Başbakan Ömer Kalyoncu Meclis'te yaptığı konuşmada, “Popülizmi bir yana bırakıp daha iyi çalışmalıyız. Yoksa itilen, kakılan bir muameleye tabi tutuluruz, ki bu hiçbir kurumun, yapının, devletin hoşuna gitmez. Daha yapacak işlerimiz var” dedi.

HAMZAOĞULLARI EĞİTİM, TEŞVİKLER VE TAŞIMACILIK KONUSUNDA KONUŞTU

Güncel konuşmalar bölümünde ilk sözü alan CTP İskele Milletvekili Biray Hamzaoğulları “İskele ve Karpaz’da eğitim”, “tarımdaki teşvikler” ve “toplu taşımacılık” konularında acilen çalıştay yapılmasını istedi.

Toplu taşımacılık sektöründe çalıştığını, bu nedenle sorunları yakından bildiğini ifade eden Hamzaoğulları, taşımacılık sektörünün kaosa sürüklendiğini kaydetti.

“Maddi durumu iyi olmayan arkadaşlarım bu işi perişanlıkla yürütüyor” diyen Biray Hamzaoğulları “T izinleri” konusundaki sıkıntıları anlattı.

Hamzaoğulları, Güney Kıbrıs’a öğrenci taşıyan bir otobüsün T izni olmadığını savundu, polisi buna müdahale etmemekle suçladı.

T izinleri olanların ise farklı güzergahta çalıştığını vurgulayan Biray Hamzaoğulları, Nazım Çavuşoğlu’nun İçişleri Bakanlığı yaptığı döneme işaret ederek, gereksiz izinler verildiğini söyledi.

Hamzaoğulları, taksicilerin durak sorunlarına da değindiği konuşmasında, insanlara “partilimiz değil” denilerek zorluk yaşatıldığını söyledi.

“Adalet, huzur ve disiplin ne zaman gelecek?” diye soran Hamzaoğulları, İçişleri ve Çalışma Bakanı Aziz Gürpınar’a otobüs şoförlerinin, mal sahiplerinin sosyal sigorta yatırımlarında sıkıntılar olduğunu da söyledi.

Bu arada UBP milletvekili Nazım Çavuşoğlu ve Hamzaoğulları’nın karşılıklı konuşması oldu. Hamzaoğulları, Çavuşoğlu’na “Biz buraya kimsenin eteklerine tutunarak gelmedik” dedi.

DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş ise, “Kimse birilerinin eteklerine tutunarak buraya gelmedi” diyerek Hamzaoğullar’nın bu sözünün tutanaktan silinmesini istedi.

ERTUĞRULOĞLU: “EN FAZLA ZAMANIMI ALAN KONU TOPLU TAŞIMACILIK”

Hamzaoğulları’nı yanıtlayan Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, en fazla zamanını alan ve bir türlü mesafe kat edemedikleri konunun toplu taşımacılık olduğunu söyledi, bu alanda çalıştay yapılacağını açıkladı.

“Toplu taşımacılık berbat durumdadır” diyen Bakan Ertuğruloğlu, sistemin bu güne kadar keyfi kararlarla çalıştırıldığını söyledi.

“Bu sektörün kesinlikle bir disiplin altına alınması, kriterlerin belirlenmesi gerek” diyen Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu “izin alan kişilerin birbirlerini bıçaklamak istediği bir ortamdayız. Kişisel veya partisel çıkarlar için verilen izinler sektörü bu duruma sürükledi. Çalıştayı yapacağız. Sektördeki herkesi buraya davet edeceğiz. Herkes eteğindeki taşı döksün, beklentilerini dile getirsin” şeklinde konuştu.

“Durakların sorumlusu oteller değil, belediyelerdir” diyen Ertuğruloğlu, taksilerle ilgili disiplinin şart olduğunu söyledi.

