Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, ikinci kez adaylık konusunda henüz resmi bir açıklama yapmadı. KKTC’nin 31’inci kuruluş yıldönümü olan 15 Kasım’dan sonra açıklama yapacağını belirten Eroğlu, kendisine ‘artık emekli çıksın” diyenlere önemli mesajlar gönderdi. Sağlığının yerinde olduğunu, sabah 08.30’dan itibaren çalışmaya başladığını ve gücünü koruduğunu belirten Eroğlu “koşabilirim”dedi.

Diyalog TV’de ‘Son Durum’ programına konuk olan ve Reşat Akar’ın sorularını yanıtlayan Eroğlu şöyle dedi:

“Çok şükür ki enerjim azalmadı.Çünkü ben hiç yan gelip yatmadım. Cumhurbaşkanlığım süresince hergün saat 08.30 dan itibaren vatandaşlarla görüşmelerimi devam ettirdim. Halktan kopmadım. Sağlık bakımından herhangi bir sorunum yok. Ayaklarım sağlam, dolayısıyla gücümü hala koruyorum.” 

İrsen Küçük’e ‘kolay gelsin’

Eroğlu “UBP sizi destekleyeceğini açıkladı, ancak parti içinde bir grubun adaylığınıza karşı çıktığı belirtiliyor. Ayrıca İrsen Bey, adaylık konusunu düşünmekte olduğunu söylüyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Şimdi biz birbirimizi iyi tanırız veya tanıdığımızı zannederiz tabi ki kendi gücünü bir parti başkanı genel seçimde görür zaten. Bir parti başkanı tabi ki her zaman partisini iktidara taşıyamaz ama bir genel seçimde fazla oy kaybettiği zaman hele kendisi de seçim kaybettiği zaman bunun izahı biraz zor olur. Ama tabi ki herkes Cumhurbaşkanlığına aday olabilir. İrsen bey de olabilir başka insanlar da olabilir. Ben kimseyi Cumhurbaşkanlığına aday olacak diye suçlayacak bir kişiliğe sahip değilim. Çünkü dediğim gibi aranan vasıfları uygunsa herkes Cumhurbaşkanı adayı olabilir, kendisi de aday olursa “kolay gelsin” diyebilirim başka bir şey diyemem.”

Bir oy hesabı yapıyor

“Ben başka aday görmedim İrsen bey de tereddütlü konuşuyor zaten. Bazı sohbetlerimde bir oy da alsam Eroğlu’na zarardır dediğini de bilirim televizyonda konuştuğunu da duydum tabi. İrsen bey aday olur veya olmaz ama herkesin aday olma hakkı vardır noktasındayım. O yüzden kim aday olursa olsun ben onu suçlayacak değilim, öyle bir hakkım da yok, yetkim de yok zaten. Siyasi hayatımda makamlarım yükseldikçe bu gibi şeyleri çok gördüm. Mesela İrsen beyi evet destekledik Başbakan da oldu ama bana kapılarını kapatan  veya Cumhurbaşkanılığı kapılarını milletvekillerine Bakanlara yasaklayan kendisi oldu. Bunu herkes biliyor. Bilmese de söylüyorum duysunlar diye. Ben İrsen beye parti başkanı seçilmesi için gerekli desteği verdim ama siyaset hata kabul etmez kurultaylarda sen herkesi kucaklayamazsan, bana oy veren ve vermeyen diye ikiye ayırırsan seçmeni, o parti mutlaka zarar görür. Kurultayda en büyük problem neydi? Bana oy verenler yaşayacak bana oy vermeyenler gidecek. Böyle bir zihniyet hiçbir zaman partiye menfaat sağlamaz. Bakın ben en çok kurultaylara giren kişiyim hiçbir zaman yüzde 100 kurultaylardan oy alamadım yüzde 70 oy aldıysam yüzde 30 da bana oy vermedi. Ben ne yaptım? Önce bana oy vermeyenleri kucakladım. 

Mesela Tahsin bey bana karşıydı, kurultaylarda karşı karşıya geldik. Tahsin beyi destekleyen arkadaşlardan ikisini bakan yaptım çünkü kurultayda birden fazla aday varsa kurultay delegesinin iki şansı vardır. Ya bana verecek ya diğerine verecek. Ama sonuçta verdiği kişide herkesi kucaklayacak. Dolayısıyla kurultay bittikten sonra Genel Başkan olan kişi herkesi kucaklayacak çünkü asli görev herkesi kucaklamaktır. Ben siyasi hayatımı hep bu şekilde yaşadım hiç kimseyi dışlamadım bana oy vermedi diye hatta bana oy vermeyenlerde de önce onları ziyaret ettim. Bu gayet normaldir ya bana verecekti ya da ona verecekti diyerekten sohbete  başlar  o kısmı pekiştirdik. Şimdi sen koca bir partiyi ikiye ayırıyorsun bana oy verenler ve vermeyenler diye! Bana göre büyük bir hata ve bu seçimlere de yansır. Benden olanlar kalacak benden olmayanlar da gidecek dersen parti  ikiye bölünür, işte bu yüzden bu kadar karma oy çıktı.”

