Suna ERDEN 

Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Hüseyin Çavuş Kelle, Seracılar Birliği Başkanı Mahmut Doğan ve Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Turgut Akçın Türkiye’den gelecek suyun tarımda ve üretimde kullanılıp kullanılmayacağına dair bilgileri olmadığını, ilgili makamların üretici birliklerine açıklama yapması gerektiğini söyledi. Star Kıbrıs’a konuşan birlik başkanları, suyun kim tarafından yönetileceği, hangi bölgelere verileceği konularının henüz belirlenmediğini ifade etti. 

Hüseyin Çavuş Kelle, tarım alanında gelecek suyla ilgili bir beklentilerinin olmadığını söylerken, Mahmut Doğan önceleri suyun gelecek olmasının heyecan yarattığını ancak şimdi sulu tarım için kullanılacağına dair bir umutları olmadığını söyledi. Turgut Akçın ise “Beklentimiz Tarım Bakanlığı’nın daha açık davranması, üreticileri uyarması ve planlama yapmasıdır” dedi. 

KELLE: “BİRÇOK BÖLGENİN SUYA İHTİYACI VAR” 

Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Hüseyin Çavuş Kelle, Türkiye’den gelecek olan suyun ekonomiye katkı sağlamasını, tarımda üretimi artırmasını temenni ettiklerini ancak bu gelecek suyun tarımda kullanılacağına dair bir ümitleri olmadığını söyledi. Kelle, gelecek suyun içe ve kullanım için dağıtılacağına dair açıklamalar yapıldığını, tarım ile ilgili bir çalışma olmadığını ifade ederek şunları söyledi: 

“Şuanda tüm bölgelerde yer altı sularında hem azalma var hem de tuzlanma oldu. Güzelyurt’ta narenciye için, Çayönü ve Yeşilköy bölgesinde patates üretimi için, enginar ve karpuzun yetiştiği Meserya, Mormenekşe, Yıldırım köyü ve diğer birçok bölgede suya ihtiyaç vardır. Ancak Türkiye’den gelecek suyun tarıma verileceğine dair bir umudum yok. Sadede tuzlanma oranı yüksek olan narenciye üretiminin merkezi Güzelyurt’ta verileceğini biliyoruz. Oysaki çiftçinin her alanda suya ihtiyacı vardır. Gelecek suyun tek bir damlasının heba edilmeden gerekli yerlere kullanılmasını umuyoruz. Ancak sulu tarımda kullanılacağına dair ne bir çalışma ne de yetkili bir ağızdan açıklama yapıldı.” 

“KİMİN YÖNETECEĞİ BELLİ DEĞİL” 

Kelle, suyun tarımda kullanılması halinde bir planlama yapılması gerektiğini ifade ederek, kimlerin üretim yapacağı, hangi ürünün ne kadar ekileceği ile ilgili çalışma yapılmasının şart olduğunu vurguladı. Kelle, ambargolar altında üretim yapmaya çalışan üreticinin haklarının korunması gerektiğini, yıllardır mecliste bekletilen “Hal Yasası’nın” beklemede olduğunu ifade ederek, alt yapısal sorunların giderilmemesi halinde üretim yapmanın da bir mantığı olmadığını dile getirdi. 

Türkiye’den gelecek su ile ilgili yeterli açıklamalar yapılmadığını kaydeden Kelle, “Suyun kullanım yetkisinin kimde olacağı daha belirlenmedi. Birkaç kez toplantılara katıldık ancak yeterli bilgilere ulaşamadık” dedi. Kelle, suyun kullanımı, çiftçilerin ihtiyacı olup olmadığı veya hangi yerler için gerekli olduğuna dair bilgilerine başvurulmadığını ifade etti. Kelle, tarım anlamında bir çalışma ve planlama olmadığı için çiftçilerin gelecek suyla ilgili bir beklentisinin olmadığını dile getirdi. 

