Suna ERDEN 

Afrika’dan gelen kum fırtınası geçen yıl zeytinyağı üretiminde yüzde 80 kayba neden olarak zeytin üreticilerinin belini büktü. Piyasaya zeytinyağı çıkaramayan üretici sarı bidonlarda 2 ve 3 yıl stoklarda bekletilen zeytinyağlarını satışa sunarken, KKTC’de merkezi depolama sisteminin bulunmayışı sıkıntıyı ikiye katladı. Konuyla ilgili Star Kıbrıs’a açıklama yapan Kuzey Kıbrıs Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Birliği (ZEYBİR) Başkanı İrfan Çelik, geçen yıl yaşanan iklim şartlarından dolayı zeytin kaybı yaşandığını, bu nedenle sarı bidonlarda 3 yıldır stoklanan zeytinyağlarının piyasaya sürüldüğünü söyledi.
 
Üretim standardı, ürün denetimi olmadığı için piyasada ne olduğu belli olmayan yağlarla kaliteli yağlar arasında ödül ve ceza gibi bir fark olmadığını, kaliteli yağ ile kalitesiz yağın aynı fiyata raflarda satıldığını açıklayan Çelik, ülkede zeytinyağını sağlıklı bir şekilde depolayacak bir sistem bulunmadığını ifade ederek, yağı muhafaza edecek bir merkezi sistem olmadığı için yüksek kalitede ürün elde edilse dahi koruyacak bir sistem olmadığını dile getirdi. Kapalı durumda çürümeye terk edilmiş Zeyko Yağ Fabrikası’nın birliğe tahsis edilmesini veya kiralanmasını talep eden İrfan Çelik, Zeyko olmadığı sürece depolama yapamayacaklarını, yağı muhafaza edecek bir merkezi sistem olmadığı için yüksek kalitede ürün elde edilse dahi koruyacak bir sistem olmadığını dile getirdi. 
Çelik, Gıda Güvenliği Yasası’nın da henüz meclisten geçmediğini, üretim standartı, ürün denetimi olmadığı için piyasada ne olduğu belli olmayan yağlarla kaliteli yağlar arasında ödül ve ceza gibi bir fark olmadığını, kaliteli yağ ile kalitesiz yağın aynı fiyata raflarda satıldığını açıkladı. 

“STOKLARDA SAKLANAN YAĞLAR PİYASAYA SÜRÜLDÜ” 

Geride bırakılan 2013 yılında kum fırtınasının sektöre büyük bir darbe vurduğunu, yüzde 80 oranında zeytin kaybı yaşandığını ve dolayısı ile zeytinyağı üretimi yapılamadığını dile getiren Çelik, bu nedenle sarı bidonlarda 3 yıldır stoklanan zeytinyağlarının piyasaya sürüldüğünü ve üç aydır da zeytinyağı ithal edildiğini söyledi. Çelik, bu yıl ise kavurucu sıcaklardan dolayı bazı bölgelerde çiçeklerin kuruduğunu, ağaçların boş kaldığını bazı bölgelerde ise bu sorunun yaşanmadığını dile getirerek bu yıl yüzde 50 oranında bir kayıp yaşandığını dile getirdi. 

“ONLARA ZARAR ZİYAN PARASI YOK” 

İklim koşullarından dolayı yaşanan kaybın devlet tarafından tazmin edilmediğini, diğer üreticilerin aksine zeytin ve zeytinyağı üreticilerinin zarar ziyan parası alamadığını dile getiren Çelik, üreticinin ağacı sulayıp, gübreleyip, budayıp suladığını 
ancak ürün elde edemeyince zararını karşılanmadığını ifade etti. 

“HENÜZ BİR GIDA YASAMIZ YOK” 

KKTC’de yetişen zeytinlerin kaliteli ve besin değeri yüksek zeytinler olduğunu belirten çelik ancak ülkedeki yapısal sorunlardan dolayı üreticinin zeytinyağı üretimi ve depolaması konusunda sıkıntı yaşadığını vurguladı. Gıda Güvenliği Yasası’nın henüz meclisten geçmediğini hatırlatan Çelik, zeytin ve zeytinyağı üretimi ile ilgili ambalaj, paketleme, saklama koşulları ile ilgili tüzüklerin hazırlanıp uygulanmaya konması gerektiğini kaydetti. 

“ALMANYA ZEYTİNYAĞI İSTEDİ AMA SERTİFİKALI” 

Çelik sözlerini şöyle sürdürdü: “ Zeytinyağı ilaç haline gelmiş durumda. Örneğin Almanya zeytinyağı talep etti ancak bizden sertifika istedi. Ancak bizde üretim standartları olmadığı için dolayısı ile sertifika çıkarma gibi bir durum da yok. Bu nedenle değirmenlerin çalışması, yağın depolanması ile ilgili devletin desteğine ihtiyacımız var. Üretici en kaliteli yağı yapsa da bunu saklayacak ve sağlıklı şartlarda koruyacak bir yer yok.” 

“TANRI SERVETİ VERDİ KIYMET BİLEN YOK 

Zeytinyağının iyi koşullarda ve olması gereken üretim koşullarında yapılması halinde asitlendiğini, sağlık için faydalı olan besin değerinin düştüğünü kaydeden Çelik, “Ülkemizde en güzel zeytinler yetişiyor. Tanrının verdiği bir servet var. Ancak yüksek kalitedeki zeytinleri yağ haline getirirken gerekli şekilde yapamıyoruz. Yapısal sorunlardan dolayı yaşanan sıkıntıların hükümetin yönlendirici, koruyucu, teşvik edici ve denetleyici bir rol üstlenmesi ile giderilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. 

“ZEYKO’YA İHTİYACIMIZ VAR” 

Kapalı durumda çürümeye terk edilmiş Zeyko Yağ Fabrikası’nın birliğe tahsis edilmesi veya kiralanmasını talep eden İrfan Çelik, Zeyko olmadığı sürece depolama yapamayacaklarını, yağı muhafaza edecek bir merkezi sistem olmadığı için yüksek kalitede ürün elde edilse dahi koruyacak bir sistem olmadığını dile getirdi. 

“İYİ KÖTÜ ARASINDA FARK YOK” 

Çelik, üretim standardı, ürün denetimi olmadığı için piyasada ne olduğu belli olmayan yağlarla kaliteli yağlar arasında ödül ve ceza gibi bir fark olmadığını, kaliteli yağ ile kalitesiz yağın aynı fiyata raflarda satıldığını açıkladı. Geçen yıl yaşanan zeytin kaybı nedeni ile üç aydır zeytinyağı ithal edildiğini kaydeden Çelik, bir merkezi depolama sistemi ve ürün satın alma garantisi olması halinde üreticinin en kaliteli yağı elde etmek için daha çok çabalayacağını, AB standartlarına ulaşılması halinde ihracat imkânı bulacaklarını sözlerine ekledi.