Başbakan Ömer Kalyoncu, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun geçmişte eriyen borç yükünün yeniden yükselmeye başladığını söyledi. “Elektrikte kilowat saat başına 6 kuruş zam” tartışmalarına farklı bir boyut kazandıran Başbakan, “Aylık zarar 30 milyon TL’ye ulaştı” dedi.

Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesine karşı olmadığının altını çizen Başbakan Kalyoncu, bir önceki hükümet döneminde kuruma yapılan istihdamları da doğru bulmadığını söyledi.

Kalyoncu, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile tartışma yaşadıkları konusuna açıklık getirerek kendilerinin bir tartışma içinde olmadığını ancak Cumhurbaşkanı’nın görevlerinin belli olduğunu ifade etti.

Kalyoncu, “Cumhurbaşkanı ile herhangi bir konuda istişare etmekten rahatsız olmam. Ama Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı’dır görevleri bellidir, hükümet hükümettir görevleri bellidir. Ben görüşmecinin nasıl görüştüğü meselesine karışma hakkımı kendimde görmem. Ve bir şey söyleyeceksem de ona uygun ortamda söylerim” diyerek konuya yeni bir boyut kazandırdı.

Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler-Ulusal Birlik Partisi hükümetinin Başbakanı olmasının ardından ilk geniş kapsamlı röportajını Havadis Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Hüseyin Ekmekçi ile yaptı.

Kalyoncu, elektriğe zam konusundan 3’lü kararnamelerle atama konusunda, Türkiye ile ilişkilerden Cumhurbaşkanı Akıncı ile Kamu Hizmeti Komisyonu üzerinden yaşanan tartışmalara açıklıkla yanıt verdi.

“Otomatiğe bağlanmalıydı”

Kalyoncu, son günlerde ülkede ciddi şekilde gündem olana elektrik fiyatlarının zamlanıp zamlanmayacağı bilmecesi konusunda açıklamalarda bulundu.

Kalyoncu, “Elektrik fiyatlarının geçtiğimiz dönemde son zamlandığında aslında otomatiğe bağlanması gerekirdi öyle bir prensip kararı da vardı ama biliyorsunuz bir itişme kapışma dönemi oldu. Oradan da kaynaklanan nedenlerle bir şekilde otomatiğe bağlanmadı veya bağlanamadı. Akaryakıt fiyatlarına bağlı olarak otomatiğe bağlanacaktı yılda bir defa zam yapılacaktı. Maalesef bu yapılmadı. Tarım Bakanlığı’na bağlıydı değildi, özerkti değildi, personel böyle alınmalıydı alınmamalıydı tartışmalarının içerisinde günümüze geldi. Otomatiğe bağlı olsaydı siyasilere bağlı olmayacaktı. Ve bunu da konuşuyor olmayacaktık” dedi.

“Her ay 30 milyon TL zarar”

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun mevcut açığının giderek büyüdüğünü ifade eden Kalyoncu, elektrik fiyatlarının ayarlanmasının otomatiğe bağlanmamasından dolayı kurumun her ay 30 milyon TL civarında bir zarara uğradığını belirtti.

Kalyoncu, ülkedeki elektrik fiyatlarının Güney’deki fiyatlara göre halen daha ucuz olduğunu da kaydederek “Biz bu artışı elimizden geldiği kadar yurttaşa yansıtmak istemeyiz. Ama hem Elektrik Kurumu’nu özerk yapmak istiyoruz hem elektrik fiyatlarının fuel oil ile ilgili kısmının otomatiğe bağlanmasını istiyoruz” dedi.

“İstihdam maliyeti artırmıyor”

Kalyoncu, Kıb-Tek’te maliyeti artıran şeyin yapılan istihdamlar olmadığını kaydetti. Geçmiş dönemde yapılan istihdamlardan kamu vicdanının rahatsız olduğunu kabul eden Kalyoncu, kurumlara ihtiyaç duyduğu zaman doğru bir biçimde personel alınmasının şart olduğunu kaydetti.
Kalyoncu istihdam konusunda şunları söyledi:

“Bütün kurumlarda personel ihtiyacı sınav ile giderilecek. Özkan Yorgancıoğlu döneminde geçici alınması durduruldu. Bu önemli bir gelişmedir. Niyeti okumak mümkündür burada. Devlete geçici alımı durduruldu. Kurumlarda da durdurulacak. Bu yeni bir hükümet olabilir ama diğerinin de bir anlamda devamıdır.
Yeni hükümet de hükümet programında diyor ki geçmiş hükümet döneminde alınmış olan bir kararın devamını biz kurumlar için de yapacağız.”

