Özlem Çimendal

Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) Genel Başkanı İzzet İzcan, ülkede yaşanan sorunların ve buhranların toplumun günlük hayatına olumsuz etki ettiğini söyleyerek, ülkede son günlerde yaşananlara bakıldığında bunun açıkça görülebileceğini ifade etti. Türkiye’nin izlediği yanlış dış politikanın yansımalarının KKTC’de de görüldüğünü söyleyen İzzet İzcan, KKTC’nin yeterli iradeyi göstermediği birçok siyasi sorunun bugün içinden çıkılmaz bir hal aldığını ifade etti. İzcan devletin artık maaşları bile ödeyemeyecek duruma geldiğini söyleyerek, bu kötü gidişe bir an evvel son verilmesi için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesinin kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

“Ekonomik sıkıntı içerisinde olan bir toplumun ruh sağlığı bozulur”

KKTC’de son yaşanan ve kamuoyunda infial yaratan olaylarla toplumun nasıl bir buhran yaşadığının açıkça görüldüğünü ifade eden İzzet İzcan, sorulması gereken asıl sorunun ‘bu ülke insanını mutsuz eden şey nedir?’ olduğunu söyledi.  İzcan, bu soruya cevap verildiğinde birçok sorunun açık ve net bir şekilde ortaya çıkacağını ifade etti. “Bu soruyu incelediğimiz zaman bunun cevabını bulabiliriz. Ekonomik sıkıntı içerisinde olan bir toplumun ruh sağlığı bozulur ve bu sıkıntılar da gündelik hayata yansır” diyen İzcan, Esnaf ve Zanaatkarlar  Odası’nın yaptığı açıklamaya göre her 4 kişiden 1’inin haciz, alacak-verecek olayından mahkemelik olduğunun ortaya konulduğunun altını çizdi.

“KKTC’de artık sınıflar arası farklılık var”

KKTC’de artık sınıflar arası farklılık oluştuğunun görüldüğüne değinen İzzet İzcan, “Sınıflar arasında uçurum oluştu. Orta sınıf ortadan kalkıyor. Kaynakların yüzde 80’ini kontrol eden yüzde 20 mutlu bir azınlık var” dedi. Eskiden kamunun cazip olmasını eleştirdiklerini, emekçiler arasındaki farkı kabul etmediklerini söyleyen İzcan, bugün gelinen noktada kamunun da cazibesini yitirdiğini artık hak edenin dahi hak ettiği emeğinin karşılığını alamayan bir pozisyonda olduğunu vurguladı.

"Emek artık en yüce değer değil, yerlerde sürünüyor”

“Emek artık en yüce değer değil, yerlerde sürünüyor. Askeri ücret artmıyor, eşelmobil faaliyetten çıktı, Göç Yasası’na dur denmiyor” eleştirisinde bulundu. İzcan, “Eşit işe eşit ücreti çiğneyeceksiniz. Maaşlara zam yapmayacaksınız ve alım gücünü düşüreceksiniz toplumu göçe zorlayacaksınız” diyerek mutlu azınlığın dışındaki insanların artık refah içinde yaşama haklarının ellerinden alındığı ve açlığa mahkum edilmeye çalışıldığını savundu.

“Toplumda infial yaratan olaylar yüzeysel bakılacak kadar basit değil”

İzcan, geçtiğimiz günlerde yaşanan kardeş cinayeti konusunun yüzeysel bakılacak bir konu olmadığını aslında bu resmin derinliğine inildiğinde toplumun yaşadığı sorunların gündelik hayatlarına etkisinin görülebileceğini belirtti. İzcan şöyle konuştu:

“Geçtiğimiz gün toplumda infial yaratan kardeş cinayetinde bir kardeşin abisini 4 el ateşle öldürmesi kabul edilemezdir. Bunu bir oda kavgasına indiremezsiniz. Belli ki bu genç arkadaşın sorunları vardı. Bu normal bir ruh hali değildir. Toplumun ruh hali artık bozuluyor. Şu anda uyuşturucu kullanım yaşı 11’e indi” dedi.

“Devlet kılıf uydurulmuş, yasa dışı alanlardan vergi alıyor…”

Toplumun sosyal yapısının bozulduğunu belirten İzcan, burada devlet yetkililerine çok büyük sorumluluklar düştüğünü, yaşanan bu olaylarda devletin vurdumduymaz tavrının daha fazla sürdürülebilirliğinin kalmadığını kaydetti. İzcan,  artık herkesin elini taşın altına ciddi anlamda koyması gerektiğini ifade ederek şöyle dedi:

“Bütün dünyada bazı sektörlere devlet gereğinden fazla özen gösterip dikkat ediyor. Kumarhane, gece kulüpleri, kara para aklama, yer altı işleri, gece kulübü adı altında farklı amaçlara hizmet ederek faaliyetlerine devam eden alanlara özellikle sıkı denetimler getirilmeli. Devlet farklı imaj ve kıyafet altında yürütülen bazı faaliyetlerin farkında mı? Evet farkında. Buna izin veriyor mu? Evet veriyor. Maliye Bakanlığı’ndan vergi memurları bu faaliyet alanlarına gidip oturup bu işten ne kadar vergi alması gerektiği konusunda çalışmalar yapıyor mu? Evet yapıyor. KKTC uluslararası kurumların raporlarına da girdi. KKTC şu an kara para aklama merkezi, uyuşturucu transit geçiş merkezi ve kadın ticaretini yapan yer olarak anılmaktadır. Bunun da sorumlusu CTP ve UBP iktidarlarıdır. DP’yle yapılan koalisyon iktidarlığıdır. Bunlar engellenmiyorsa, bunlar bilinerek devam ettiriliyorsa sorumlu da devleti yöneten kimse odur.”

