Suna Erden

Girne’de ortaya çıkarılan yasa dışı kürtaj olayıyla ilgili operasyonda 3 günde bulunan bebek cesedi sayısı 7’ye yükselirken, ceset sayısının yüzleri bulacağı belirtildi 

Girne’de Ada Hospital’a düzenlenen operasyonla ortaya çıkarılan yasa dışı kürtaj olayıyla ilgili soruşturma dün de devam etti. 

Olayla ilgili tutuklu bulunan bir zanlının ifadesi ve yer göstermesi üzerine Çatalköy yakınlarındaki Hz. Ömer Türbesi civarındaki ağaçlık alanda dün 2 fetüs kalıntısı daha bulundu. Bulunan ceninlerin 4 aylık olduğu ifade edilirken, 3 günde bulunan bebek cesedi sayısı 7’ye yükseldi. Yasa dışı kürtajların 3 yıldır yapıldığı öne sürülürken, cenin sayısının yüzleri bulabileceği ifade edildi. 

Yasa dışı operasyonlarla alınan bebeklerin annelerinin Türkiye’de olduğu iddia edildi. İstenmeyen hamilelikleri sonlandırmak isteyenlerin Türkiye’de Ankara ve İstanbul’daki merkezler aracılığı ile KKTC’ye getirildikleri belirtilirken, KKTC ile bağlantılı çalışan kürtaj şebekesinin internet siteleri aracılığı ile reklam yaptıkları ve müşteri topladıkları ortaya çıktı. Star Kıbrıs’ın ulaştığı internet tanıtım sitesinde, kürtaj işlemlerinin, Kıbrıs kürtaj merkezinde yapıldığı belirtilerek, iletişim telefonları verilip müşterilerin yönlendirildiği görüldü. 

Öte yandan kürtaj üssü haline gelen KKTC’de, Tüp Bebek alanında da yasa dışı operasyonlar yapıldığı öne sürülürken, kaç kişiye tüp bebek uygulandığına dair eksik kayıtlar tutulduğu, bilgileri dışında operasyona maruz kalan ve mağdur olan birçok kişinin olduğu da ileri sürüldü. Ortaya çıkan kürtaj skandalı Tıp camiasında tepkiye neden oldu. 

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Filiz Besim, olayın kan dondurucu olduğunu belirterek, Sağlık Bakanlığı’na, bütün özel hastaneleri çok sıkı bir denetime alarak, polis ve Tabipler Birliği’yle işbirliği içinde ciddi bir denetim ve cezai uygulama başlatma çağrısında bulundu. Star Kıbrıs’a açıklama yapan Serbest Çalışan Hekimler Birliği Genel Başkanı Dr. Remzi Gardiyanoğlu ise hekimlerin görevinin can almak değil yaşatmak olduğunu ifade ederek, “Biz yaşatmak için yemin ediyoruz. Bu olay nereye gidecekse gitsin, kimlerin canı yanacaksa yansın ama bu olay kapanmasın” dedi. 

GARDİYANOĞLU, “EN BÜYÜK NEDEN DENETİMSİZLİK” 

Gardiyanoğlu, ortaya çıkan kürtaj skandalının en büyük nedeninin denetimsizlik ve kontrolsüzlük olduğunu ifade etti. 

KKTC’de kürtajın yasal sınırının 10 hafta olduğunu kaydeden Gardiyanoğlu, “10 haftanın üzerindeki gebelikler eğer anne için risk oluşturuyorsa ya da çocukta anomali bir durum varsa iki uzman hekim inceleme yapar. Daha sonra Tabipler Birliği’ne onay için başvurulur, Tabipler Birliği iki uzman tarafından hazırlanan raporu inceler ve eğer onay verirse 10 haftanın üzerindeki gebelikler sonlandırılabilir. Bu prosedürün dışındakiler yasa dışı yapılmış işlemlerdir” şeklinde açıklama yaptı. 

