Başbakan Ömer Kalyoncu, su ile ilgili karşılaştıkları muamelenin hoş bir muamele olmadığını söyledi.

Su konusunun uzayan ve daha da uzayacak bir konu olduğunu kaydeden Kalyoncu,  “KKTC Bakanları TC’ye giderse ve karşılarına müsteşar yardımları oturur burada bir sorun var. Bu, karşı karşıya kaldığınız durum ve neden ileri gitmediğinizin bir ürünüdür. Bunların değişmesi ve düzeylerle iletişime geçilmesi gerekir” şeklinde konuştu.

Meclis Genel Kurulu’nda su konusunda açıklamalarda bulunan Başbakan Ömer Kalyoncu, yerel su kaynaklarının işletmeciye devredilmeyeceğini ancak suların artık kontrollü olacağını aksi halde aküferlerin korunamayacağını da vurguladı.

TÖRE

Meclis Genel Kurulu’nda  Meclis Başkanı Sibel Siber’in ardından söz alan UBP Milletvekili Zorlu Töre, Cumhuriyet Meclisi heyetinin Türkiye’de yaptığı ziyaretin yerinde bir ziyaret olduğunu ve TC parlamentosuyla karşılıklı istişarelerin doğru bir yaklaşım olduğunu kaydetti.

Töre, “KKTC devleti olarak yasaların verdiği yetkileri yıllarca doğru kullansak TC yetkilileri bugün bize bunu söylemezdi. Türkiye vatandaşlarına vatandaşlık ve diğer konularda sıkıntı yaratılıyor. Hükümet genel affı gündeme getirmeli” dedi.

Kayıt dışı binlerce insan olduğunu ifade eden Töre, bununla başa çıkılmasının zor olduğunu kaydederek, TC vatandaşı çalışanların çok ciddi sıkıntılar yaşadığını anlattı.

30 yıl KKTC’de kalan ve suçu olmayan kişilere mutlaka vatandaşlık verilmesi gerektiğini ifade eden Töre, “Bunları bugün yapsak Türkiye Cumhurbaşkanı da bu soruları sormazdı” dedi.

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın“Güzelyurt’u vermeyiniz” dediğini söyleyen Töre, Kıbrıs davasına sahip çıkılmasını istedi.

Suriye’de yaşananların gözler önünde olduğunu, dünyanın bu duruma sessiz kaldığını ifade eden Töre, 1974’te Kıbrıs’a barış geldiğini ve şimdi emperyalist güçlerin bunu bozmaya çalıştığını söyledi.

Töre, TSK’nın ve garantilerin Kıbrıs Türkü’nün vazgeçilmezi olduğunu belirtti.

SOYER

UBP milletvekili Zorlu Töre’den sonra CTP milletvekili Ferdi Sabit Soyer söz aldı.

Devletlerin resmi görüşmelerinde konuların her yönü ile ilgili görüşüldüğünü kaydeden Soyer, ilgili tarafların görüşlerini söylemesinin doğal olduğunu ancak bunun basına yansıtılış şeklinin Türkiye ve Kıbrıs Türk halkı ilişkilerine zarar verdiğini söyledi.

Konuşmasında “kayıt altına almanın” önemli olduğunu kaydeden Soyer, günümüz şartlarının değiştiğini, Türkiye’deki asgari ücretin arttığını, ülkeye gelen yabancı iş gücünün potansiyelinin farklı temellerden geldiğini söyledi.

Vatandaşlık Yasası’na değinen ve Meclis Başkanı Sibel Siber’in açıklamasına atıfta bulunarak komitede olan vatandaşlık yasanın geçirilmesinin önemini vurgulayan Soyer, “İnsani konuları çözmek hepimizin görevi, 30 yıldır burada yaşayan ve vatandaş olamayanlar varsa ben kendimi bu konudan ari tutmam” dedi.

ÇAKICI

TDP milletvekili Mehmet Çakıcı, Vatandaşlık Yasası’nın net olduğunu ama yasanın yanlış olduğunu dile getirdi.

Burasının küçük bir ülke olduğunu, çalışmak için buraya her gelenin vatandaş yapılmayacağını dile getiren Çakıcı, İngiltere’den örnek verdi.

Bu konuda yeni bir yasanın şart olduğunu dile getiren Çakıcı, “Aslında mesele Meclis heyetinin Türkiye’deki temasları değil. Benim politikacılarımın kendi ülkesiyle ilgili bir şey söylendiğinde susup kalmasıdır…bizim eleştirimiz bunadır” dedi.

