Eniz Orakcıoğlu

Yeni Bakış, Kıbrıs müzakerelerinin İsviçre’de gerçekleşecek kritik 2’nci süreciyle ilgili Cumhuriyet Meclisindeki Kadın Milletvekillerinin nabzını tuttu

 Meclis Başkanı ve CTP Milletvekili  Sibel Siber; “Yaşayabilir bir çözüm istiyoruz”

CTP Milletvekili ve Meclis Başkanı Sibel Siber, Kıbrıs sorununun 50 yılı aşkın bir sorun olduğuna dikkat çekerek, “Bu sadece bizim ülkemizde değil, bütün dünyada bıkkınlık yaratacak kadar uzamış bir sorun ve biz bu sorunun Kıbrıs Türk tarafı olarak her zaman çözüm irademizi yüksek tuttuk. Bu noktada biz yaşayabilir bir çözüm istiyoruz, kısacası iki toplum tarafından da büyük bir yüzdeyle benimsenmiş bir çözüm yaşayabilir umutlarını yükseltir. İki toplumlu, iki bölgeli ve kendi siyasi eşitliğe dayalı bir çözüm arzuluyoruz ki bu konuda iyimser bir hava var. Tabi ki bu havanın nasıl olacağı, bir çözümle mi sonuçlanacağı yoksa yine bir masanın dağılıp dağılmayacağı sanırım önümüzdeki yakın bir tarihte belli olacak. Bütün arzu ve umudumuz Kıbrıs Türk tarafı olarak nüfusu fazla ve ekonomik gücü yüksek olanın diğerine hâkimiyet kurmayacağı ve karşılıklı varlıklara saygılı, aynı zamanda barışın da içselleştireceği bir çözüm olmasıdır. Bu yöndeki duruşumuz nettir, 2004’de de zaten halkımız referandumda duruşunu göstermiştir, dolayısıyla böyle bir çözüm modeli, hepimiz tarafından benimsenecektir diye düşünüyorum” dedi.

“Rum tarafının göstereceği iyi niyeti göreceğiz”

Siber, Rum tarafına tanınmış bir devletin  getirdiği  rahatlıkta olduğunu da vurgu yaparak , “Uluslararası bir devlet olmanın getirdiği rahatlıkla bir taraftan ben çözüm istiyorum, diğer taraftan da diğer şapkamı giyerek devlet ilişkilerini sürdürüyorum şeklindeki bir rahatlığa artık müsaade edilmemeli diye düşünüyorum. Çünkü gerçekten bir çözüm iradesi varsa ve gerçekten bu şekilde bir çözüme hazırsa 50 yıldır konuşulan bu konunun da artık konuşulacak başka bir şeyi kalmadıysa  rum tarafının göstereceği iyi niyeti göreceğiz” diye konuştu.

UBP Milletvekili İzlem Gürçağ, “Kırmızı ve net çizgilerimiz var”

UBP Milletvekili İzlem Gürçağ ise , Kıbrıs sorununun 50 yıldır gündem oluşturan önemli bir konu olduğunu vurgulayarak, “Son dönemde Kıbrıs sorunu geçmiş yıllara göre daha da yoğunlaştırılmış şekilde gündemde yer almaktadır. Kıbrıs konusunda bizim olmazsa olmazımız ve kabul edemeyeceğimiz net kırmızı çizgilerimiz var. Bunlardan 1’incisi Türkiye’nin etkin ve fiili garantisidir. Bir diğer olmazsa olmazımız Türkiye’nin gerektiği durumlarda müdahale etme hakkına sahip olmasıdır. Bir diğer net çizgimiz ise taraflar arasında varılabilecek bir anlaşmanın da Avrupa Birliği’nin 1’inci hukuku olarak kayda geçmesi bizim için hayati önem taşımaktadır” şeklinde konuştu.

“2017’de sürecin devam edip etmeyeceği 20 Kasım’da belli olur”

Gürçağ, Mont Pelerin’de görüşmelerin 20 Kasım tarihinde tekrar kaldığı yerden devam edeceğini hatırlatarak, “Muhtemelen 20 Kasımda 5’li görüşmeler talep edilecek lakin 5’li görüşmenin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği şu anda net değildir. Gelinen noktayı da Sayın Cumhurbaşkanı eminim bizlerle tekrardan paylaşacaktır. Bunların yanında konulan hedef doğrultusunda çözümün 2016 yılının sonuna kadar olabilme olasılığını mümkün görmüyorum, zaten 2016’nın sonuna neredeyse gelinmiştir. Sürecin 2017 yılında devam edip etmeyeceği ise 20 Kasım’da yapılacak olan görüşmelere bağlıdır diye düşünüyorum” dedi.