3 YILDA 500 CENİN KATLEDİLDİ İDDİASI 

Ortaya çıkan olayda yasal bir dayanak bulunmadığını ifade eden Gardiyanoğlu, kayıtsızlığın bu kadar çok olduğu KKTC’de bu olayların olmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Gardiyanoğlu, “Hiçbir hekim yasal prosedürün dışında 10 haftayı aşkın gebelikleri sonlandıramaz. 

Girne’de gömülü bulunan ceninler 30 haftalık ve daha fazlaydı. Bu bebekler öldürülüp mü ameliyatla alındı yoksa ameliyatla alındıktan sonra mı öldürüldü. Her iki durumda da bu cinayettir. Üç yıl içerisinde gerçekleştirilen operasyonlar sonucu 500 cenin alındığı ifade ediliyor. Büyük paralardan bahsediliyor. Bu nedenle bu iş sonuna kadar araştırılmalıdır” ifadelerini kullandı. 

KİMSE TARAF OLMASIN 

Olayla ilgili tutuklanan doktorların suçluluğunun ya da suçsuzluğunun mahkemede ortaya çıkacağını ifade eden Gardiyanoğlu ancak öncesinde kimsenin bu olaylara taraf olmaması gerektiğini dile getirdi. 

Gardiyanoğlu, “Tutuklanan iki zanlı şuanda hastanede yatıyor. Bu insanlar tutuklanmadan önce ameliyatlar yapıyordu. Bir günde mi hasta oldular. Hangi doktor onlara rapor verip hastanede yatmalarını sağladı. Hiçbir hekim böylesi bir olayın arkasında durmamalıdır” dedi. 

TÜRKİYE’DE MERKEZ ÜSSÜ VAR 

Gardiyanoğlu, hekimlerin görevinin can almak değil yaşatmak olduğunu ifade ederek, “Biz yaşatmak için yemin ediyoruz. Bu olay nereye gidecekse gitsin, kimlerin canı yanacaksa yansın ama bu olay kapanmasın” dedi. 

Gardiyanoğlu, 2012 yılında Türkiye’de kürtaj ile ilgili kısıtlamalar getirildiğini, bunun üzerine kürtaj ticareti başladığını ifade ederek şunları söyledi: 

“Türkiye’de Sosyal Güvenlik kayıtları tutulduğu için son 4 yıldır hamilelerin ortadan kaybolduğunu anladılar. Kürtaj veya doğum yapmayan bu kadınların KKTC’ye geldiğini tespit ettiler. Bu fark edilince ve iş çığırından çıkınca Türkiye’den operasyon düğmesine basıldı. Ayrıca kürtaj olayları ile ilgili adamlar Türkiye’de merkez kurmuşlar. Eğer yasal bir işlem yapılıyorsa neden buraya geliyorlar. Biz bunu bile araştırmaktan aciz bir devletiz. Bir doktor neden ceninleri ormana gömdürür, doktorun işi bu mudur?”Gardiyanoğlu, gerek kamu gerek özel hastanelerin yeterince denetlenmediğini ifade ederek, Denetleme Kurulu’nun 5 yılda sadece 2 kez toplandığını ifade etti. 

TABİBLER BİRLİĞİ: KAN DONDURDU 

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Filiz Besim ise Sağlık Bakanlığı’na, bütün özel hastaneleri çok sıkı bir denetime alarak, polis ve Tabipler Birliği’yle işbirliği içinde ciddi bir denetim ve cezai uygulama başlatma çağrısında bulundu. 

Besim, polise yansıyan ve aralarında doktorların da bulunduğu yasa dışı kürtaj olayıyla ilgili yazılı açıklamasında, olayın, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği üyelerini derinden üzdüğünü, dehşete düşürerek, kanını dondurduğunu belirtti.10 haftanın üzerindeki gebeliklerde, herhangi bir tıbbi endikasyon yoksa kürtajın yasak olduğuna işaret eden Besim, var olan tıbbi endikasyonun ise, birliğe kanıtlarıyla birlikte bildirilme zorunluluğu bulunduğunu kaydetti. 

Besim, “Hal böyle iken ve meslek etik ve ahlak kurallarımız yaşamı korumak yönünde tüm mesleklerden daha katı kurallarla donanmış iken, biz Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nin görevi de birinci derecede mesleğimizi korumaktır” dedi. 

