Deniz Abidin

Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokçu, Meclis'ten geçen Denetimli Serbestlik Yasası'nı ve Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu'nun çalışmalarını anlattı.

"Toplum keşke uyuşturucu ile 15 yıl önce yüzleşseydi"

Karaokçu, Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu'nun bu güne kadar üç tane yasa çalışması olduğunu belirterek, ülkenin en büyük sorunlarından birinin  bali konusu olduğunu söyledi. Karaokçu, yapılan araştırmalarda bali konusunun büyük ölçüde öne çıktığını anlatarak,  ilkokul 5'inci sınıf 2 bin 533 çocukta yapılan araştırmada, yüzde 1,2 uyuşturucu deneme oranı çıktığını kaydetti. Karaokçu, bu maddelerin bonzai ve bali olduğunu söyledi.  Uyuşturucu ile mücadelenin başında yer alan yüzleşme, kabullenme ve çözüm üretme  gibi evrelere değinen Karaokçu, "toplum keşke uyuşturucu ile 15 yıl önce yüzleşseydi, bugün bu noktalara gelmezdik" dedi.

"Siyasi irade geç de olsa tavrını ortaya koydu"

Karaokçu, bir yıl içinde 7 çocuğun  uyuşturucu yüzünden hayatını kaybettiğine dikkat çekerek, siyasi  iradenin ise, geç de olsa tavrını  ortaya koyduğunu belirtti. Karaokçu, Özkan Yorgancıoğlu'nun başbakanlık yaptığı dönemde komisyonun kurulduğunu anımsatarak, ardından ise eksik olan veri tabanını oluşturmaya koyulduklarını belirtti.

Karaokçu sözlerini şöyle sürdürüdü: "Bilgisayar araştırma eksikliği ve acil olarak çıkarılması gereken yasalar vardı. Denetimli Serbestlik Yasası ve Bali Yasası da bunlardan biriydi. Bali Yasasını Türkiye'deki yasa örnek alınarak hazırlandı ve oybirliğiyle geçti. Bu farkındalığın yükseldiğini gösteriyor. Ayrıca, Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu'na olan bir güvenin göstergesi..."

Karaokçu, göreve geldikleri günden İtibaren İlçe Emniyet Kurullarıyla toplantılar yaptıklarını ve ilçelerdeki denetimleri yoğunlaştırdıklarını kaydetti. Karaokçu, Girne Kaymakamı Envergil'in olaya çok duyarlı olduğunu ifade ederek, bar, disko gibi birçok yerde çok sıkı denetimler yaptıklarını ifade etti. Okul çevrelerinin güvenliğiyle ilgili ise Karaokçu, Girne Bölgesinde tüm okulların tek tek ziyaret edildiğini, polis müdürlüğünün de bu konuda çalışma yaptığını söyledi.

"Toplum artık çocukların cezaevine girmesini kaldıramaz"

Karaokçu, denetimler sırasında ortaya çıkan, 18 yaşından küçüklerin disko ve barlara girişinin yasak olmadığını, bunun değişmesi için bir çalışma içinde olduklarını belirterek, bazı kavramlarda yer alan tanımların değişmesi gerektiğini vurguladı. Karaokçu, "İçişleri Eski Bakanı Uluçay ile birlikte komitede bir alt çalışma grubu oluşturmuştuk. Bunu da kısa sürede çözeceğimizi düşünüyorum. Bali yasası, alkolle ilgili düzenleme , denetimler ve denetimli serbestlik yasasını gündeme getirdik. Denetimli serbestlik yasası ile ilgili toplumda bilgi eksikliği vardı. Bunu anlatmaya çalıştık. Bazı kesimlerin bu yasanın geçmemesi için  direnci vardı. Biz atacağımız adımın çok doğru olduğunu biliyorduk. Düzenlenen çalıştay çok etkili oldu. Bu gösterilen direnç nedeniyle 4 milletvekili yasayı meclise sundu. Ad-Hoc komite oluşturuldu ve genel kuruldan oybirliğiyle geçti. Barolar Birliği, DAÜ Psikolojik Danışmanlık Bölümü ile birlikte çalıştık. Benim içime çok sinen bir yasa oldu. Kimsenin sürdürülebilir olmayan bu yapıyı artık kabul etmediği ortada. Toplum artık bu çocukların yarım gram uyuşturucudan cezaevine girmesini kaldıramaz. Bu kimseyi aklama operasyonu değil. Öncelikle karar vermemiz gerekir. Mafyaya karşı mı savaşacağız yoksa çocuklara karşı mı diye...Bugüne kadar binlerce çocuğu cezaevine attık. Karşı çıkanlar tek bir çocuğu topluma kazadırdıklarını bize söyleyemez. Bu yasanın geçmesiyle beni birçok anne sevinçten aradı ve ağladı"diye konuştu.

