenip herkes ha bire yeni şeyler alıyor. Toplumun bir kesiminde müsriflik alıp başını giderken, bir kesimi ise yerlerde sürünüyor. Şimdi gençler iş öğrenmek yerine her ay cep telefonu değiştiriyor.” 

SADECE İKİ KİŞİ KALDIK 

“Girne bölgesinde şuanda döşemecilik yapan sadece iki kişi var. Koltuklarını döşetenler ise alım gücü çok düşük olan insanlar. Yenisini alamadığı için kılıfını değiştiriyor. Bunu yaparken de bin bir dereden su getiriyor. En ucuzu neyse onu yaptırmak istiyor. Öte yandan bu işten elde edilen gelirde yok denecek kadar az hale geldi. İnsanlar kaliteyi değil, fiyatını düşünüyor.” 

ÇIRAK DAHİ BULAMIYORUM 

“Bu gidişle ülkede zanaatkâr kalmayacak. Ne terzi, ne yorgancı ne de başka işler yapan ustalar yavaş yavaş piyasadan tamamen çekilecek. Halk sadece hazır giyim, hazır mobilya satanların eline kalacak. Ayrıca, gençler de zanaatkâr olmak istemiyor. Bu işleri yapmak isteyen birini bulmakta zor; Eskiden olduğu gibi çırak yetiştiremiyorum. Çünkü kimse gelip iş öğrenmek istemiyor. El iş göz nuru ve kabiliyet isteyen zanaatkârlık tarih oluyor.”