SUDA KAVGA YOK:  Türkiye’den borularla Kıbrıs’a gelecek suyun yönetimi konusunda yaşanan tartışmaları Havadis’e değerlendiren Başbakan Ömer kalyoncu, “ “Ortada bir kavga değil tartışma var. Bu tartışma bir süre sonra yerine oturacak ve bir çözüm yolu bulunacak” dedi

SUDA KARAR BİZİM: “TC Elçiliğinin suyun yönetimi konusunda KKTC’deki baskı uyguladığı” iddiasını değerlendiren Kalyoncu, “Bunu lobi faaliyeti ya da baskı olarak değerlendirmemeliyiz. Doğruyu bulmak için konuşuyoruz, tartışıyoruz. Sonunda bu kararı biz vereceğiz” dedi

YÖNETEBİLİRİZ: Başbakan Kalyoncu, bazı TC’li yetkilerin “Siz yönetemez, yapamazsınız” söylemini kabul etmediğini söyledi. Kalyoncu: Ben onlar adına bu söylemi, kabullenmek istemiyorum.  Söylenmemesi gerekir, bizim de bunu kabul etmememiz lazım. En iyi şekilde bu ülkeyi yönetebileceğimizi su da dahil göstermemiz lazım

VATANDAŞ KABULLENMEZ: Türkiye yöneticilerinin suyun idaresinin, alt yapıdan kanalizasyona, dağıtımdan tahsilata kadar özel bir şirket tarafından yapılmasını öngördüğünü söyleyen Kalyoncu, “Biz buna imza atsak bile, halkımız kabullenmez” dedi

YÖNTEM BELLİ: Kalyoncu: Türkiye kanadı bu işin özel bir şirket tarafından yapılmasını istiyor. Kıbrıs’taki hükümet de Kıbrıs halkı da suyun Kıbrıslı Türkler tarafından idare edilmesini istiyor. Diyoruz ki, Su Kurumu oluşturalım, belediyeler de dağıtsın

Baykan GÜRSES ÖZDAĞ

Türkiye’den KKTC’ye ulaşan su yönetimi ile ilgili devam eden tartışmaları değerlendirfen başbakan Ömer Kalyoncu, “Ortada kavga yok, tartışma var. Bu tartışmalar sonunda suyun nasıl yönetileceği konusunda son sözü KKTC tarafı söyleyecek” dedi.

Kalyoncu, Havadis’e yaptığı açıklamada“Suyu kullanacak olan biziz. Bu konuda kararı biz vermeliyiz” dedi.
Kalyoncu, suyun kullanımının kararının KKTC Devleti tarafından verilmesinin en doğru yöntem olacağına işaret ederek önemli olanın suyun kullanımının parasının dönmesi olduğunu söyledi.

Su yönetimi konusunda ortada bir kavga olmadığına dikkat çeken Başbakan “Ortada kavga değil, bir tartışma var, bu da en sonunda çözüme kavuşacaktır” dedi.

Başbakan Kalyoncu, TC’li yetkilerin “Siz yönetemez yapamazsınız” şeklinde bir söylem içinde olmasını kabul etmediğine işaret ederek “ Ben onlar adına bu ifadeyi kabullenmek istemiyorum.  Yapılmaması gerekir. Söylenmemesi gerekir. Ve bizim de bunu kabul etmememiz lazım. En iyi şekilde bu ülkeyi yönetebileceğimizi göstermemiz lazım” ifadelerini kullandı.

Vatandaşın aldığı kamu hizmetinin daha sağlıklı bir yapıya kavuşması için günlük denetim başlattıklarını da söyleyen Başbakan Kalyoncu, “vatandaş daha sağlıklı ve iyi bir hizmet almayı hak ediyor” dedi.


Kalyoncu, su konusunda Havadis’e önemli açıklamalarda bulundu:

Havadis: Türkiye’den gelecek su konunun yönetimi konusunda bir kriz yaşandığı söyleniyor. Suyun yönetimi konusunda hükümetin tavrı nedir?

Kalyoncu: Boruların Türkiye- Kıbrıs arasında döşenmesi tamamlandı. KKTC sınırları içindeki döşenmesi tamamlanmadı. Su önemli bir olanak bizim açımızdan. Çok büyük bir yatırım.

Suyun yönetimi ile ilgili bir tartışma var. Hatırlanacağı üzere su ile ilgili yasa Meclis’ten geçerken biz bu konuda da bir tartışma yaşadık. O dönemde de İrsen Küçük hükümetteydi. İrsen Bey çok sıkışık bir durumda hükümette olduğu için galiba çok da fazla ardına ve önüne bakmadan bu anlaşmayı imzaladı. Suya ihtiyacımız var. Ama bu böyle bir tutumu gerektiren bir konu değildi. Böyle yapmaması lazımdı. Bu anlaşmanın çok iyi bir biçimde tartışılması gerekiyordu.

Havadis: Anlaşma aceleye mi geldi?

Kalyoncu: Yeterli tartışması yapılmadı diye düşünüyorum. Su ihtiyacı var, doğru. Ama burada bir de devlet var. Bunun kontrolünün bir şekilde nasıl yapılacağının burada bulunan hükümet dışında belirlenmesi iyi bir algı yaratmaz.
Türkiye’de de su yönetimi belediyelerin dışında değil. Burada da belediyelerimizin bu talebini yerinde görüyoruz.
Orta yerde bir kavga değil tartışma var. Bu tartışma bir süre sonra yerine oturacak ve bir çözüm yolu bulunacak.

Havadis: KKTC hükümeti olarak, su konusunda sizin bir temasınız var mı?