Türkiye’de kapanarak KKTC’ye aktarılan kumarhanelerin de ülkenin imajında ciddi bozulmalar yarattığını savunan İzcan, “Biz KKTC’nin böyle anılmasını istemiyoruz, sağlık, kültür turizmi açısından anılmasını, refah ve adaletli bir dağılımın olduğu bir ülke olarak anılmasını istiyoruz” dedi.    

“Asıl suçlular ‘şükrancılar’, ‘evet efendim’cilerdir”

Bir ülkenin toplam borcunun Gayri Safi Milli Hasılası’nın yüzde 60’ını geçmesi durumunda o ülkenin  bozulmaya başlayacağına dikkat çeken BKP Genel Sekreteri İzzet İzcan, “Bizde bu oran yüzde 76’dır. Yunanistan’a acıyoruz ama onlarınki de yüzde 77’dir. Bizim bu hale gelmemizin en büyük nedeni de buradaki ‘şükrancılarla’ ‘evet efendimci’lerin birlikte uyguladıkları politikalardır. Bunu yapan da şu an mevcut koalisyon hükümeti CTP-UBP koalisyonu ve daha önce oluşturulan CTP-DP hükümetidir.”

“Vanaları Türkiye kapadı”

Asrın Projesi olarak adlandırılan Türkiye’den KKTC’ye su temini projesinin şu anda tam olarak hayat bulamamasının sebebini KKTC’nin artık anavatan Türkiye’yi kandıramamasına bağlayan İzcan, “Su olayında her şey ortaya çıktı. Vana kapandı ve bunu açamayız. İrsen küçük döneminde imzalanan protokole Özkan Bey döneminde tıs çıkmadı. Türkiye’ye ekonomide reformlar yapacaklarını söylediler, 200 trilyon reformlara dönük bütçeye para kondu. Ama söyledikleri hiçbir ekonomik reformu başarılı bir şekilde hayata geçiremediler ve TC Yardım Heyeti de parayı bloke etti ve kullandırmadı. Devlet artık maaşları ödeyemez duruma geldi. Maliye, Ekonomi, Başbakanlık müsteşarları ortak yol aramak için Türkiye’de görüşmeler yapıyorlar” dedi.

“Har vurup harman savrulan bütçenin ceremesini toplum ödüyor”

İzcan, bütçedeki paranın gereksiz ve keyfice kullanılıp, çarçur edildiğini bir taraftan da paranın harcanması gereken yerlere harcanmaması nedeniyle bazı önemli hususların ülkenin kanayan yarasına dönüştüğünü söyledi. İzcan, ülkenin kanayan yarası haline gelen sorunların başında gelen yol sorunlarının haftalardır ülkenin yasa boğulmasına neden olan trafik kazlarına neden olduğuna da dikkat çekti.  İzcan, “Biz gece kulüplerinin kapatılmasını istiyoruz, kumarhane meselesinin üstüne gideceğimizi söylüyoruz, kara para çetelerinin birbiriyle dalaştığı ve partizanlık yüzsüzlüğünün yaşandığı köhneleşmiş bir düzeni reddediyoruz.  Bizim sol yanlı mücadelemizde bunlara müsaademiz yoktur” dedi.

“Türkiye’nin AB üyeliği dondurulmuş durumda”

Türkiye’nin AB üyeliğinin donmuş durumda olduğundan da bahseden İzcan, AK Parti ve Tayyip Erdoğan’ın uyguladığı dış politikanın duvara vurduğuna vurgu yaptı ve şu ifadeleri kullandı:  “Davutoğlu da bu duvara vuran dış politikanın mimarı oldu. Bugün Türkiye’nin kavga etmediği bir tek komşusu kalmadı. Rusya, Suriye, Ermenistan, Irak, Mısır, Yunanistan, Güney Kıbrıs, İran, Bulgaristan hepsiyle kavgalı. AK Parti neoosmanlı yani yeni Osmanlıcı politikası uyguluyor. Komşuları ve husumetli olduğu ülkelere baktığımızda bunu açıkça görüyoruz. Bütün bu kaybedilen topraklarda toprak hakkı iddia ediyor ve öfkesi de buradan kaynaklanıyor.”

“AKP’nin iç politikası devlet terörüne dönüştü”

AKP’nin iç politikasının da giderek bir iç çatışmaya devlet terörüne dönüştüğünü söyleyen İzcan, Türkiye’de artık ifade özgürlüğü ve demokrasiden bahsedilemeyeceğine işaret ederek konuşmasını şu ifadelerle tamamladı: “Bir ülkede basın tarafsız olmazsa özgür olmazsa o ülkede hiçbir şeyden söz edilemez. AKP’nin yapmaya çalıştığı başkanlık sistemi altında Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti suni İslam altında yeniden şekillendirmek. Basın özgürlüğünden de bahsedilemediği Türkiye’de yaşanan olaylarda biz Can Dündar’ın da diğer tutuklananların da yanındayız. Türkiye demokratik olarak gelişirse bu KKTC’ye de olumlu yansır ama bu şekilde devam ederse olumsuzluklar da peşimizi bırakmaz.”

Kaynak: Yeni Bakış Gazetesi