ARABACIOĞLU

Meclis Genel Kurulu’nda kısa bir konuşma yapan DP UG milletvekili Mustafa Arabacıoğlu, vatandaşlık yasasıyla ilgili düzenlemenin şart olduğunu dile getirdi.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Meclis Başkanlık divanıyla görüşmesindeki konuşmalarına değindiği sırada Arabacıoğlu’na CTP milletvekili Armağan Candan, yerinden cevap verdi.

20 senedir diplomatik toplantılara katıldığını ve bu toplantıda konuşulanların paylaşılması konusundaki hassasiyeti dile getiren Candan, milletvekillerinin söz konusu toplantıya katılmış gibi değerlendirmede bulunmasının doğru olmadığını dile getirdi.

Yeniden söz alan TDP milletvekili Mehmet Çakıcı, Meclis İç Tüzüğü’ndeki 62. maddenin yorumunda yanlışlık olduğunu ifade ederek, bununla ilgili düzenleme yapılmasını istedi.

DİNÇYÜREK

DP-UG Milletvekili Hakan Dinçyürek, su konusunda yapılan tartışmalarda yol haritasının olmadığını ve hükümetten net bir cevap almadıklarını söyledi.

Hükümet yetkililerinin anlattığı metin ile ortaya çıkan metnin farklı olduğunu ifade eden Dinçyürek, hükümetin bu konuda ne yapacağının hala belirsiz olduğunu, başka şey konuşulup başka şey yapıldığını savundu.

Hükümetin kendi varlığını sorgulaması gerektiğini ve devlet ciddiyeti ile bağdaşmayan şeyler yapıldığını söyleyen Dinçyürek, hükümetin iki yetkilisinin farklı açıklamalar yaptığını ileri sürdü.

Dinçyürek, “hükümetin yol haritası nedir, anlaşıldı denilen konular yeniden müzakereye açılacak mı” diye hükümete soru sordu.

ÇAKICI

TDP milletvekili Mehmet Çakıcı, yeniden söz alarak, su sözleşmesi konusunda değerlendirmede bulundu, bu sözleşmeye neden karşı olduklarını anlattı.

Sözleşmeyle özel şirketlere inanılmaz imtiyazlar tanındığını savunan Çakıcı, sözleşmenin bazı maddelerini okudu.

Çakıcı, “Sözleşme ülkeyi satmadan, peşkeş çekmeden başka bir şey değil. Bu sözleşme, bu haliyle asla kabul edilemez. UBP buna evet diyebilir, zihniyetleri budur. DP, buna hazır olabilir, biraz değiştirilmesiyle sözleşmeyi kabul edebilir ama ben, CTP’nin özelleştirme, tekelleşme, yerel su kaynaklarının verilmesi, özel imtiyazlar verilmesine nasıl izin verdiğini anlayamıyorum” dedi.

ÇAVUŞOĞLU

UBP milletvekili Nazım Çavuşoğlu, su konusunda söz alarak, “Su konusundaki ilk imzayı UBP atmıştır, bu utanılacak değil, övünülecek bir olaydır” dedi.

Çavuşoğlu, “Gayemiz bu suyun bir an önce hayatla, insanla, toprakla buluşmasıdır. Bu suyu kavgayla geri gönderemeyiz. Temennimiz bu sorunun çözülmesidir. Biz bu tartışmalara taraf değiliz ama hükümet kanadına aktarılan yetkiler takibimizdedir…Bu suyu kurbağalara bırakamayız” dedi.

ERHÜRMAN

CTP Genel Sekreteri Tufan Erhürman, “CTP’nin de, biliyorum ki diğer siyasal partilerin de belediyelerin su yetkisi konusunda hassasiyeti vardır” dedi.

Su konusunda hükümetlerarası antlaşma taslağı üzerinde görüşüldüğünü anımsatan ve bunun uluslararası antlaşma olacağını dile getiren Erhürman, Anayasaya göre, uluslararası antlaşmaların KKTC yasalarında değişiklik yapması halinde Meclis’ten geçirileceğini anımsattı.

Erhürman, normalde hükümetler arasında görüşülen bir anlaşmanın paylaşılmasının doğru olmadığını ifade etti, ancak basına yansıdığı için taslaktaki 12. maddeye değindi.

Ortada iki metin olduğunu, belediyelerin sürece dahil olması şartı taşıyan metinin de bunlardan biri olduğunu dile getiren Erhürman, her iki devletin bu metinleri kendi hükümetlerinin görüşeceğini, kararı birlikte değerlendirme sözü verildiğini söyledi.