"Türkiye'de 2 yüz 80 bin kişi bu yasadan faydalandı"

Karaokçu, 1830'lu yıllarda Amerikalı bir yargıcın girişimiyle bu yasanın uygulanmaya başladığını, 1900'lü yıllarda ise yasanın kıta avrupasına geçtiğini, 2008 yılıda da Türkiye'nin bu yasayı uygulamaya başladığını ve bugün çok başarılı bir duruma geldiğini ifade etti. Karaokçu,  Türkiye'de 2008 yılından beri 2 yüz 80 bin kişinin bu yasadan faydalandığını belirtti. Karaokçu, "2 yüz 80 bin kişinin bir yıl içinde tekrar bu suçu işleme oranı yüzde 0,5'dir" dedi.

Karaokçu şunları belirtti: "Herkesin çocuğu risk altındadır. Bir hatadan dolayı bir çocuğu hapse atmak, iş vermemek, siciline işlemesi, sadece uyuşturucu tacirlerinin işine geliyor. Bu çocukları aslında satıcı yapan sistemdir. Tüm bunlar düşünüldüğünde bu yasanın ne kadar gerekli olduğu görülüyor" şeklinde konuştu.

"Yasanın amacı tedavi süreci sağlamak"

Karaokçu, Denetimli Serbestlik Yasasının geçmesiyle birlikte uyuşturucu ile mücadelede henüz daha yarım adım atıldığını belirterek, alt yapıda eksiklikler olduğunu, çalışmayı düzenleyecek tüzüğe ihtiyaç olduğunu söyledi. Başbakanın tüzüğün en erken zamanda hazırlanması için talimat verdiğini söyleyen Karaokçu, çalışmalara başlandığını, tüzük tamamlandıktan sonra ilgili hukukçullardan da görüşler alınarak yasanın  uygulanabileceğini kaydetti. Karaokçu, yasanın çok yakın zamanda yürürlüğe gireceğini söyledi.

Karaokçu,  şunları söyledi: "Yasanın amacı madde bağımlısı olmuş, polis tarafından yakalanmış kişilere tedavi süreci sağlamak. Yakalanan kişiye yargıya çıktığında şu sorulacak. Cezayı mı tercih ediyorsun yoksa Denetimli Serbestlik Yasası içinde öngörülen uygulamayı mı? Kişi, Denetimli Serbestlik Yasası'nı tercih ederse, herhangi bir hastanede görevli iki psikiyatristten rapor getirecek. Ardından Sosyal Hizmetler Dairesi attığı her adımla ilgili rapor hazırlayacak. Başlayacak tedavi sürecinin yatılı olması gerekmiyor. Ayaktan tedavi ile de bu iş yapılabiliyor. Ağır madde bağımlıları hariç. Kişi bu süreçte 15 günde bir kan tahlili yaptırmak zorunda. 15 günde bir polise giderek ispatı vücüt yapacak.

Süreç doğru kullanılırsa, topluma kazandırılacak, ceza uygulanmayacak, siciline işlemeyecek. Yasanın amacı budur"

"Rehabilitasyon Merkezi'ne ihtiyaç var"

Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi konusuna da değinen Karaokçu, bu konuda çok ciddi tartışmalar yaşandığını, Sağlık Bakanlığı yapmış bazı kişilerin tedavi ve rehabilitasyon merkezinin ayrı birşey olduğunun farkında bile olmadığını söyledi.  Karaokçu, tedavi merkezinin çok ağır bağımlı olan, krize giren kişilerin yatılı olarak tedavi gördüğünü belirterek, bu kişilerin bu süreçten sonra Rehabilitasyon Merkezine alınarak topluma kazandırıldığını anlattı. Karaokçu, Denetimli Serbestlik Yasası'nı bekleyen birçok genç olduğunu ifade ederek, bu gençlerin ağır bağımlı olmadıklarını, bu çocukları 15 gün boyunca Rehabilitasyon Merkezine kapatmanın gereği olmadığını belirtti. Önemli olan bu çocukları toplum içinde rehabilite  ederek topluma kazandırmak olduğunu anlatan Karaokçu, Türkiye'de de Rehabilitasyon Merkezi'nin olmadığını kaydetti. Karaokçu, Rehabilitasyon Merkezi'ne de ihtiyaç olduğunu, bu yönde çalışmalar yaptıklarını söyleyerek, yeri konusunda siyasi iradenin karar vermesi gerektiğini belirtti.