Tahsin Ertuğruloğlu, “Görevden aldığımız Plan Proje Müdürü, İzin Kurulu Başkanlığı’ndan affını istemeliydi ama 'dava açacağım' diyerek şoförlerden imza alıyor. Bu imzalardan bazıları da sahtedir. Bu göreve başka biri atanacak. İzin Kurulu yeni bir yapıyla çalışacak. Çalıştay kapsamında İzin Kurulu’nun yapısı ve çalışması da yenilenmeli” dedi.

ÇELER: “KEDİ VE KÖPEKLER GÜMRÜK DEPOLARINDA BEKLETİLİYOR”

TDP Girne Milletvekili Zeki Çeler, Veteriner Dairesi Tüzüğü’ndeki bir değişikliğe işaret ederek, gümrük depolarında köpeklerin ve kedilerin bekletildiğini söyledi.

Çeler, “Ercan’da Girne’de çalışan gümrük memuru arkadaşlarımız kedilerin, köpeklerin peşinde koşuyor. Mesela 3 süs tavuğu gelmiş, ülkeye giremedi. Veteriner Dairesi de bu hayvanları öldürdü. Kedilerle köpekler de öyle olacak” dedi.

Tüzüğün altı doldurulmadan hazırlandığını söyleyen Çeler, “Bu işi de elimize yüzümüze bulaştırdık. Hayvanlar gümrük depolarında bekletiliyor, gümrük memurlarına hayvan bakıcılığı yaptırılıyor. Bize yakışmıyor. İlgili Bakan bununla ilgilensin, tüzük Bakanlar Kurulu’na gönderilsin” dedi.

Konuşmasında Meclis Araştırma Komiteleri konusuna da değinen Çeler, geçen yasama döneminde kurdukları 4 komiteden 3’ünün çalışmalarını sonlandıramadan dağıldığını söyledi.

Çeler, “Sürekli komitelerin dışında 4 Meclis Araştırma Komitesi çalışmalarına devam etti ve araştırmalarını sonuçlandırdı. Fakat bu komitelerden 3 tanesi sonuca varamadı” dedi.

“Biz Meclis olarak sonuçlanan raporlarımız da madem dikkate alınmayacak ve müeyyide uygulanmayacak neden zamanımızı ve itibarımızı boş yere harcamaktayız” diyen Çeler, “’Poliste işkence var’ raporuna ne yapılmıştır? ‘DAÜ DAK peşkeş çekilmiştir’ raporumuzun sorumlularına ne yapılmıştır? ‘Poliste yapılmakta olan terfilerde normal olmayan işler dönmektedir’ dedik de sonucunda neyi düzeltebildik?” diye sordu.

Çeler, “Ya iç tüzüğü değiştirelim ve süreyi uzatalım, ya da işlevsiz, müeyyidesiz, sadece arşivlerde kalan sonuçlar doğuran araştırma komitesi kurmayalım ki bal yapmaz arı muamelesi görmeyelim” şeklinde konuştu.

OĞUZ: “TARIM KAOS İÇİNDE”

UBP Gazimağusa Milletvekili Dursun Oğuz, “Tarım ve ülke sorunları” ile ilgili güncel konuşmasında, ülkede tarımın kaos içerisinde bulunduğunu ileri sürerek, üreticilerin hepsinin şikayetçi olduğunu söyledi.

Oğuz, üreticilerin şikayetçi olmasının tek suçlusunun Tarım Bakanı olduğunu savunarak bakanı sorunları çözmemekle suçladı ve istifaya çağırdı. Hep aynı şeyleri söylediğini ancak hiçbirinin düzeltilmediğini savunan Oğuz, narenciye üreticilerine de yeni ürün ekimi yapılması için teşvik edileceğinin söylendiğini ve üreticilerin o yönde çalışmalar başlatmasına rağmen ödemelerin yapılmadığını kaydetti.

