Remzi Samar

Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği eski Başkanı Alican Kabakçı, KKTC’de son yıllarda artan gübre kullanımının sakıncalarına dikkat çekerek, tarım arazileri ve tarım ürünlerinin hızla yok olması konusunda önemli uyarılarda bulundu.

Her şeyin aşırısının zararlı olduğuna vurgu yapan Kabakçı, gübre kullanımının fazla olduğu yönünde endişeler taşınırken Kuzey Kıbrıs’ta karantina sistemlerinin ne kadar kullanıldığı ya da denetimlerin yeterli olup olmadığının sorgulanması gerektiğine işaret etti.  

“Yetkililere bizim ülkemizde ithal edilen ürünleri ne kadar kontrolden geçmektedir?” diye soru yönelten Kabakçı, Bugün bir taraftan biz üzümde kalıntı var deyip üzüm bahçelerini sökerken acaba aynı günde bir gemi üzümün de ülkeye gelmesi tesadüf müdür?” dedi. 

“Donmuş yiyecekler de araştırılmalıdır”

Ülkede beslenme alışkanlığının değiştiğini savunan Kabakçı şunları söyledi, “Özellikle son 15 yılda ülkede yeme alışkanlığı değişmiştir. Hep donmuş gıdalara gidiyoruz. Acaba bunların ülke insanına ne kadar etkisi vardır. Bunu da bir araştırmak lazım. Bu ülkede yıllardır tarım yapılır, tarım ilaçları da yıllardır kullanılır. 30 yıl önceki tarımsal ilaçlar insan sağlığı açısında daha tehlikeliydi. Ama kanser oranlarında böyle bir artış da yoktu. Dolayısıyla son dönemlerde donmuş gıdaların ülkemizde her çeşidinin olduğu bir zaman denk gelmesi, acaba bu ülkeye ithal edilen ürünlerin ne kadar sağlıklı olduğunu da ben sormak istiyorum.  Bunun da iyi bir değerlendirilmesi ve çalışmalarının yapılması lazım”

“Karantina tedbirlerinin araştırılması lazım”

Kuzey Kıbrıs’ın bir ada ülkesi olduğuna işaret eden Kabakçı, şöyle devam etti, “Mutlaka ve mutlaka her türlü karantina tedbirlerinin alınması gerekir. Özellikle ülkeye ithal edilen ürünlerin daha çok denetlenmesi gerekiyor. Hayvancılıkta ve diğer alanlarda hastalıklarda bahsedilmektedir. Acaba bunlar bu ülkeye nasıl taşındı. Onların iyi analiz edilmesi gerekir.

“Üretici birliklerine de büyük iş düşüyor”

Ülkemizle ilgili tarım politikalarının tümünün gözden geçirilmesi gerekmektedir. En öncelikli sorularımızdan birisi tarım ürünleri bu ülkede yok olmaktadır. İnsan sağlığı ile ilgili olarak da hükümet edenler dünyada yapılan uygulamaları ülkemize getirmelidir. Üretici birliklerine de büyük iş düşmektedir. Hükümetin üreticileri bilgilendirilmesi gerekmektedir. Ama şu anda görüyoruz ki çiftçimizde kendi kaderine terk edilmiş bir durumdadır. Herkes aklına geleni yapmaktadır.” 

“Tarım arazileri yok ediliyor”

Ülkede tarım arazilerinin giderek yok olduğunu da savunan Kabakçı, Türkiye’den verilecek suyun geliş arifesinde tarım arazilerinin amacı dışında kullanılmasının çok acı verici olduğunu aktardı. Bununla ilgili örnekler veren Kabakçı, “Alayköy Sanayi Bölgesi… Bunlar hep tarım arazisine yapılan bölgedir. Diğer taraftan Haspolat Sanayii Bölgesi… Mağusa tarafına baktığımızda Mutluyaka’dan Mağusa’ya kadar olan tarım arazileri halen daha parsellenmekte arsa açılmaktadır. Mağusa- Boğaz arasında kırmızı topraklar var ki belki de ülkenin birinci kalitede olan en değerli tarım arazileridir. Hemen hemen hiç kalmadı. Dolayısıyla suyun ülkeye geleceği bir zamanda tarımda bir rahatlamadan bahsederken mutlaka Tarımsal Arazileri Koruma Yasası’nın da gündeme gelmesi gerekmektedir” dedi.

“Tarım politikaları sorgulanmalı”

Kabakçı, ülkedeki tarım politikalarının sorgulanması gerektiğine de dikkat çekerek, “Bir taraftan her gün Avrupa Birliği uyum yasaları yapılırken görüyoruz ki tarıma gelince hepsi unutulmaktadır. Bugün hükümetin bütçesine baktığımızda AB’de en önemli pay kırsal kalkınmaya ayrılıyor. Bu yüzde 40’lara varır. Maalesef bizim hükümetin bütçesi kırsal kalkınma için bırakın pay ayırmayı kalem dahi yoktur. Dolayısıyla bu çelişkiler varken ülkede, tarıma ne kadar değer verilir büyük bir soru işaretidir.

“İrsen Küçük Başbakanken hiç ilgilenmedi”

Çünkü ben hep söyledim İrsen Küçük Tarım Bakanı iken Çukurova Üniversitesi ile birlikte ülkenin tarımsal haritasını çıkarmıştı. Bu ülke için büyük bir güzellikti. Bu ülkenin birinciden başlamak üzere 7’nci dereceye kadar olan tarım arazileri o çalışmada belirlenmişti. O zaman çok büyük paralar harcanarak yapılan çalışmaydı. Birçok ülkeye de örnek olacak bir çalışmaydı. Ama tamam dedik İrsen Bey Tarım Bakanı’dır o kadar gücü yoktur. Bu ülke için tarım arazi yasası çıkarabilmesi için diye düşündük ancak kendisi de Başbakan olduğu dönemde bu konu ile hiç ilgilenmedi” ifadelerini kullandı.

“Verimli araziler başka sektörlere kaydırılıyor”

Kabakçı konu hakkındaki sözlerini şu şekilde tamamladı, “En azından onun Başbakan olduğu dönemde bu çalışmanın yapılmasını bekliyorduk o da olmadı. 2000 yılından 2015 yılına geldiğimizde son 15 yıl içerisinde en az 200 bin dönüm tarım arazisi bu ülkede inşaat sektörüne kaymıştır. Bu acı bir gerçektir. Bizim ülkemiz herhalde bu kadar büyük değildir ki arazilerimizi bu şekilde harcayalım. Ama gerçek olan ise şudur; bir taraftan tarımdan bahsediyoruz diğer taraftan tarım için gelecek sudan bahsederiz, ama tarımsal arazilerimizi korumak içinde hükümet eden hiç kimse parmaklarını kıpırdatmamaktadır. Aksine her geçen yıl daha da süratle tarım arazileri başka sektörlere kaydırılmaktadır.”