Kabloya onay…

Kalyoncu, Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesine karşı olmadıklarını aksine projelendirilip hayata geçirilmesi taraftarı olduklarını söyledi. Kıb-Tek’in bunu projelendirmesi gerektiğini ifade eden Kalyoncu, “Elektriği ucuzlatmak için elimizden geleni yapmak bizim boynumuzun borcudur” dedi. Geçtiğimiz hükümet döneminde solar enerjinin yaygın bir biçimde kullanılabilmesi açısından Kıb-Tek yönetimi birtakım girişimler yaptı. Yarın Kıbrıs sorununun çözümüyle beraber bizim santrallerimizin gazla da çalıştırılır hale dönüştürülmesi de mümkün hale gelecek. O zaman çok daha ucuz elektrik üretebilir hale geleceğiz” ifadelerini kullandı.

“Başkanlar bizim işimizi kolaylaştırıyor”

Genel başkanların hükümette olmamasının dezavantaj doğurmadığını ifade eden Kalyoncu, ne UBP açısından ne CTP açısından ne de onların hükümette bulunan üyeleri açısından herhangi bir dezavantaj yaratmadığını belirtti.

“Farz edin ayni gün ayni konuda demeçler verilebilir mi veya bunlar farklı olabilir mi dikkat edilmezse bunları olabilir. Ama bunlar kötü niyet taşıyan şeyler olmadığından eminim çok rahat bir biçimde de düzeltilebilirler. Genel başkanlar aslında bizim işimizi kolaylaştırıyor şu anda. Çünkü rahat bir görüş alışverişi vardır orta yerde. Şu ana kadar hükümette bir problem çıkmadı.”

“CTP içinde rahatsızlık yok”

Kalyoncu, CTP içerisinde bakanlar konusunda herhangi bir rahatsızlık olmadığına vurgu yaparak herkesin amacının ülkeye bir şeyler katmak olduğunu belirtti. CTP Meclis Grubu’nun hükümetin kurulmasının ardından birkaç toplantı yaptığını ifade eden Kalyoncu, “Parti Meclisi toplanıyor, bu arkadaşlar da Parti Meclisi’nin üyesidir zaten. Ben orada herhangi bir sorunun olduğunu görmedim” diyerek CTP içerisinde bir sıkıntı olmadığını belirtti.

UBP içerisindeki durum

Kalyoncu, 31 Ekim’de Ulusal Birlik Partisi’nde yapılacak kurultayın hükümetin işleyişini aksatmayacağı görüşünde. 1 Ekim’de Meclis’in açılacağını ifade eden Kalyoncu, UBP Kurultayı’nın da 31 Ekim’de yapılacağını bir aylık sürenin çok büyük kayıp yaratmayacağını ifade etti. UBP’de yeni genel başkanın şu andakinden farklı olması durumunda yeni bir durumun ortaya çıkacağını kaydeden Kalyoncu, Özgürgün’ün seçilmesi durumunda ise ayni şekilde yola devam edeceklerini kaydetti.

Özelleştirme

Kalyoncu, hükümetin özerkleştirmeyi konuştuğunu özelleştirme gibi konunun gündemlerinde olmadığını ifade etti. Ercan’da bir özelleştirme yapıldığını ifade edene Kalyoncu, bununla ilgili tartışmaların halen devam ettiğini söyledi. Kalyoncu, “Yapılmış bir iş var biz belirlenmiş çerçevelerin dışında çıkılmamasını gözeteceğiz. Yeni bir özelleştirmeyi konuşmama niyetindeyiz. Bunun sonuçlarını görmeden. Ercan konusu sürekli Bakanlar Kurulu’nun gündemindedir” dedi.

Türkiye’ye ziyaret gündemde

Kalyoncu, şu an için Türkiye ile herhangi bir direk temaslarının olmadığını ifade ederek önümüzdeki günler içerisinde Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştireceklerini ifade etti.

Yeni bir ekonomik programı hazırlamaya çalıştıklarını da kaydeden Kalyoncu, “2013-2015 Protokolü’nden uygulanmamış birçok madde var. 2016-2018 Programı içerisine dahil olacak ama zaten o maddelerin bir çoğu hükümet programında vardır” ifadelerini kullandı.

“Kamu yönetimi önemli”

Kalyoncu son olarak kamu yönetiminin ülkenin yönetilmesinde en önemli konulardan biri olduğunu ifade ederek kamuda verimliliği artırmak için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. Bir takım adımlar da attıklarını ifade eden Kalyoncu, bu adımları ileriki günlerde halka duyuracaklarını sözlerine ekledi.