“…DEVAM EDEN SÜRECE HASSASİYET GÖSTERİLMESİ GEREK”

12. maddenin sıkıntı yarattığını dile getiren Erhüman, “Siyaseten birbirimize gol atmak için çaba göstermek yerine devam eden sürece hassasiyet gösterilmesi gerek” dedi.

Erhürman, “İsteyen belediyeler sürece dahil olur, isteyen olmaz, fiyat ayrı ayrı değerlendirir. Bu bizim önerimizdi. Türkiye’nin önerisi bütün belediyelerin sürece katılmasının hukuken zorunlu olmasıdır. Ama biz de bunu kabul edemeyiz, yasalar bize bu konuda izin vermiyor” dedi.

Erhürman, milletvekillerinin yerlerinden söz alarak sorduğu soruları da yanıtladı.

DİNÇYÜREK

DP-UG Milletvekili Hakan Dinçyürek yeniden söz alarak, İrsen Küçük’ün imzalayıp meclise getirdiği yasa tasarısına CTP’nin komitede olumlu oy verdiğini ve tasarının komiteden oy birliği ile geçtiğini söyledi.

Dinçyürek, bir gün önce söylediğini bir gün sonra değiştiren bir hükümet olduğunu ileri sürdü.

Bunun üzerine söz alan Ferdi Sabit Soyer, Dinçyürek’in söylediği sözleşmeye ret oyu verdiklerini ifade ederek, partilerin düşünme ve olayı değerlendirerek değişikliğe uygun olarak hareket etmesinin doğal olduğunu belirtti.

KALYONCU

Başbakan Ömer Kalyoncu, su konusunda açıklamalarda bulundu.

Başbakan Ömer Kalyoncu da, bazen komitelerde farklı karar alındığını, kurulda farklı oy kullandığını; bunu tüm partilerin yaşadığını ifade etti.

“Dinçyürek, dediğim dedik çaldığım düdük noktasındadır ki bunu malzeme olarak gündeme getirdi” diyen Kalyoncu, su konusunun uzayan ve daha da uzayacak bir konu olduğunu kaydetti.

“DÜZEYLERLE İLETİŞİME GEÇİLMESİ GEREKİR”

“KKTC Bakanları TC’ye giderse ve karşılarına müsteşar yardımları oturur burada bir sorun var. Bu, karşı karşıya kaldığınız durum ve neden ileri gitmediğinizin bir ürünüdür. Bunların değişmesi ve düzeylerle iletişime geçilmesi gerekir” şeklinde konuşan Kalyoncu, Türkiye’ye gönderilen metinde 3 temel konu olduğunu ifade etti.

Başbakan, üzerinde iki gün pazarlık yapılması gereken bir konu olmadığını ancak bu konularla ilgili iki gün pazarlık yapıldığını ve bunun neden yapıldığını kendisinin anlamadığını söyledi.

Belediyelerin ihtiyaçlarının gözetilmesi gerektiğini ifade eden Başbakan, “havaalanı özelleştirildi oradaki zorlukları görüyoruz. Havaalanı içerisindeki adam astığı astık kestiği kestiktir” dedi.

Su konusunda Belediyeler Birliği’nden iki temsilci olmasını önerdiklerini ancak bu konunun bile Türkiye’de tartışıldığını ifade eden Başbakan, Türkiye’de belediyelere yönelik su kullanımının özelleştirilmesinin mümkün olmadığını kaydetti.

“Su borularına atık girer mi girmez mi bu tartışma hala devam ediyor” diyen Başbakan, yap işlet devret modelinin mümkün olduğunu ancak belediyelerin de önüne geçilmesinin doğru olmadığını dile getirdi.

“YEREL SU KAYNAKLARI İŞLETMECİYE DEVREDİLMEYECEK…”

Su yönetimiyle ilgili yer alan sözleşmenin bir maddesinin de alım garantili seçenek olduğunu açıklayan Başbakan, yerel su kaynaklarının işletmeciye devredilmeyeceğini ancak suların artık kontrollü olacağını aksi halde aküferlerin korunamayacağını vurguladı.

Beşparmak’taki boruların 40 metre aşağıya indiğini, Güzelyurt su kaynaklarının tuzlandığını ve suya çok ihtiyaç olduğunu ifade eden Başbakan, ancak su ile ilgili karşılaştıkları muamelenin hoş bir muamele olmadığını söyledi.

Meclis Genel Kurulu’ndaki bilgiye sunuşun ardından Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu 2016 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı ve Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nin tasarıya ilişkin raporuna geçildi. Raporu komite başkanı Ferdi Sabit Soyer okudu. Soyer’den sonra yasa tasarısı üzerindeki ilk sözü UBP milletvekili Ersin Tatar aldı.