Kanser Araştırma Vakfı (KAV) Başkanı Mustafa Camgöz, dünyanın neresinde olunduğuna bakılmaksızın, herkesin mutlaka kanser hastası birini bildiğini, modern dünyada, her iki erkekten birine ve her üç kadından birine kanser teşhisi konulduğunu belirtti.

“Öncelikle, kanser, uzun ve buna karşın her daim iyi yaşamamamızın karşılığında ödemiş olduğumuz bir bedeldir” diyen Camgöz, “ Ucuz, düşük nitelikli yiyecekler, ekzersiz eksikliği, obezite, çevre kirliliği ve tabiki, güneşe ve sigaraya fazla maruz kalmak, kansere etki eden başlıca unsurlardır” dedi.

Camgöz Kanser Haftası nedeniyle yayımladığı mesajda, ilk olarak, “tanımlanmış problem, yarı çözülmüş problemdir” prensibine bağlı olarak, kanserin modern hayatın bir parçası olduğunu ve bununla anlaşılması gerektiğini kabul etmek gerektiğini kaydederek, “Bunun anlamı, eğitim, farkındalık ve önlem almaktır. Temel risk faktörleri sıralandığı gibidir (alfabetik sırada): alkol, beslenme biçimi (çok fazla tuz ve şeker), enfeksiyon yapan etkenler (ör. HPV), güneş ışığı, hormonlar (hormon-değişim terapisi dahil), kansere sebep olan maddeler (ör. asbest), kronik inflamasyon, immunosüpresyon, obezite, radyasyon, tütün, yaş” dedi.

Camgöz şöyle devam etti:

“İkincisi, erken tanı- bu, basitçe hayat kurtatır. Kanser hastalarının ölümüne sebep olan metastazdır- kanserin bir organdan diğerine yayılması. En basit şekilde, kanser eğer erken fark edilirse, tümör yerinden alınır ve yayılması durdurulmuş olur. Ailesinde kanser vakası olan ve mesleki hayatında kanser riski olan kişilerin, ekstra tedbirli olması gereklidir. Çok iyi bilinmektedir ki, bazı kanser türleri, belli meslek grupları ile ilişkilendirilmiştir.  Örneğin, kaynakçılar, muhtemelen kaynağın dumanını soluduklarından dolayı, akciğer kanseri olmaya daha eğilimlidirler.

Üçüncü olarak, uzman ilgisi çok önemlidir. Kanser terapisi roket bilimidir ve uzun süreli planlanmaya ve sistematik yürütülmeye ihtiyaç duyar. Kanser, genel bir doktor tarafından etkili bir şekilde tedavi edilemez. Örneğin, göğüs kanseri, bir hematolog veya kolon kanseri uzmanı tarafından tedavi edilemez (tercihen edilmemelidir). Bu yüzden, kanser teşhisi konulur konulmaz, kişi uzman bir onkoloğa ulaşmaya çalışmalıdır. Bu sıralar, kanserle ilgili daha fazla iyi haber vardır! İyi bir uzman, tüm bunları bilecektir. Gerçekten iyi bir onkolojist batı ve doğu tedavi yöntemlerini benimseyecek ve doğru bulduğunu, uzmanlık alanıyla bütünleştirecektir.

Son olarak, hasta ve hasta yakınlarına verilecek olan psikolojik destek ve stres yönetimi çok önemlidir. Kanser, kişi üzerine çok büyük baskılar koyabilir. Stresin kansere sebep olmadığına inanılmasına rağmen, stress bağısıklık sistemini bastırarak, kanserin başlangıcına ve ilerleyişine sebep olabilir.”

KAV’ın, araştırma ve eğitim yoluyla ülkede kanser problemleriyle uğraştığı için gururlu olduğuna vurgu yapan Camgöz, problemlerin çözümlerinin ancak araştırma yoluyla bulunabileceğini kaydetti.

Camgöz, “Örnek vermek gerekirse, 2008’de yayınlanan araştırmamızda gösterdik ki; ülkemizdeki göğüs kanserine yakalanma yaşı, Avrupa’nın geri kalan diğer ülkelerine göre oldukça düşüktür. Bu somut bir sonuçtur ki (en yakın zamanda bildirmekte niyetli olduğumuz) ülkemizde göğüs kanserini tetikleyen birşeyin olduğu anlamına gelebilir. Başlanabilecek en açık yer çevredir, ve KAV işte bu yüzdendir ki; Kuzey Kıbrıs’ın topraklarında kanserojen ağır metal varlığının araştırılmasını kapsayan bir doktora projesine sponsor olmaktadır. Her zaman olduğu gibi, sonuçlar tamamlanıp, analiz edilip, uluslararası uzmanlar tarafından onaylanır onaylanmaz, toplumumuzun bilgisine sunulacaktır” dedi.

Camgöz, herkesi 24 Nisan’da yapılacak olan, Orkide Yürüyüşü’ne davet etti.