Kalyoncu, “Kamunun çalışabilirliği önemlidir. Biz şunu fark ettik ki kamuda bürokrasi yeterli verimlilikte değil. O yüzden 3’lü kararname sisteminin değiştirilmesi gerektiğini söylüyoruz. Bu yüzden artık her şey sınavla yapılması üzerinde duruyoruz. Kalite kamu yönetiminde önemlidir. Kamu görevlilerinin gerekli donanıma sahip olması gerek. Yasaların insanların lehine uygulanması gerek. Aman kaybının orta yerden kaldırılması açısından kamu yönetiminin daha sağlıklı işlemesi için üzerimize düşeni yapacağız. Önümüzdeki günlerde bu konuyla ilgili aldığımız ve alacağımız tedbirleri halka açıklayacağız” diyerek sözlerini tamamladı.

***
"Ben sadece işimi yapıyorum"

Başbakan Ömer Kalyoncu, son günler su yüzüne çıkan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile tartışma yaşadıkları konusuna açıklık getirerek kendilerinin bir tartışma içinde olmadığını ancak Cumhurbaşkanının görevlerinin belli olduğunu ifade etti.

“Cumhurbaşkanı ile şu ana kadar ciddi bir problem yaşamış değiliz. Hükümet programında KHK konusunda gerekli değişikliğin 9 ay içerisinde yapılacağı yazılıdır. 3’lü kararnameler ile ilgili olarak da yeni müşavir yaratmama yönünde her iki partinin karar aldığı yine yazılıdır. Aksi bir gelişme olursa bunun sadece yanlışlık olabileceğini söyleyebilirim. Biz o yanlışlığın da olmaması için çalışıyoruz. Dolayısıyla kavga edecek bir konu olmadığı kanaatindeyim.

Cumhurbaşkanı ile herhangi bir konuda istişare etmekten rahatsız olmam. Ama şu da var. Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanıdır görevleri bellidir, hükümet hükümettir görevleri bellidir. Ben görüşmecinin nasıl görüştüğü meselesine karışma hakkımı kendimde görmem. Ve bir şey söyleyeceksem de ona uygun ortamda söylerim. Rutin görüşmeleri cumhurbaşkanı ile yapacağız. Cumhurbaşkanı bana bu toplantıları yapılacağını bana söyledi.”

***
“Polisteki atamalar konusunu önümüzde bulduk”

Kalyoncu Polis Genel Müdürlüğü’ndeki atamalar konusunda ise şu açıklamaları yaptı: “Ben polisteki atamalar konusunu önümde buldum ve adımımı attım. Çok uzayan ve tartışılan bir konuydu bir şekilde bir yere bağlanması gerekirdi. Sürekli rahatsızlık içerisinde bulunan kurum, üzerine düşeni yapamaz. Maalesef geçtiğimiz dönemde çözülemedi dolayısıyla hazırlanmış bir kararname de olduğu için bir baktık sağına soluna cumhurbaşkanı ile de istişaresini yaptık ve böyle olmasını istedik. Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın önerisiydi bu ve üzerinde tartıştık böyle bir şey çıktı.”

***
“Dövize müdahale kapasitemiz yok”

“Dövizle borçlanma konusunda bir yasak koymak doğru değil. Bununla bir yere varamayız. Yasaklamaya da gerek yoktur. Yurttaş birçok kesimler tarafından uyarılmıştır. Özellikle gelir cinsi ne ise o cinsten borçlanmaları konusunda uyarıldı. Bu konuyla ilgili çok şey söyleniyor. Tedbir alın deniyor alınacak tedbir varsa da biz almıyoruz o zaman bu konuda haklı olabilirler ama açık bir dünyada yaşıyoruz. Dövizin fiyatı konusunda bizim belirleyici olma kapasitemiz yoktur. Türkiye’nin de yoktur. Öyle bir noktaya geldik ki ekonomik savaşlar yaşanır. Biz de arada sallanırız.”

***

Kooperatifte değişim sinyali

Kalyoncu, partisinin bir karar alarak partinin yürütme organlarında görev alanların devlet kurumlarının yönetimine girmeyeceğini belirtti. Bu kararı uygulamaya koyacaklarını ifade eden Kalyoncu, “Yanlış yapan biri varsa onu da görevden alacağız. Uyumsuzluk gösteren biri varsa onu da görevden alacağız. Bu net bir durumdur. Bu kurumların özerk hale getirilmesi için de belli bir çalışma başlatılıyor” dedi.

Bilindiği üzere, Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Şahali, aynı zamanda Güzelyurt İlçe Başkanı olarak da görev yapıyor.