"Liselerde pilot uygulama bu yıl"

Karaokçu, komisyonun yapısına bakarak, ülkede bu yönde önemli çalışmalar yapanlar arasında yer alan Prof. Dr. Mehmet Çakıcı ve Prof. Dr. Biran Mertan olduğunu söyledi. Karaokçu, Çakıcı'nın 15 yıl önce yaptığı bir eğitim çalışması olduğunu hatırlatarak, uyuşturucunun müfredata girmesi konusunun da bu şekilde gündeme geldiğini belirtti. Karaokçu, toplumun en büyük beklentilerinden birinin uyuşturucunun müfredata girmesi konusu olduğunu söyleyerek, o dönemde lise 2 müfredatıyla ilgili bir alt komite oluştuğunu anlattı. Karaokçu süreci şu şeklilde anlattı: "Bakan Kemal Dürüst göreve geldiği zaman kendisiyle görüştük. Bize bu konuda ciddi ve kalıcı birşey yapmak istediğini söyledi. Biz de uyuşturucunun müfredata girmesi gerektiğini ilettik. Sayın Dürüst bu konuda ciddi bir irade ortaya koydu. Kitabın basımı sanırım bugün tamamlanacak. Şubat tatilinden sonra müfredata geçeceği belirtilmişti ama yetişmedi. Eğitim programı çalışması kolay birşey değildir. Bir hafta önce son bir gözden geçirme yaptık. Liselerde bu yıl pilot uygulama olacak. Kitabın basımı 3-5 gün içinde tamamlanacak ve bunu kamuoyu ile paylaşacağız. İlkokul ve orta okullarviçin de ayrı bir komite oluşturuldu. İlkokul ve ortaokullara yönelikm de eğitim programı oluşması  sağlanacak. Bir aksilik çıkmazsa önümüzdeki yıldan itibaren okul öncesinden lise sona sınıfa kadar eğitim müfredatında uyuşturucu ter alacak. Bu siyasi irade kaldığı sürece elimizden geleni yapacağız"

"Bu işin reklamı olmaz"

Karaokçu, komisyonun en önemli hedefleri arasında iletişim komitesi oluşturmak da olduğunu ifade ederek, üniversite öğretim görevlilerinin ve tüm meslek örgütlerinin temsilcilerinin katılarak, bu konuda nasıl mücadele verilmesi konusunda görüşlerinin alınacağını kaydetti.

Karaokçu, "Medya yönünde verilen en büyük zarar, çocukların deşifre edilmesidir. Bütün medya örgütleriyle göreve geldiğimiz zaman mutabakat imzaladık. Bazı yayın organları bunu uygulasa da birçoğu hala daha uymuyor. Bu konuda da direncimizi yükselteceğimize inanıyorum" dedi.

Karaokçu, ailelerin çocukları için komisyona başvurduğunu belirterek, çalışmalar ve özveriler sayesinde bir güven oluştuğunu, 15 yaşındaki kız çocuklarını bataklıktan çıkardıklarını söyledi. Karaokçu, bu işin reklamını yapmanın doğru olmadığını vurguladı.

"30 yılın ihmalini ortadan kaldırmayı kimse bizden 2 yılda beklemesin"

Karaokçu, polisin geçmesini beklediği yasalar olduğunu anlatarak, son dönemde beklenilen yasaların başbakanlık tarafından savcılığa sevkedildiğini söyledi. Karaokçu, "Polisin geçmesini istediği yasalar için biz de komisyon olarak gereken desteği vermeye hazırız" dedi.

Karaokçu, şunları söyledi: "Denetimli Serbestlik Yasası konusunda destek veren herkese teşekkür ediyorum. Bundan sonraki süreçte de birlikte hareket ederesek istediğimiz düzeye gelebiliriz. Bu konularda sihirli bir değnek yoktur. Kolay değildir. Araştırma ister, eğitim programına koymak gerekir. 30 yılın ihmalini kimse bizden 2 yılda beklemesin. Parlamentonun desteği bizim için çok önemli, başka bir beklentimiz yok"