Başbakan Ahmet Davutoğlu, IŞİD hedeflerine yönelik hava saldırısına ilişkin, "DAEŞ hedefleri yüzde yüz isabetle vuruldu" dedi.

Danıştay ve Yargıtay başkanlarını ziyaretinden sonra basının karşısına geçen Davutoğlu, Türkiye'nin kritik bir süreçten geçtiğinin altını çizerek, "Çevre ülkelerin çoğunda kamu düzeni sarsılmış, terör örgütünün baskıları altında son derece kaotik bir dönem yaşanıyor. Güvenlik boşlukları sınırlarımızı etkiliyor. Türkiye kendi güvenliğini tahkim etmek, diğer taraftan özgürlükçü demokrasiyi korumak zorunda. Çevredeki ülkelerin çoğunda seçim yapmayı bırakın, günlük hayatı bile sürdürmek mümkün değil. Ama Türkiye sadece bölgenin değil dünyanın en güçlü demokrasilerinden biri olduğunu ortaya koydu" dedi.

IŞİD OPERASYONU

Başbakan, IŞİD hedeflerine yönelik hava saldırısına ilişkin de bilgi verdi. IŞİD hedeflerinin yüzde yüz isabetle vurulduğunu ve operasyonun hedefine ulaştığını kaydeden Başbakan, bölgedeki hareketliliği dikkatle izlediklerini, tehditlere en sert cevabı vereceklerini anlattı.

TERÖR ÖRGÜTLERİNE YÖNELİK OPERASYON

Yurt çapında terör örgütlerine yönelik gerçekleştirilen operasyonlara da değinen Başbakan Davutoğlu, 16 ilde düzenlenen operasyonların bir süreç olduğunu, bir bölgeyle sınırlı olmadığını, toplam 297 kişinin gözaltına alındığını, bunların 37'sinin yabancı uyruklu olduğunu açıkladı. Davutoğlu, devam eden operasyonlarda çok sayıda mühimmat ve silah ele geçirildiğini de ekledi.

'Türkiye savaşa girecek" söylentileriyle ilgili olarak da Davutoğlu, "Herhangi bir savaşın parçası değiliz" dedi.

"PKK VE IŞİD'İN SALDIRILARINDA PARALELLİK VAR"

7 Haziran seçimleri sonrasında Türkiye'nin yeni bir döneme hazırlandığı, hükümet ortaklığı görüşmeleri yapıldığı ve milletin beklentileri doğrultusunda adımlar atıldığı esnada üçlü bir kıskaç terör saldırısı ile karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Başbakan Davutoğlu, "Bir taraftan, daha biz 2013 Ekim ayında kendisini terör örgütü olarak ilan ettiğimiz, her aşamada da Suriye'deki yıkıcı ve tahrip edici özelliği dışında İslam dünyasında oluşturduğu son derece kötü algı dolayısıyla açıktan tehdit olarak gördüğümüz DEAŞ'ın saldırıları Suruç'ta intihar saldırısı ve dün itibariyle de sınırımızda bir astsubayımıza yapılan saldırı sonrasında bir DEAŞ tehdidi açık bir şekilde gündemde. Bu tehdit ile mücadele için planlama yaparken terör örgütü PKK'nın birçok ilde araç yakmaları dışında Adıyaman'da bir askerimizi şehit etmesi, Ceylanpınar'da iki polisimizi şehit etmesi ve bunu küstahça ve alçakça üstlenmesi ve ardından Diyarbakır'da bir polisimizi şehit etmesi… Dikkatinizi çekerim, PKK'nın terör eylemleri ile IŞİD'in terör eylemleri arasında neredeyse bir paralellik ve eşzamanlılık var. Suriye'de karşı karşıya oldukları düşünülen gruplar Türkiye'yi hedef aldıklarında ortak bir zeminde buluşabiliyorlar. Suruç'ta katledilen vatandaşlarımızın acısı yüreğimizdeyken, İstanbul sokaklarında kalaşnikoflu gösteri yapmaya kalkışan, bu çerçevede bütün yasal tedbirlere rağmen yüzlerine maske takmaya devam eden DHKP-C ve bağlantılı örgütlerin sahneye çıktığını görüyoruz. Biz bunların tesadüf olmadığını değerlendiriyoruz. Türkiye'de demokrasi kökleşmiş, katılım son derece yüksek bir seçim gerçekleşmiş, temsil kabiliyeti dünyada örneğine az rastlanır bir Meclis tablosu varken, teröre tevessül edilmesi hem bir tesadüf değildir hem de mutlaka mukavele edilmesi gereken bir tehdittir" diye konuştu.