Oğuz, üreticinin sorunlarının aşılması için gerekirse hükümetin Tarım Bakanı’nı devre dışı bırakarak gerekli kararları almasını istedi. Elektrik enerjisinin otomatiğe bağlanılması kararını da eleştiren Oğuz, amacın kurumu kurtarmak değil halka ucuz elektrik enerjisinin verilmesini sağlamak olması gerektiğini söyledi.

Oğuz, gençlere verilen kırsal kesim arsaları konusuna da değinerek, kriterlerde adil davranılmadığını kendi yaşadığı örnekler anlattı.

KALYONCU: "TARIMLA İLGİLİ BİR ÇALIŞMA VAR"

Oğuz’un konuşmasını yanıtlamak üzere kürsüye gelen Başbakan Ömer Kalyoncu, Tarım Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Önder Sennaroğlu’nun bir yakınını kaybettiği için Meclis toplantısına katılamadığını belirtti ve Oğuz’un sorularına cevapların verileceğini söyledi.

Göreve geldiklerinde çiftçilerin eylemiyle karşılaştıklarını belirten Kalyoncu, arpa alımında zorlama olduğunu, bu alanda bütçede kalem olmadığını çiftçilere de söylendiğini aktardı.

Kalyoncu, tarımla ilgili bir çalışma olduğunu dile getirerek, “Bu kadar yüksek ödemelerle biz bu işi yapamıyoruz. Bu konudaki çalışmalar sona geldi” dedi.

Başbakan olduktan sonra elektriğe 5 kuruşluk zam konusu gündeme geldiğini anımsatan Kalyoncu, “Süreklilik için yatırım yapılması lazım. 2 jeneratör alındı onun ödenmesi gerekiyor, hatların kabloların, trafoların yenilenmesi gerek.

Doğru hesaplamaların yapılması önemli. Ara ara yanıltıcı haberler çıkar, ‘AB’den ve Güney’den pahalıyız’ diye. Bu söylem vatandaşta alıcı bulur. Bazı AB ülkelerinin altındayız, aynı yöntemle elektrik üretiyoruz, Rum tarafının altındayız” şeklinde konuştu.

“Enerji konusunda dikkatli olmalıyız” diyen Kalyoncu, tasarrufun önemine de işaret ettiği konuşmasında, ülkedeki hidrokarbon üretimi nedeniyle 2 defa tasarruflu olunması gerektiğini söyledi.

Elektriğin petrol fiyatlarına göre belirlenmesi konusuna değinen Kalyoncu, “Ne kadar insan emekli oldu, ne kadar insana ihtiyaç var. Buna bakılmadan işe alımlar fazlalıklıkmış gibi gösteriliyor. Bu insanlar işin dönmesi için çalışıyor” dedi.

"POPÜLİST OLALIM DİYE UCUZ ELEKTRİK VERMEYECEĞİZ"

Kalyoncu, “Popülist olalım diye ucuz elektrik vermeyeceğiz. Kurum bir süre sonra işini sürdüremez. Pahalı olmaması lazım. Vatandaşın alım gücü önemli. İş Elektrik Kurumu’nda doğruya gidiyor. ‘Tahsilat konusu iyi yapılamıyor’ dendi. İstenince yapılıyor. Yarın su gündeme gelecek. Su da kesme hadiseleri olacak. Suya erişim konusu önemli. Biz KKTC yurttaşları olarak yapabileceğimizi göstermeliyiz. Biz işlerimizi iyi yapmalıyız. KIB-TEK’te yapmaya başladık. Belediyelerde son seçimlerden sonra düzelmeye gidiyoruz” şeklinde konuştu.

"POPÜLİZMİ BİR YANA BIRAKARAK..."

Kalyoncu, “Popülizmi bir yana bırakıp daha iyi çalışmalıyız. Yoksa itilen, kakılan bir muameleye tabi tutuluruz, ki bu hiçbir kurumun, yapının, devletin hoşuna gitmez. Daha yapacak işlerimiz var” dedi.