CTP Milletvekili Doğuş Derya; “2017 ortasında referanduma gidilecektir”

CTP Milletvekili Doğuş Derya da, Liderlerin ve görüşmecilerin Mont Pelerin’de olumlu anlamda yol kat ettiklerine vurgu yaparak, “Liderlerin ekipleri ile birlikte genel anlamda da, Mont Pelerin’de de ortaya ciddi bir çaba koydukları ortadadır. Bu çabayı 2’inci Mont Pelerin’de de nihayetlendirme ve bir çerçeveyi artık bu yılın sonunda ortaya çıkarma yönünde bir irade koyacaklarına inanıyorum. Böyle bir durum olmazsa da Kıbrıs sorunun çözümü için son değildir,  bu konuda bir nihayetlendirme olmasa dahil ben son olduğuna inanmıyorum. Uluslararası koşullar ortada, müzakereler öyle veya böyle süreç yine devam edecektir, ama zaman kaybetmenin gereği olmadığını da düşünmekteyim. İnşallah 2017’dinin ortalarında referanduma gidilecektir ki durum onu işaret ediyor” dedi.

“Kıbrıs’ta bir çözüm önemlidir”

Dünyada bugün yükselen trendin liberal söylemlerin çöküşünü gösterdiğini vurgulayan Derya, “Şu an ABD Başkanlığına Tramp’ın seçilmesi ve Avrupa Birliğinde yükselen bazı Nasyonal hareketler gibi gelişmeler var, ama liberal söylemlerin çöküyor diye konuşulması da olumlu değildir. Aslında bu söylemler aşırı milliyetçi bir dünyanın geliyor olduğuna dair bir takım alametlerdir. Bu nedenle de Türkiye’nin içinde bulunduğu süreçte çok aktiftir.  Bu koşullarda Kıbrıs sorununun çözümü de bölgesel barış açısından bir çözümün olması daha da önemli hale gelmektedir” şeklinde konuştu.

CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe; “Olumlu bir hava yarartıldı”

CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe ise, Planlanan 2’nci Mont Pelerin zirvesinin gerçekleşmesinin önemli olduğunu vurgulayarak, “Bilindiği üzere liderler gerekli temasları yapmak için görüşmelere 1 haftalık bir ara verdiler. Geçtiğimiz gün AKEL’in süreci desteklediğini söylemesi, Anastasiadis’in diğer güç odakları partilerle görüşüyor olması da süreç için olumlu adımlardır. Bizim her şeyden önce beklentimiz yapılacak zirvenin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesidir. Çünkü zirveye gidilmediği sürece ister istemez endişelerimiz oluşmakta, bu noktada da Anastasiadis’in Başpiskoposla da görüşülmesi sonucunda olumlu bir hava yaratıldı. Yine görüşmelerde duyduğumuz, gördüğümüz kadarı ile olumlu, kriterlerin de belirlendiğini ve özellikle toprak konusunda adımların atıldığı bilgisi var. Bu kriterler çerçevesinde de artık görüşmelerin devam etmesi ve 5’li konferansın garantilerin konuşulması, özelliklede bütün meselenin kapanması için en erken bir tarihte zirvenin de yapılıp sonuçlanmasını istiyoruz” dedi.

“Birçok kez yol kazaları ile karşılaştık”

 Yıl sonuna doğru zamanın azaldığına işaret eden Özdenefe, “Önümüzdeki hafta gerçekleşecek süreç de sağlıklı bir şekilde giderse artık beklentimiz olan 5’li bir konferans olacak ki bizde bu arada CTP olarak temaslarımıza Güney’de de burada da devam edeceğiz. Bütün bunlar umut edildiği ve beklendiği gibi gerçekleşirse arkası zaten referandum olacaktır. Beklentimiz de bu yönde, ama maalesef bugüne kadar birçok kere toplumlar olarak yol kazaları ile karşılaştık. Kaldı ki bu olmazsa da sonrası için bu iş bitti gözü ile bakmıyorum. Bundan sonra başka yollara bakılacak şeklinde de düşünmüyorum. Maalesef ülkemizde bazı kesimler KKTC’nin tanınmasından tutun da B-C planı gibi bazı farklı fikirler telaffuz etmektedir. Kısacası olumsuz gelişmeler yaşanması ve son cephede bu virajın alınamaması halinde bazı kişi ve kesimlerin farklı alanlara açılabileceğimiz yönünde istekleri var. Kıbrıs’ta bugüne kadarki parametreler belli olup, uluslararası hukukun, uluslararası camianın ortaya koyduğu irade belidir, federal bir çözümden başka Kıbrıs Türk toplumunun menfaatine herhangi bir B planı yoktur.  Bu konuda ısrarcı olanlarda gerçeklere gözünü kapatmaktadır” diye konuştu.

“Federasyonu savunmaktan başka çaremiz yoktur”

Özdenefe, sözlerine şu şekilde son verdi; “Bu süreç arzu ettiğimiz yönde olumlu bir şekilde gelişmezse ardından seçimlere girilecek ve doğal takvimden dolayı farklı bir süreç yaşanacak. Bir süreliğine önemli bir yavaşlama olacak. Ama bizim federasyonu konuşup tartışmaktan, masada federasyonu savunup haklarımızı bu şekilde istemekten başka bir çaremiz olduğunu da düşünmüyorum”