“BEKLENTİMİZ YOK” 

Su ihtiyacının karşılanması için kuyulardan su çekildiğini, bunun tuzlanmayı daha da arttırdığını kaydeden Kelle Türkiye’den gelecek suyla ilgili tarım alanında bir beklentilerinin olmamasına karşın, içme ve kullanma için kuyulardan su çekilmeyeceği için yer altı sularının kendisini tazeleyeceğini ve tuzlanmamanın azalacağını ifade etti. 

DOĞAN: “SU BİZE HEYECAN VERMİYOR” 

Seracılar Birliği Başkanı Mahmut Doğan ise yer altı sularının tuzlandığını, sebze-meyve üreticilerin zor şartlar altında bahçelerini suladıklarını, Türkiye’den gelecek suyun üretime verilmesi halinde daha verimli daha kaliteli üretim yapılacağını söyledi. Doğan, ancak suyun yönetiminin kimde olacağına dair bir belirsizlik olduğunu, dağıtımı konusunda da bir yanlışlık olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Önceleri suyun Güzelyurt havzalarında verileceği, sulu tarım için de kullanılacağı söylendi daha sonra ise Yonca kavşağına verileceği açıklandı. Hâlbuki ülkedeki seracılığın yüzde 70’şi Gazimağusa’nın Maraş bölgesinde yapılıyor. Maraş’a su verilmezken, üretimin yapılmadığı, tek bir seranın dahi olmadığı Yonca bölgesine su verilecek olması akıl alır bir durum değildir. Bu nedenle gelecek su önceleri hayalimiz olsa da rüyalarımıza girse de şimdi heyecan vermiyor.” 

Doğan, bir sektör oluşturmak, ülkeye bir değer kazandırmak ve geçimlerini sağlamak için var güçleri ile zor şartlar altında üretim yaptıklarını dile getirdi. 

Doğan, “Yetkililerimizi, yöneticilerimizi adalete edevat ediyoruz. Gelecek suyun ihtiyacı olan bölgelere adil bir şekilde dağıtılmasını, üretimin desteklenmesini talep ediyoruz” dedi. 

AKÇIN: “TÜM ÜRETİCİLERİN” 

Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Turgut Akçın da gelecek suya tüm üreticinin ihtiyacı olduğunu ancak üretim ve tarım alanında kullanıp kullanılmayacağına dair bilgileri olmadığını söyledi. Tarım Bakanlığı tarafından üreticinin bilgilendirilmesi gerektiğini ifade eden Akçın, “Suyun geleceğini biliyor uz ancak nerelere ve nasıl kullanılacağını bilmiyoruz” dedi. 

Narenciye üretiminin can damarı olan Güzelyurt bölgesinde yer altı sularının tuzlandığını ifade eden Akçın, bir ağacın günlük ihtiyacı olan su miktarını veremediklerini, eksik sulama yaptıklarını, gelecek suyun üretime aktarılması halinde hem ağaçların yeteri kadar sulanacağını hem de kaliteli üretimin artacağını vurguladı. 

“BAKANLIK BİLGİLENDİRME YAPMALI” 

Akçın, “Su projesi karaya çıktı. Yumurta kapıya dayandı ancak ortada bir planlama yok. Çok geç kalınsa da Tarım Bakanlığı’nın üreticileri bilgilendirmesi gerekiyor. Hangi bölgelere ekim veya dikim yapılacağı planlanmalıdır. Gelecek suyun öncelikli verileceği bölge en verimli topraklara sahip Güzelyurt, ardından da Girne-Dağ bölgesine verilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu. 

Üretici birliklerinin suyun nerelerde kullanılacağına dair bilgisi olmadığını kaydeden Akçın, ilk etapta içme suyu olarak verileceğine dair açıklamalar yapıldığını daha sonra sulama için verileceğine dair söylemler olduğunu ancak net bilgilerin kendilerine ulaştırılmadığını söyledi. Akçın, “Beklentimiz Tarım Bakanlığı’nın daha açık davranması, üreticileri uyarması ve planlama yapmasıdır” dedi.