Kalyoncu: Bir görüş alışverişinde bulunuldu ama sonuca ulaşılamadı. Tekrardan herkes pozisyonunu ortaya koydu. Bu pozisyonun üzerinde Su Kurumu Yasası oluşturmaya çalışıyoruz. Meclis’e sunacağız.

Su Kurumu, göletten belediye depolarına kadar suyu idare edecek olan kurum olacak, bizim tasarımız bu şekildedir.
Belediyeler de kendi kurdukları şirket aracılığıyla evlerin depolarına kadar suyu taşıyacak, tahsilatlarını yapıp su kurumuna parayı ödeyecek.

Bir yatırım var ve bunun bir işletme gideri olacak. Bu işletme gideri ödenecek. Bu para tahsil edilip ödenecek. Böyle bir çözüm yolu öneriyoruz.

Havadis: Bu önerinize TC yetkilileri tarafından sıcak bakılıyor mu?

Kalyoncu: Türkiye, su işinin bir özel şirkete devredilmesi üzerinde duruyor. Onun vasıtasıyla yapılmasını düşünüyor. Bu özel şirketin sadece gelecek olan suyu değil aynı zamanda atık suları, kanalizasyon sularını, yer altı sularını kontrol etmesi üzerinde duruyor.
Bu tabii vatandaşlar tarafından öyle kolay kabullenilecek bir şey değildir. Diyelim ki biz hükümet olarak gidip imza attık. Bunun kabullenilmesi vatandaş tarafından kolay değil. Bu konu tartışmaya muhtaç bir konudur.

Havadis: TC’li yetkililerin bu ısrarının nedeni nedir? TC’li yetkililerin “batık belediyeler nasıl yönetebilir” şeklinde söylem ve anlayışı tartışılıyor. Bu tavrın nedeni nedir?

Kalyoncu: Hiçbir şey birbirinden bağımsız değildir. Kıbrıs sorununu çözmek için görüşmeler yapılıyor, Türkiye’nin de bize destek verdiği söyleniyor. Kıbrıs’ı idare edecek iki halktan biriyiz. Türkiye’nin bize böyle bir destek vermişken bunları söylüyor olduğunun iddia edilmesi çok uygun düşmez.

Türkiye’nin bunu söylemiş olması bütün bu sürecin mantığına terstir. Eğer yönetmeyi bilmiyorsak da öğrenmemiz lazım. Herkesin elini sokup karıştırmaktan vazgeçmesi lazım. Kıbrıs’ta yaşayan insanların bu ülkenin denetimini idaresini doğru düzgün yapabilmeyi öğrenmesi için sürekli bu şekilde bir karışma varsa bundan vazgeçilmesi lazım. “Yapamazsınız, beceremezsiniz” gibi şeyler yardımcı olmaz.

Havadis: “Yapamazsınız” söylemini besleyen KKTC’deki yönetim şekilleri mi oldu?

Kalyoncu: TC yetkilileri bu şekilde ifadeler kullanıyorlarsa ulu orta ki bu basına da yansıyor. Ben onlar adına bu ifadeyi kabullenmek istemiyorum.  Yapılmaması gerekir. Söylenmemesi gerekir. Ve bizim de bunu kabul etmememiz lazım. En iyi şekilde bu ülkeyi yönetebileceğimizi göstermemiz lazım.

Zorda olan belediyelerimiz yok mu, var. Bunları en erken biçimde doğru düzgün yönetmemiz gerekmektedir. Bu yönde de gelişmeler var. Öyle sanıyorum ki bu tartışma sürecinden sonra bu işi biz yapabileceğiz.

Havadis: Hükümet bu konuda neden sessiz? Neden tavrınızı açık şekilde kamuoyu ve yetkililerle paylaşmıyorsunuz?

Kalyoncu:  Şu anda net bir sonuca ulaştığımızı söyleyemem. Orman ve Su işleri Bakanlığı ziyaret etti, bir görüşme oldu arada bir gelen bakanlar var. Onlarla ilgili onlar da soruyor.

Türkiye kanadı bu işin özel bir şirket tarafından yapılmasını istiyor. Kıbrıs’taki hükümet de Kıbrıs halkı da suyun Kıbrıslı Türkler tarafından idare edilmesini istiyor. Böyle bir ortamda biz de diyoruz ki burada bir su kurumu oluşturalım ve belediyeler de kendi yöntemleri ile bu suyu dağıtsın.

İki öneri var. Onun için tartışarak bir noktaya ulaşacağımızı söylüyorum. Köşeli bir biçimde bir şey söylemek ve çıkıp durumu alevlendirmek, birilerine karşı taraf alınmasını sağlamak hoş bir durum olmaz. Geçmişte bu işler çok yapıldı. Hoş bir durum da ortaya çıkmadı. Biz dikkatli davranmayı tercih ediyoruz. Çıkıp sürekli demeç vermek ve gergin ortamlar yaratmak işimize gelmez.

Havadis: TC Yardım Heyetinin lobi faaliyeti yaptığı söyleniyor. Bu bir nevi Türkiye hükümetinin tavrının yansıması mıdır?

Kalyoncu: Lobi faaliyeti mi yapılıyor? Lobi faaliyeti olarak adlandırmayalım. Baskı da değil. Kendilerinin bir önerisi var. Bu öneriyle ilgili girişimde bulunmuşlardır diye düşünüyorum.  Biz de önerimizle ilgili yasamızı yaparak sunacağız. Sonunda biz karar vereceğiz.

Biz ne istediğimize karar vereceğiz.

Havadis: Son karar KKTC hükümetinin kararı mı olacak?

Kalyoncu: Suyu kullanacak olan biziz. Ama önemli olan bu suyun parasının geri dönmesidir.