UBP toparlanıyor

Cumhurbaşkanı Eroğlu “UBP içindeki  bölünmüşlük bitti mi” şeklindeki soruya şu yanıtı verdi: 

“Bence UBP toparlanmaktadır onu söyleyebilirim. Yani belki bazen iktidarlarında halkın beklentilerine cevap vermemesi halinde ana muhalefet partisine güç verir. Yani ana muhalefet hareket ettiğinde biraz toparlanma başlar şimdi görüyorum bu yönde bir toparlanma var. Ben bölgeler ve ilçelerle görüşmeye başladım  ne kadar erken olursa o kadar bereket olur bu kadar da parti toparlanabilir.”

Talat’a üzüldüm

Eroğlu “Sayın Talat’ın aday gösterilmemesini nasıl karşıladınız” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Aday olmamasına üzüldüm. Talat bey kendisini nisanda yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine iki üç seneden beri hazırlayan bir kişiydi. Çünkü köy ziyaretleri de yapıyordu ve aday olmak hakkıydı diye düşünüyorum. Ama kendisi acele etti. Bir de diğer yandan bakmak lazım bir kere partisinin tüzüğünü bilen bir kişi olması gerekir. Parti  başkanlığına soyunana bir kişidir şu anda. Dolayısıyla parti tüzüğünü iyi bilmesi gerekiyor. 

Partisinin tüzüğünde bir madde vardır ki Cumhurbaşkanlığı için aday kabul ederler ama Talat bey partiyi zorlamaya çalıştı. ‘Beni aday gösterin adayınızı açıklayın’ demeye başladı. Baskı uygulayınca bu şartlarda da tüzük gündeme çıktı. ‘Müracaat kabul diliyorsa ben müracaat etmem’ demeye başladı. Büyük de bir laf söyledi. Tabi müracaat eden kişi o da vardır ama sanırım orada da partide başka beklentiler vardı. Üzüldüm Talat beyin hakkıydı aday olmak. “

“Size rakip olmasını tercih eder miydiniz” sorusuna da Eroğlu şu yanıtı verdi: 

“İyi bir rakibim olurdu. Ama ben bunu tartışmak değil niyetim ben Talat beyin hazırlığını bilen bir kişi olarak söylüyorum.Yıllardır her Cumartesi köy ziyaretlerine gitti. Bunları bildiğim için üzülüyorum. Partiyi zorladı döndü partiyi telkin etti bu şartlarda ben müracaat etmem tüzüğü ön plana çıkardı. Onunla kapatmaya çalıştı o da olmadı.Ama benim bildiğim Talat bunu hazmetmez Genel Başkanlığa oynar. Son zamanlarda bana karşı saldırıları arttırmıştır. Bana saldıranlar CTP içinde daha revaşta olur. Ben Talat’ı bir dost olarak da görüyorum. Mesela rahmetlik Özker Özgür benim çok samimi dostumdu.” 

Anastasiadis zorluk çıkarıyor

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs sorunuyla ilgili soruları yanıtlarken, Rum liderinin, müzakerelerden kaçmak için bahaneler aradığını söyledi.

Daha önce Piri Reis’in aynı maksatla adaya gönderildiğini, fakat müzakerelerin kesilmediğini anımsatan Eroğlu “şimdi Hayreddin Paşa gönderildi diye müzakerelerin kesilmesi doğru değil” dedi.

Rum lideri Anastasiadis’in, müzakere sürecinde masaya harita koymadığını, ancak Annan Planı’nda yer almayan birçok köyün iadesi için bir liste verdiğini söyledi. Rum tarafının taleplerine açıklık getiren Eroğlu “Annan planında Karpaz’dan 4 köyün iadesi öngörülüyordu, ancak bu listeye göre şimdi tüm köylerin iadesi isteniyor”dedi.

KKTC nüfusunun üçte ikisinin göçmen durumuna düşmesi halinde, yıllarca sürecek iskan sorununun yaşanacağını anlatan Eroğlu, bu tür yaklaşımların kabul edilemeyeceğini kaydetti.

Tüm vatandaşlar kalacak

Rum liderinin, TC kökenli KKTC vatandaşlarına karşı olduğunu söyleyen Eroğlu şöyle dedi:“Annan Planı’nda öngörülen 35 bin kişinin kalmasına dahi karşı çıkıyorlar. Halbuki vatandaşımız olan herkes, sayısı ne olursa olsun bu ülkede kalacaktır. Biz vatandaşlar arasında ayrımcılık yapamayız. Ayrıca, Türkiye’nin garantörlüğüne, Türk askerinin adadaki varlığına karşı çıkıyor.”