KAMU-SEN Başkanı Mehmet Özkardaş sürüş ehliyeti müfettişliğinin kolay olmadığını, hayatlarının sürekli olarak tehlikede bulunduğunu hatırlatarak, bu görevi yapanların iş güçlüğü ve risk ödeneklerinin ödenmediğini kaydetti.

Özkardaş, 2 gün sürecek grevin, “Göç Yasası” olarak niteledikleri Kamu Çalışanlarının Maaş Ücret ve Diğer Ödeneklerinin  Düzenlenmesi Yasası’na, çalışanların alım gücünün “8 yılda %60” gerilemesine karşı ve  “dayatma yasa” dediği Özelleştirme Yasası, ayrıca özel sektördeki “emek sömürüsünün” ortadan kaldırılması için olduğunu belirtti.

“SİYASİ GÜVENSİZLİK AÇISINDAN EN KÖTÜ GÜNLERİ YAŞIYORUZ”

Özkardaş, Sürüş Ehliyeti Müfettişliği önünde basına yaptığı açıklamada, CTP-UBP hükümetinin siyasi güvensizlik açısından ülkeye en kötü günleri yaşattığını savundu.

Özkardaş açıklamasında, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin üzerine gideceğini, halkın yaşam düzeyini yükselteceğini, emek ve emekçiyi koruyacağını söyleyenlerin söylediklerinin tam tersini yapmakta olduklarını kaydetti.

“ÇOCUKLARIN SÜTÜNE VE EKMEĞİNE EL UZATILIYOR”

Kamu çalışanı ve emeklilerin, 8 yıldan bu yana “gerçeği yansıtmayan” hayat pahalılığı dışında maaş artışı almadıklarını kaydeden Özkardaş, “yılda yaklaşık 500 milyon dolar vergi kaçıranlar ve kayıtdışılık yaratanlara vergi ve stok affı getirilirken, çocukların sütüne ve ekmeğine el uzatılmasının kabul edilemez olduğunu” vurguladı.

“HÜKÜMETTEN ÇIT YOK”

UBP’nin aylar önce muhalefeteyken “Göç Yasası”na karşı yasa önerisi hazırlayıp Meclise getirdiğini belirten Özkardaş, “şimdi CTP ile UBP  birlikte hükümette olmasına rağmen Göç Yasasının iptali konusunda çıt  yok” dedi.

KAMU-SEN’in  bugün ve yarın yapacağı grevlerin, “ Göç Yasası’na, çalışanların alım gücünün 8 yılda %60 gerilemesine karşı, Özelleştirme Yasası adı altındaki  dayatmanın ortan kaldırılması ve özel sektördeki emek sömürüsünün ortadan kaldırılması için” olduğunu belirten Özkardaş, hükümetlerin 15 bin dolarlık kişi başına düşen milli gelirle övünmek yerine halkın %60-70’ine düşen milli gelire bakması gerektiğini kaydetti.

“TÜM SENDİKALARA ÇAĞRI…”

Kamuda aynı işyerlerinde örgütlü bulunan “paydaş sendikaya” birlikte mücadele çağrısında bulunduklarını ve 20 gün önce tüm sendikalara yazı yolladıklarını ifade eden Özkardaş, diğer paydaş sendikanın “KAMU-SEN öne geçiyor” kaygısıyla hareket ettiğini ve işbirliği yapmaktan kaçındığını söyledi.

“Bugün sokağa birlikte çıkmazsak ne gün çıkacağız” diyen Özkardaş, yapılan eylemlerin tüm sendikalarla birlikte yapılmış olmasını istediklerini fakat bunun olmadığını, bazı sendikaların, bazı siyasi partilerin yanında durmasının ilerde sendikalara olan güveni de azaltacağını ifade etti.

KAMU-SEN Başkanı Özkardaş, diğer sendikalara, bir toplantı yaparak yol haritası çizme çağrısında bulunarak, sendikaların beraber hareket etmekten başka çaresinin bulunmadığını, stratejik yerlerde yapılacak grevlerin “hükümeti yola getireceğini” savundu.

ATAN

Özkardaş’ın konuşmasının ardından KAMU-SEN’in hazırladığı basın bildirisi Sendika Genel Sekreteri Metin Atan tarafından okundu.

Açıklamada, “sağlık ve eğitimin çöktüğü, bankaların devlet eliyle tefecilik yapmaya devam ettiği, mahkemelerin on binlerce alacak-verecek ve boşanma dosyasıyla dolu olduğu”  ortaya konuldu.

Hükümetin yasal zorunluluk olmasına rağmen, yetkili sendikaları halen protokol masasına davet etmediği, buna karşın zam ve siyasi atamalara devam ettiği kaydedilen açıklamada, ülkede alım gücünün düşmesinin esnafa yansıdığı ve binlerce esnafın iş yerlerini kapatmak zorunda kaldığı belirtildi.

Açıklamada ayrıca, birlikte mücadeleye vurgu yapılarak, sendikaların anlamsız rekabetlerle, birlikte hareket etmekten çekinme lüksünün bulunmadığına işaret edilerek, “Çocuklarımızın içtiği süte, yediği yemeğe dahi göz koyan bir zihniyete karşı, sessizce oturup kalmayacağız” ifadelerine yer verildi.