BESİM, “GEREKEN YAPILACAK” 

Filiz Besim, şöyle devam etti: “Şu aşamada yapılması gereken Sağlık Bakanlığının bütün özel hastaneleri çok sıkı bir denetime alarak ülke üzerindeki bu utancı temizlemek için polisle ve Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği ile işbirliği halinde ciddi bir denetim ve cezai uygulama başlatmasıdır. Bu aşamada hukuk süreci sürerken detaylı bir açıklama yapamasak da bilinmesini isteriz ki; Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği soruşturmanın merkezinde yer alarak yasaların ve meslek etiğimizin gereğinin yapılması için elinden geleni yapacaktır” 

REKLAMLA KÜRTAJ MÜŞTERİSİ BULUYORLAR 

Ortaya çıkan olay tüm kesimlerin tepkisine neden olurken, yasa dışı yollarla aldırtılan bebeklerin anne ve babalarının kim olduğu sorusu da gündeme geldi. Ancak yasa dışı operasyonlarla alınan bebeklerin birçoğunun annelerinin Türkiye’de olduğu iddia edildi. 

İstenmeyen hamilelikleri sonlandırmak isteyenlerin Türkiye’de Ankara ve İstanbul’daki merkezler aracılığı ile KKTC’ye getirildikleri belirtilirken, KKTC ile bağlantılı çalışan kürtaj şebekesinin internet siteleri aracılığı ile reklam yaptıkları ve müşteri topladıkları ortaya çıktı. Star Kıbrıs’ın ulaştığı internet tanıtım sitesinde, kürtaj işlemlerinin, Kıbrıs kürtaj merkezinde yapıldığı belirtilerek, iletişim telefonları verilip müşteriler yönlendirildiği görüldü. 

TÜP BEBEK İŞLEMLERİ DE MERCEK ALTINA ALINMALI 

Öte yandan Tüp Bebek dalında da merkez haline gelen KKTC’de yasa dışı operasyonlar yapıldığı öne sürüldü. Donasyon, yani evli çiftlerin kendisine ait olmayan sperm ve yumurta ile tüp bebek edinmede yasa dışı yollar denendiği, birçok kişinin mağdur olduğu iddia edildi. 

Tüp bebek yöntemi ile ilgili işlemlerde milyonlarca lira para döndüğü ancak bu tutarların vergi olarak devlete yansımadığı belirtilirken, kaç kişiye tüp bebek uygulandığına dair eksik kayıtlar tutulduğu iddia edildi. Öte yandan bilgileri dışında operasyona maruz kalan ve mağdur olan birçok kişinin olduğu da ileri sürüldü. 

SEKİZ ZANLIDAN İKİSİ HASTANEDE 

Ada Hospital isimli Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi’nde, yasa dışı bir şekilde hamilelik sonlandırdıkları, doğuma yakın bebekleri ameliyatla aldıkları ve bu işten yüklü miktarda para aldıkları öne sürülen Ada Hospital Direktörü Dr. Mehmet Tunçbilek, Tüp Bebek Uzmanı Dr. Verda Tunçbilek, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Fahri Karagözlü, Ebe Ayşegül İşbilir, Milletvekili Ergün Serdaroğlu’nun eşi Anastezi Uzmanı Dr. Rasıha Serdaroğlu ve emekli hemşire Taner Okburan, hastanede şoför olarak çalışan Aziz Doğgün, hasta danışmanı Cemaliye Ölmez’in tutukluluğu devam ediyor. 

Cuma günü mahkemeye çıkarılarak haklarında 3 gün tutukluluk alınan sekiz zanlından Fahri Karagözlü ile Rasıha Serdaroğlu, sağlık sorunları olduğu gerekçesi ile gözetim süresini hastanede geçiriyor. Olayla ilgili tutuklu bulunan 8 zanlının Pazartesi günü yeniden mahkemeye çıkarılması beklenirken, gömülü olarak bulunan ve dün sayıları 7’ye yükselen ceninlerin Pazartesi günü Türkiye’ye gönderileceği belirtildi.