Dilek, devlet eliyle yürütülen işlerin yapılması için, devlet kanadındaki bazı “menfaat gruplarının”, işçilik yöntemini değiştirmek, geliştirmek ve “kölelik rejimini” getirmek için faaliyet gösterdiklerini savundu.

İşçi adı altında çalışan bu insanlara, “köle” muamelesi yapıldığını, maaş ve ücretlerinin ödenmediği gibi hiç özlük hakkı ve sosyal hak tanınmadığını iddia eden Dilek, “Geçtiğimiz gün, Lapta Huzurevi’ndeki gerçekleşen olay ve yapılan eylem bu çarpık çalıştırma yönteminin bir örneğidir” dedi.

“Bu çarpık çalıştırma yönteminin yani, kiralık işçi veya taşeron işçi çalıştırma, sisteminin, bazı yasalarla tescil ettirilmesine çalışılması da büyük bir ayıp ve işçilerimize reva görülen kölelik sisteminin, devletçe savunulması da, sosyal ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmamaktadır” diyen Dilek, Türkiye Cumhuriyeti’nde dahi 50 binden fazla taşeron işçisine kadro yaratıldığını ve taşeronculuğu engellenme çabasının devam ettiğini kaydetti.

Dilek, bu sisteme karşı olduklarını vurgulayarak devlet yetkililerinin sistemi yeniden ele alıp tekrar düşünmesini istedi.